Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/894 E. 2021/695 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/894
KARAR NO: 2021/695
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI: 2016/222 Esas – 2018/1312 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 08/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinden … ve …’nın kızı diğerlerinin ise kardeşi olan …’ın, 14/05/2015 günü, davalılardan …’ın sürücüsü, …’ın maliki, … Sigorta A.Ş.’nin trafik sigortacısı olduğu … plakalı araç içinde yolcu olarak bulunduğu sırada, araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini,olayın hemen akabinde davalı araç sürücüsü …’ın arkasına dahi bakmadan olay yerinden kaçtığını ve tam iki gün sonra teslim olduğunu, söz konusu olay ile ilgili olarak araç sürücüsü …’ın hakkında Bakırköy 15.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/345 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan inceleme neticesinde adı geçen sürücünün asli kusurlu olduğunun saptandığını, ölen …’ın desteğinden yoksun kalınması nedeniyle anne, baba ve kardeşlerinin içerisine düştükleri büyük acı ve üzüntünün bir nebze de olsa hafifletilebilmesi amacıyla huzurdaki davanın açıldığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacılardan … ve …’ın her biri için ayrı ayrı 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, ayrıca … ve …’ın her biri için ayrı ayrı 30.000,00 TL, müteveffanın kardeşleri …, …, …, … ve …’ın her biri için 15.000,00 TL olmak kaydıyla toplam 135.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 160.492,40 TL’ye yükseltmiştir. … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı belirtilen … plakalı … adına kayıtlı aracın 21/05/2014-21/05/2015 vadeli ZMMS poliçesi gereğince müvekkili şirket tarafından teminat altına alındığını,müvekkili şirketin poliçeden doğan sorumluluğunun poliçe özel ve genel şartları, sigortalının kusuru ve azami 290.000,00 TL poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müteveffa …’ın müvekkili şirket sigortalısı … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğundan bahisle hatır taşıması indirimi yapılmasını istediklerini, müteveffanın araç sürücüsünün alkollü olduğunu bile bile sigortalı araçta yolcu olarak seyahat etmesi nedeniyle kusurlu olduğunu, dava konusu tazminata ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Diğer davalılar … ve … cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacılar … ve … tarafından davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne, davacıların kızı …’ın 14/05/2015 tarihli trafik kazası nedeniyle vefatı sonucu davacı babası ile annesinin destekten yoksun kalmasına bağlı olarak davacı Baba … için 70.626,21 TL+ davacı anne … için 89.866,19 TL olmak üzere toplam 160.492,40 TL maddi tazminatın davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, tespit ve takdir olunan maddi tazminatın 2.000,00 TL ‘lik kısmına dava tarihi olan 10/12/2015 gününden, ıslah ile artırılan 158.492,40 TL’lik kısmına ıslah tarihi olan 20/09/2018 gününden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacılar …, …, …, …, …, … ve … tarafından davalılar … ve … aleyhine açtıkları manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacıların çocuğu ve kardeşi olan …’ın 14/05/2015 tarihli trafik kazası sonucu vefatı nedeniyle davacı Baba … için 30.000,00 TL+ davacı anne … için 30.000,00 TL + davacı … için 8.000,00 TL+ … için 8.000,00 TL+ … için 8.000,00 TL+ … için 8.000,00 TL + … için 8.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, tespit ve takdir olunan manevi tazminata olay tarihi olan 14/05/2015 gününden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine , ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur durumunun tam, kesin ve hukuka uygun olarak tespit edilmediğini, araç sürücüsüne atfedilen %80 kusurun haksız ve hatalı olduğunu, ölenin güvenliğini dikkate alarak araç içinde yolculuk yapması gerekirken sol arka kapı kısmında camdan dışarıya sarkmış şekilde yolculuk yaptığı belirlendiğinden asli kusurlu olduğunu, raporda hesaplamanın PMF Tablosuna göre yapıldığını, TRH Tablosuna göre yapılması gerektiğini, ölenin gelirinin %100 tutar üzerinden davacılara paylaştırıldığını, esasen %70 üzerinden paylaşım yapılması gerektiğini, yapılan hesaplamada yetiştirme gideri indirimi yapılmadığını, davacı anne ve babanın başka çocuklarının olduğu hususunun değerlendirilmediğini, müteveffa dışında başka çocukların da olduğu göz önüne alınarak tazminattan indirim yapılması gerektiğini, aktüerya raporunun sigorta aktüerleri yönetmeliği uyarınca Hazine Müsteşarlığında yetkilendirilen aktüerya listesine kayıtlı lisanslı aktüerler tarafından yapılması gerektiğini, raporun eksik ve hatalı olduğunu, itiraz ettikleri halde mahkemece söz konusu hesap bilirkişisi raporuna dayalı hüküm kurulduğunu, müteveffanın sigortalı otomobilde yolcu konumunda bulunduğundan hatır taşıması ve birlikte kusur indirimi hallerinin mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 14/05/2015 günü saat 23.15 sıralarında sürücü …’ın yönetimindeki … plaka sayılı otomobil ile … Caddesini takiben … Caddesi istikametine doğru seyrettiği sırada direksiyon hakimiyetini kaybedip orta refüjü aşarak karşı yönden gelen sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı kamyonet ile çarpışması ve çarpmanın etkisi ile ötelenen kamyonetin park halindeki … plakalı otobüse çarpması sonucunda sürücü …’ın aracının arka koltuğunda yolcu olup, camdan sarkmış olan …’ın araçtan düşerek ölümü ile sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır. Ceza dosyasının incelenmesinde tek bilirkişiden alınan raporda vefat eden …’ın aracın içerisinde sol arka kapı kısmına vücudu araç dışında bulunur şekilde seyahat ettiği esnada içinde bulunduğu aracın kontrolden çıkarak savrulması üzerine, kaplama üzerine düşüp vefat etmesinde ikinci dereceden kusurlu bulunmuş sürücü …’in otobüs sürücüsü ..’ün kusurunun bulunmadığı, vefat edenin içinde bulunduğu araç sürücüsü …’ın birinci derecede asli kusurlu olduğu belirlenmiştir. Ceza mahkemesinde ATK’dan kusur yönünden rapor alınmış olup olayda sürücü …’ın asli kusurlu olduğu, vefat eden …’ın tali kusurlu olduğu belirlenmiş ve diğer sürücülere kusur verilmemiştir. Ceza mahkemesince sürücü …’a tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermiş olması nedeniyle mahkumiyet verilmiştir. Kaza tespit tutanağında da vefat eden …’ın sol arka camda gövde kısmı dışarıda bulunduğu hususunun belirtildiği, ölenin içinde bulunduğu aracın sürücüsünün olay yerinden firar ettiğinin belirtilmiştir.Mahkemece kusur yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi olayda …’ın %80 oranında asli kusurlu olduğunu, müteveffa …’ın %20 oranında tali kusurlu olduğunu belirlemiştir. Emsal nitelikteki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/5400 Esas ve 2017/11378 Karar sayılı kararında;”…2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca sürücü ve yolcuların araçların kullanılması sırasında koruyucu tertibatları kullanması zorunludur. Araçlarla gerek sürücü gerekse de yolcu olarak seyir halinde iken zorunlu olan koruyucu ekipmanların kullanılmaması zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet veren etkenlerdendir. Somut olayda davacı …’ın yolculuk esnasında takılması zorunlu olan emniyet kemerini takmadığı ve kaza sonucu ön camdan fırlayarak yaralandığı eldeki belgelerden, mahkemenin kabulünden, özellikle de kaza tespit tutanağı ile sabittir. Bu durumda mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. (818 sayılı BK 44.) maddesi gereğince tazminat miktarından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken, davacının yaşı nedeni ile emniyet kemeri takmamanın sonuçlarını kavramasının beklenemeyeceğinden kusurun sürücüde olduğu belirtilerek, indirim yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması, isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.” belirlemesinde bulunmuştur. Mahkemece alınan kusur raporunda vefat eden desteğin aracın arkasında güvenli şekilde oturmadığı, arka cam üzerinde oturarak yolculuk yapması nedeniyle %20 oranında kusur verilmiştir. Müteveffa yolcu olup, sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiği, emniyet kemeri takmadığı ve arka cam üzerinde oturarak seyahat ettiği için zararın oluşumunu arttırdığından müterafik kusurludur. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamalarında müterafik kusur halinde tazminattan indirim oranı % 20 olarak kabul edilmektedir. Bu durumda kusur bilirkişisi tarafından müteveffa için belirlenen %20 kusurun müterafik kusur kabul edilmesi gerekir. Aktüerya hesaplamasında müteveffanın %20 kusuruna göre hesaplama yapıldığı nazara alındığında başka bir ifadeyle yapılan hesaplamada sonuç olarak %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmış olduğundan kusur ve müterafik kusura değinen istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Aktüerya raporunun incelenmesinde PMF Yaşam Tablosu kullanılmış, işleyecek aktif dönem hesabı için ayrı ayrı %10 arttırım, %10 iskonto yerine kazanç x zarar süresi kısa formülü ile ve en son bilinen net asgari ücrete AGİ eklenerek bulunan 1.755,33 TL üzerinden hesaplama yapılmıştır. Bilirkişi tarafından destek payları ayrı ayrı gösterilmiş, değerlendirmeye alınmış, ölenin kazancı ile ilgili dosyada bilgi ve belge mevcut olmadığından asgari geçim indirimi eklenerek asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmıştır. Kaza tarihinden asgari ücretin bilinen dönemine kadar olan sürede ortaya çıkan tazminat miktarı hesaplanmış, net asgari ücrete bekar işçinin alacağı asgari geçim indirimi eklenmiştir. Tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin vermiş olduğu güncel 14/01/2021 tarih, 2020/2598 E. ve 2021/34 K. sayılı kararı gereğince TRH 2010 tablosu uygulanacaktır. Ancak progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması gerekecektir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 02/03/2020 tarih, 2019/3713 E. ve 2020/2420 K. sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta, PMF yaşam tablosu esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Bu nedenle TRH yaşam tablosu esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğinden bu hususa değinen istinaf talebi kabul edilmiştir. Ancak kaza tarihinde vefat eden … 16 yaşında olduğu, çalıştığı ve gelir elde ettiğine dair somut deliller sunulmadığı, bu durumda 18 yaşından itibaren çalışacağı düşünülerek hesaplama yapılması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi ve yaşı itibari ile yetiştirme gideri yönünden hesaplama ve indirim yapılmamış doğru olmamıştır. Bu nedenle bilirkişi raporunun bu kısmı ile ilgili olarak istinaf talebinin kabulü gerekmiştir. Vefat edenin asker uğurlamasına katılmak için araçta olduğu anlaşılmaktadır. Davalı Sigorta şirketi süresinde verdiği cevap dilekçesinde hatır indirimi yapılmasını talep ettiği halde hatır indirimi uygulanıp uygulanmaması hususunun kararda tartışılmaması da doğru olmadığından bu yöndeki istinaf talebinin kabulü gerekmiştir.Bu durumda mahkemece yapılması gereken, müteveffa desteğin 18 yaşında çalışmaya başlayacağı dikkate alınarak hesaplamanın yapılması, yetiştirme giderleri hesaplanarak indirimlerin yapılması için aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınması ve hatır indiriminin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/04/2021