Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/859 E. 2021/656 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/859
KARAR NO: 2021/656
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI: 2017/280 Esas – 2018/1318 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 07/04/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket nezdinde … nolu Kasko Sigorta poliçesi ile sigortalı, sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … Tic.A.Ş.’ye ait … plakalı araç ile karşı istikametten gelen yine aynı şirkete ait ve sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 17/05/2015 tarihinde Denizli İli … mevkinde çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, oluşan hasar nedeniyle müvekkili şirket tarafından sigortalısına 07/07/2015 tarihinde 18.021,00 TL. ödendiğini, müvekkili şirketin TTK’nın 1472. maddesi gereği sigortalısının haklarına halef olduğundan, tazminat bedelinin … plakalı aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi olan davalı şirketten tahsili için her ne kadar davalı şirkete başvuruda bulunmuş ise de bu taleplerinin davalı şirket tarafından davaya karışan her iki aracın aynı şirkete ait olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, bu nedenle İstanbul Anadolu …İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ancak davalı şirketin icra takibine itiraz ettiğini belirterek davanın kabulü ile, davalı borçlu şirketin tüm itirazlarının iptaline, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; kazaya karşılan iki aracın işletenin aynı olmasından genel şartlar gereği müvekkili şirketin tazmin sorumluluğunun bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin dava konusu kazadan dolayı sorumluluğunun her halükarda poliçe sigortalısının kusur oranıyla sınırlı olacağını, müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında takibe itirazının kısmen iptali ile takibin 18.021,00-TL asıl alacak, 17,77-TL işlemiş faiz toplamı 18.038,77-TL alacak üzerinden devamına, tekipten itibaren asıl alacağa yasal faiz yürütülmesine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan her iki aracın da malikinin … Tic. A.Ş. olduğunu, her iki aracın da işleteninin aynı olması sebebi ile talebin teminat dışında olduğunu, davacı şirketin halef sıfatı ile ancak sigortalısının sahip olduğu haklara sahip olabileceğini, somut olayda davacı şirket sigortalısı olan … Tic. A.Ş.’nin gerçekleşen zarardan dolayı zarar veren araç maliki olan kendisine karşı dava hakkının olmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin rücuen tahsiline ilişkin yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472/1 maddesi uyarınca, alacağın rücuen tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Davaya konu kazanın davacı … şirketine kasko sigortalı olan … plakalı araç ile davalı … şirketine ZMMS sigortalı olan … plakalı araç arasında meydana geldiği, kazaya karışan iki aracında işletenin dava dışı … Tic.A.Ş olduğu görülmektedir.2918 sayılı KTK’nın 85/1. maddesi hükmü ve gerekse Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1. maddesi hükmünde, ölüm veya cismani zararlar yanında bir şeyin zarara uğraması halinin teminat kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Buna göre, ZMSS amacı, trafik kazaları sonucu 3. kişilere verilecek zararların güvence altına alınmasıdır. Konuya ilişkin Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24.2.2014 tarih, 2013/19033 E. ve 2014/2430 K. sayılı kararında ” Aynı işletenin araçlarından biri davacıya kaskolu, bir diğeri de davalı … şirketine trafik sigortalıdır. Davacının asıl zarar gören durumundaki sigortalısının, 3. kişi olarak başka bir aracı zarar görmüş olup, bu zararı, davalı … şirketi, aynı işletenin diğer bir aracının ZMSS poliçesi nedeniyle üstlenmiştir. BK.’nun 116 ncı maddesindeki alacaklılık ve borçluluk sıfatı şeklen dava dışı sigorta ettiren şirket üzerinde toplanmış ise de; özünde bu şirket bir araç yönünden zarar gören, diğer bir araç yönünden zarar veren durumunda olup, aynı araç ve menfaat üzerinde bu sıfatlar birleşmemiştir. ZMSS Genel Şartları’nın A.3.b maddesinde, istemi teminat dışı olarak kabul edilen işleten, trafik sigortacısının işleteni olan sigorta ettiren olup, somut olayda olduğu gibi davacı kasko şirketinin selefi olan işleten değildir.Davacının selefi olan işleten, başka bir aracın ve menfaatin sahibi olup, davalı …, başka bir aracın hukuki sorumluluğunu üstlenmiştir. Aksinin kabulü halinde bir şirketin bir aracını kasko poliçesi ile sigorta eden kasko şirketinin, bu araca yine aynı şirketin bir başka aracının hasar vermesi durumunda, halefiyet hakkının doğmadığının kabulü gerekir ki bu husus doğru değildir. Bu tarz meydana gelen kazaların rücu hakkının engellenmesi için kasten yaratıldığı iddialarının önüne geçilebilmesi için de davacının halefiyet hakkının doğduğunun kabulünün yasaya uygun olmasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine…” karar verilmiştir. Somut olayda aynı işletenin araçlarından biri davacıya kaskolu, bir diğeri de davalı … şirketine trafik sigortalıdır. Her iki aracın sigorta şirketleri farklıdır.İşletenleri aynı olsa da gerek zarar gören gerekse zarar veren araçların farklı olmasının yanı sıra, zarar gören aracın kasko sigortacısının …., zarar veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısının … Sigorta A.Ş. olması, her iki sigorta şirketinin farklı tüzel kişiliklere, kuruluş ana sözleşmelerine, bütçe ve ana sermayelere sahip olmaları karşısında 6098 sayılı TBK’nın 135. maddesindeki alacaklı ve borçlu sıfatının aynı kişide ve aynı mal varlığında birleşmesinin gerçekleştiğinden bahsedilemeyecektir. Yine zarar gören araç ile kusurlu araç farklı olduğundan aynı araç için uygulanması gereken KTK’nın 92. ve ZMSS Genel Şartlarının A.3.b. maddesinde, “işleten tarafından ileri sürülecek tazminat taleplerinin” teminat kapsamı dışında kalacağına ilişkin hükümde uygulanamayacaktır.Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.232,23 TL harçtan peşin alınan 309,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 923,23 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.07/04/2021