Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/886 E. 2021/629 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/886
KARAR NO: 2021/629
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/10/2018
NUMARASI: 2018/425 Esas – 2018/982 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plaka sayılı aracın, davalı sigorta şirketine sigortalı … plaka sayılı aracın çarpması nedeniyle hasar gördüğünü, çarpan aracın sürücüsünün kusurlu olduğunu, davalının uğranılan zarardan sorumlu olduğunu, uğranılan toplam zarar bedelinin 1.380,00 TL olduğunu ayrıca 206,00 TL eksper ücreti ödendiğini, müvekkili tarafından uğranılan toplam zarar bedelinin davalı tarafça ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek davanın kabulü ile 1.948,21 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranıyla teminat sınırları içerisinde bulunduğunu, davanın zamanında açılmadığını ve zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın zamanaşımı itirazı dikkate alınarak reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; haksız fiilden kaynaklanan davalarda zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yıllık bir süre öngörüldüğünü, bu sürenin başlangıcında zararın varlığının bilinmesinin yeterli olmadığını, zarar görenin zararın varlığı, niteliği, kapsamı ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrendiği tarihten itibaren başlaması gerektiğine ilişkin Yargıtay görüşünün bulunduğunu, mahkemede açılan dava konusu trafik kazalarından kaynaklanan değer kaybı bedeli olduğunu, bu bedel de trafik kazasının olduğu anda belirlenebilen bir bedel olmadığını, değer kaybının eksper raporları ışığında belirlenmesi gerektiğini, mahkeme dosyasında da mevcut olan eksper raporunun 19/01/2018 tarihinde alındığını ve değer kaybı miktarının o tarih itibariyle belirlendiğini, yani zamanaşımı süresinin bu tarih itibariyle başlaması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davacı vekilinin dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davalıya zmms ile sigortalı araç ile 11/02/2016 tarihinde meydana gelen kazada kendi aracında oluşan değer kaybı ve masrafları toplamı olan 1.948,21 TL nin kaza tarihinden yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir. Davacının 29/01/2018 tarihinde de icra takibine geçtiği, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu ancak eldeki davada itirazın iptali talep etmediği, kısmi dava açtığı anlaşılmaktadır. 2918 sayılı KTK’nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmü yer almaktadır. TBK 154. maddesi zamanaşımının kesilmesi durumlarını belirtmiş, ikinci maddede gibi alacaklı dava veya defi yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa zamanaşımının kesileceğini hüküm altına almıştır. TBK’nın 156. maddesine göre zamanaşımının kesilmesi ile yeni bir süre işlemeye başlar. Somut uyuşmazlıkta, tazminata konu trafik kazası maddi hasarlı trafik kazası olması nedeniyle uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasını gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Davacının dava dilekçesi konu ettiği maddi tazminat talebi 2 yıllık zamanaşımı süresine tabiidir. Kaza 11/02/2016 tarihinde gerçekleşmiş, dava ise kısmi dava olarak 15/05/2018 tarihinde açılmıştır. Ancak 29/01/2018 tarihinde de icra takibine geçilmesiyle zamanaşımı kesilmiştir (Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/25417 E. ve 2015/5594 K. sayılı kararı). Bu durumda mahkemece davacı tarafından icra takibine geçilmiş olması ile zamanaşımı kesilerek yeni bir süre başlamış olması, davanın da süresinde açılmış olması gözetilerek davanın esasına girip yargılama yapılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5- İstinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/04/2021