Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/881 E. 2021/609 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/881
KARAR NO : 2021/609
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 08/11/2018
NUMARASI : 2015/1044 Esas 2018/1206 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … plakalı araca, davalılardan …. ve Kantin Hizm. Ltd. Şti adına kayıtlı ve davalılardan … Sigorta A.Ş tarafından sigortalanan … plakalı aracın 22/05/2014 tarihinde, davalılardan …’in idaresindeyken tam kusurlu olarak çarparak maddi hasar verdiğini, kaza neticesinde müvekkilinin aracında değer kaybı oluştuğunu, araçta meydana gelen değer kaybının tespiti bakımından aldıkları rapora göre araçta 9.630,00 TL değer kaybı olduğunu, bu bedelin tespiti içinde 472,00 TL ekspertiz ücreti ödediklerini belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla müvekkiline ait araçta meydana gelen 9.630,00 TL değer kaybı ile ekspertiz ücreti olan 472,00 TL olmak üzere toplam 10.102,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 20/12/2017 tarihli dilekçesi ile 10.102,00 TL olan dava değerini 21/12/2017 tarihine kadar işlemiş reeskont avans faizi bedeli olan 3.853,84 TL daha arttırdığını, ıslah tarihinden sonrası için mahkemece hükmedilecek tazminat bedelinin reeskont avans faizi ile tahsili şeklinde ödenmesi şeklinde ıslah etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, dava konusu olayın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat olunmadıkça müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulamayacağını, talep edilen tazminat tutarının fahiş olduğunu belirterek, müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir…. Tic. San. Ltd. Şti cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu trafik kazasında kusurlarının olmadığını, araç sürücüsünün şirket çalışanı olmadığını, davaya konu kazanının Edirne’de meydana geldiğini, davaya bakma yetkisinin Edirne mahkemelerine ait olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, değer kaybı miktarının yüksek olduğunu belirterek, dava şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın her üç davalı yönünden kısmen kabul kısmen reddi ile; 5.000,00 TL değer kaybı bedeli, 1.881,61 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 6.881,61 TL’nin (davalı sigorta şirketi yönüden temerrüt tarihi dava tarihi kabul edilmekle işlemiş faizin 1.104,14 TL’lik kısmından sorumlu tutulmak üzere tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde toplam borcun 6.104,14 TL’lik kısmından sorumlu tutulmak üzere), asıl alacak miktarı olan 5.000,00 TL’ye ıslah tarihi itibariyle 21/12/2017’den itibaren avans faizi işletilmek suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, HMK 323 md uyarınca 177,00 TL ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak davalılardan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kaza tarihinde henüz yürürlüğe girmemiş olan, KZMMS Poliçesi Genel Şartları değer kaybı hesaplamasına göre hesaplanmış olan bilirkişi raporuna istinaden verilen kısmen redde ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, aracın kaza sebebiyle değişen parçalarının değerlerinin yüksek olduğunu, dava konusu aracın marka ve model itibariyle segmentindeki araçlarla kıyaslanamayacağını, değer kaybının talepten düşük şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, değişen parçaların aracın diğer değer kaybı oluşturacak parçalarına oranla daha önemli ve değerli olduğunu, değişen parçaların niteliği itibariyle araca değer kattığından ve işbu parçaların değişmesiyle birlikte aracın orjinalliği bozulacağı ve bu durum ikinci el piyasasında aracın değerini önemli ölçüde azaltacağından bilirkişi tarafından takdir edilen değer kaybına ilişkin bedele kesinlikle muvafakat etmediklerini, buna ilişkin itirazlarını daha önce dile getirmelerine rağmen itirazlarının dikkate alınmayarak ek rapor taleplerinin de reddedildiğini belirterek, 18.08.2017 tarihli bilirkişi raporuna göre değil, 18.08.2015 tarihli rapora göre karar verilmesi gerektiğini açıklayarak istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle değer kaybı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Somut olayda dosyada 18/01/2017 tarihli ve 18/08/2017 tarihli iki ayrı rapor alınmış, mahkemece 18/08/2017 tarihli rapor hükme esas alınmıştır. İlk alınan raporda 4.000,00 TL değer kaybı hesaplanmış, ikinci raporda yapılan değerlendirmede; 1. hesap yöntemi ile genel şartlar uyarınca yapılan hesaplama sonucu araçta 4.050,00 TL değer kaybı olacağı açıklanmış, ikinci hesap yöntemi ile kazadan önceki ikinci el değeri ile kaza sonrası onarılmış haldeki değeri, tamiratın yapılış şekli, aracın kilometresi, markası, modeli, pazar payı, ikinci el satış hızı, eski kazasından hasar gören parçaları da dikkate alınarak 5.000,00 TL değer kaybı olacağı görüşü açıklanmıştır.
İstinaf dilekçesinde açıklanan 18.08.2015 tarihli rapor, mahkemece alınan bilirkişi raporu olmayıp, hasar dosyası ekinde mahkemeye sunulan sigorta eksperi … tarafından hazırlanan değer kaybı tespit raporudur.
Mahkemece denetime elverişli, aracın kazadan önceki ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonraki değerini irdeler, kazadan önceki ikinci el değeri ile kaza sonrası onarılmış haldeki değeri, tamiratın yapılış şekli, aracın kilometresi, markası, modeli, pazar payı, ikinci el satış hızı, eski kazasından hasar gören parçaları da dikkate alan hesaplama yöntemine göre açıklanan 5.000,00 TL değer kaybına yönelik bilirkişi görüşüne göre karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinf itirazı yerinde değildir.
Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.01/04/2021