Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/897 E. 2021/662 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/897
KARAR NO : 2021/662
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/11/2018
NUMARASI: 2015/1165 Esas – 2018/1142 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 07/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;davalı … Sigorta A.Ş ‘ye sigortalı bulunan …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 28/02/2015 tarihinde Şanlıurfa ili istikametinden Adıyaman ili istikametine seyir ederken … köyüne dönmek isterken müvekkili …’ın sevk ve idaresinde olan … plakalı aracı hatalı sollayarak trafik kazasının oluşmasına sebebiyet verdiğini, meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili … için 2.000,00 TL’nin sürekli sakatlık tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta şirketinden tahsiline, … için 2.000,00 TL ve … için 2.000,00 TL ‘nin sürekli sakatlık tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte her iki davalı şirketlerden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir .Davacılar vekili 27/08/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 14.970,89 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı yanın herhangi bir maluliyeti olduğundan bahsedilmediğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, bu nedenlerle müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi tahtında sigortalandığını, işbu poliçe ile kişi başına toplam 268.000,00 TL’lik sakatlanma ve ölüm zararı teminatı sağlandığını, davacı …’a 27.11.2015 tarihinde, davacı …’a 06.11.2015 tarihinde maluliyet tazminatı ödemesi yapıldığını, davacılar tarafından imzalanan ibraname ile müvekkilin sorumluluğu ortadan kalktığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davalılardan … Sigorta’ya yönelik açılan davanın feragat nedeni ile reddine,2-a)Davacılardan …’ın … Sigortaya yönelik açmış olduğu davanın reddine, b)Davacılardan …’ın … Sigorta’ya yönelik açmış olduğu davanın kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre 14.970,89 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 06/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta’dan alınarak davacı …’a verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigorta şirketi tarafından verilen başvuru dilekçesinde müvekkilinin geçici iş görememezlik tazminatının ödenmemesi gerektiğini iddia ettiğini ancak Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2016/9637 E. 2017/7037 K görüleceği üzere geçici iş göremezlik tespiti yapılan çocuk dahi olsa tazminat hesabı yapılması ve alacağa hükmedilmesi gerektiğini ancak yerel mahkemenin geçici iş göremezlik alacağını kabul etmeyerek aleyhe vekalet ücretine hükmettiğini, geçici iş göremezlik hesabı yapılırken kaza tarihinde ki asgari ücretin dikkate alınmasının yasaya ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini, kusurlu aracın yasal vasfı ticari araç olması sebebiyle faiz olarak ticari faiz olması ve faiz işletim tarihinin de kaza tarihinin dikkate alınması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 28.02.2015 tarihinde dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araç ile davacı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın çarpışması ile gerçekleşen trafik kazası neticesinde, davacıların yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince İstanbul ATK ‘dan alınan maluliyet raporuna göre davacı …’ın trafik kazasına bağlı maluliyet gerektirecek herhangi bir araz tespit edilmediği, iyileşme (iş göremezlik) süresinin dava konusu olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir. Beden bütünlüğü ihlal edilen kişi bu ihlal nedeni ile tamamen veya kısmen çalışamaz duruma gelmişşe, bundan doğan zararının tazminini de talep edebilir. Kaza geçiren kişinin, tedavi gördüğü süre içinde iyileşinceye kadar çalışamaması ve bu yüzden iş ve kazanç kaybına uğramış bulunması geçici iş göremezliktir. Dosya kapsamında dava dilekçesi ile davacılar için açıkça sürekli iş göremezlik tazminatı talep edilmiş olup geçici iş göremezlik tazminat talebinin bulunmadığı sabittir. Dolayısıyla usulüne uygun olarak açılmış geçici iş göremezlik tazminat davası bulunmadığı nedenle ilk derece mahkemesi tarafından farklı gerekçe ile de olsa geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin davacı … yönünden yapılan istinaf talebi yerinde değildir. Ayrıca davacı … hakkında geçici iş göremezlik tazminat talebinin reddine karar verilemeyeceğine ilişkin daire kabulümüz kapsamında istinaf konusu yapılan faiz türü talebi de konusuz kaldığı nedenle değerlendirilmemiştir. Davacı …’ın sürekli iş göremezliği bulunmadığının tespiti ile bu yöndeki talebinin de reddine karar verilmiş olmasına göre dava dilekçesinde harca esas değer üzerinden reddedilen dava için davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinde AAÜT, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu hususa değinen istinaf itirazının da reddi gerekmiştir. Bu nedenlerle; davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacı …’tan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/04/2021