Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/882 E. 2019/652 K. 25.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/882
KARAR NO : 2019/652
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/07/2018
NUMARASI : 2017/1002 Esas- 2018/736 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 25/04/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … ait ve davalıya sigortalı … plakalı araç ile dava dışı … ait … plakalı aracın 03/09/2017 tarihinde çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında dava dışı … ait …plakalı araçta değer kaybı oluştuğunu, dava dışı … tarafından bu trafik kazasından kaynaklanan tüm talep haklarının müvekkiline temlik edildiğini, bu sebeple fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 300,00 TL değer kaybı bedeli ile 354,00 TL ekspertiz ücretinin kaza tarihinden veya ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen değer kaybı talebi ile ilgili olarak açılan hasar dosyasında yapılan değerlendirmede başvuru öncesinde mülkiyet değişikliği olduğu tespit edildiğini, genel şartların değer kaybının hesaplanması/teminat dışı kalan haller başlıklı kısmının 4. maddesine göre kaza tarihi ile ihbar tarihi arasında araç üzerinde mülkiyet değişikliği olan araçlar ile ilgili taleplerin teminat dışı bırakıldığını, bu konuda sigorta tahkime yapılan başvuru üzerine de aynı itiraz yapıldığını ve başvurunun reddine karar verildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla faizin dava tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini, ekspertiz ücretinin yine davacı tarafından ödenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “Davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1(d) ve 115/2.maddesi gereğince aktif husumet yokluğundan usulden reddine” karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Temlik sözleşmesinin sigortacılık faaliyeti olarak değerlendirilmesinin hukuki açıdan son derece yanlış olduğunu, karara konu temlik sözleşmesinin aranan şartları haiz olduğundan geçerli olduğunu, yerel mahkeme tarafından hukuka aykırı karar verildiğini, temlik edenin mal varlığında azalma meydana geldiğini, davalı vekili tarafından dahi temlik sözleşmesinin geçersiz olduğuna yönelik itiraz ileri sürülmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava değer kaybı için maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183/1. maddesine göre; Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Aynı Kanun’un 184/1.maddesi ile alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlanmıştır.Alacağın temliki, bir alacağın alacaklı tarafından bir başka kimseye devredilmesidir. Bu suretle borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik vuku bulmakta, eski alacaklının (temlik edenin) yerini yeni alacaklı (temellük eden) almaktadır. Aynı zamanda, temlik edilen alacak eski alacaklının malvarlığından çıkarak yeni alacaklının mamelekine dâhil olmakta, alacağı talep etmek hakkı da yeni alacaklıya intikâl etmektedir. Alacağın temliki ile asıl haktan ayrı yalnız başına başkasına devredilemeyen dava hakkı da devredilmiş olur. Bu anlamda davada taraf sıfatı da temlik alanda olmaktadır (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 21.02.2017 tarih, 2016/13540 E. ve 2017/1715 K. sayılı kararı). Bir sübjektif hakkı dava etme yetkisi, kural olarak o hakkın sahibine aittir. HMK’nın 114/1-d bendi ile “Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları” dava şartları arasında gösterilmiştir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin gerçekten o dava ile ilgili kimseler olması, bir başka ifade ile dava konusu sübjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı, usul hukukunda “sıfat” olarak tanımlanmaktadır. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Bir davada, taraflardan birinin, aktif ya da pasif husumet ehliyetini taşımadığı belirlenirse, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir.Somut uyuşmazlıkta; Dava dışı araç sahibi ile davacı arasında yazılı olarak yapılan temlik sözleşmesi ile TBK’nın 183. vd. maddeleri hükümleri uyarınca dava dışı araç sahibinin aracının hasara uğraması nedeni ile davalıdan talep edebileceği değer kaybı alacağı davacıya temlik edilmiştir. Bu nedenle dava dışı araç malikinin hak ve alacaklarını hukuken geçerli temlik sözleşmesi alan davacı, taraf sıfatını da kazandığından bu davayı açmak için aktif dava ehliyetine ve hukuki yarara sahiptir. Bu durumda Mahkemece, işin esasına girilip iddia ve savunma doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın aktif husumet ehliyeti ve hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi isabetsizdir.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince istinaf talep eden tarafa iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,5-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6- İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/04/2019.