Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/841 E. 2021/604 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/841
KARAR NO: 2021/604
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 14/11/2018
NUMARASI: 2017/77 Esas 2018/1135 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin babası …ın kullandığı … plaka sayılı araç ile davalıların işleteni, sürücüsü ve ZMSS sigortacısı olduğu … plaka sayılı otobüsün 26.01.2015 tarihinde çarpıştıklarını, meydana gelen kaza sonucu müvekkillerinin babası …’ın vefat ettiğini, müvekkillerinden …’ın 25.12.2007 doğumlu, …’ın da 19.08.2012 doğumlu olduklarını, babalarının maddi desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek şimdilik 4.000,00 TL’nin işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte, cenaze ve defin masrafları olarak 1.000,00 TL’nin yine ödeme tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsili, her iki çocuk için 30.000,00’er TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte işleten ve sürücüden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Gıda Hayv. ve Tarım Ürünleri Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların zararlarını tahsil için öncelikle sigorta şirketine başvurmaları gerektiğini, böyle bir başvurunun mevcut olmadığını, yetkili mahkemenin Kayseri Mahkemeleri olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacıların murisi ..’ın dikkatsizliği ve tedbirsizliğinin neden olduğunu ve asli kusurlu olduğunu, ortada miktarı belli ve muaccel bir alacak bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından alınan kusur raporunda davacıların murisi …’ın asli kusurlu, müvekkili …’ın ise tali kusurlu olduğunun bildirildiğini, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının talep ettiği tazminat miktarının çok fahiş olduğunu, davacıların yaşları itibari ile söz konusu defin ve cenaze giderini yapmış olmalarının imkansız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davayı kabul anlamına gelmemekle beraber müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, müteveffanın mirasçılarından …’ın tarafından açılan davanın yargılaması sırasında sulh olunarak hasar dosyasından 97.705,93 TL ödeme yaptıklarını, bu nedenle poliçe teminatından kalan bakiyenin 170.294,07 TL olduğunu, müvekkili tarafından yapılan ödemenin güncelleştirilmesi gerektiğini, davacıların talep ettikleri cenaze masraflarının poliçe teminatı kapsamına girmediğini, faizin dava tarihinden itibaren ve yasal faiz olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, Cenaze defin giderine ilişkin talebin reddine, Davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı … için 25.000,00 TL davacı … için 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Ltd. Şti. den kaza tarihi 26/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … ve davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Ceza mahkemesinde müteveffanın asli kusurlu, müvekkilinin ise tali kusurlu olduğu şeklinde hüküm kurulduğunu, söz konusu kararın kendilerince temyiz edildiğini ve henüz kararın kesinleşmediğini, müvekkiline atfedilecek kusurun mahkeme kararı ile kesinleşecek olur ise müvekkilinden ancak kusur oranında tazminat talep edilebileceğini, ceza dosyası kesinleşmeden müvekkili aleyhine tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin kazada kusuru olmadığı halde manevi açıdan yıprandığını, mesleğini bıraktığını ve köyüne yerleşerek emekli aylığı ile yaşadığını, bu nedenle hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu ve müvekkilinin fakirleşmesine neden olacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … San. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Meydana gelen kazada müteveffanın asli ve tam kusurlu olduğunu, bilirkişi raporunda davalı sürücü …’ın %25 oranında kusur atfedilerek tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinin kanun kapsamında belirtilen bütün yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, herhangi bir kusurlarının bulunmadığını, müteveffanın tedbirsiz ve dikkatsizliği sonucu kazanın meydana geldiğini, kararda davacı …’ın müteveffanın eşi olarak belirtilmiş ise de müteveffanın çocuğu olduğunu, müteveffanın asli ve tüm kusurlu olması nedeniyle davacılar lehine manevi tazminata hükmedilmesinin hak ve nesafet kuralları ile bağdaşmadığını, hükmedilen manevi tazminatın aşırı derecede olduğunu ve zenginleşme aracına dönüştüğünü belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 26/01/2015 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otobüs ile …’ ın kullandığı … plakalı aracın çarpışması sonucu, …’ ın vefatı nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince alınan 28/01/2018 tarihli kusur raporunda, sürücü …’ ın % 25 oranında, sürücü …’ ın % 75 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi 2015/76 E. sayılı dosyasına sunulan ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 09/06/2015 tarihli kusur raporunda ise sürücü …’ın tali kusurlu olduğu, sürücü …’ın asli kusurlu olduğu görüşü açıklanmıştır. Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi 2015/76 E. Sayılı dosyasından verilen karar Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2018/3065 Esas ve 2019/11476 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş ise de bozma gerekçesi kusur durumuna ilişkin olmayıp, “… tali kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölümü ve dördü nitelikli olmak üzere toplam beş kişinin yaralanmasına neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması,…” gerekçesine dayalı olduğundan, diğer bir ifadeyle “Olay günü saat 16:00 sıralarında, maktul …’ın sevk ve idaresinde bulunan ve içerisinde katılanlar …, …, …, … ve …’ın da bulunduğu aracı ile meskun mahalde, orta refüjle bölünmüş tek yönlü yolda seyir halindeyken, taşıt yolu üzeri trafik işaret ve levhası bulunan kavşakta, kavşağa giriş yaparken sağ tarafında kavşak başında kendisine hitap eden DUR levhasına dikkat etmeyerek kavşağa giriş yaptığı ve solundan gelen araca ilk geçiş hakkını vermeden, kavşaklarda geçiş önceliğine uymama kuralını ihlal ederek sanık …’ın sevk ve idaresinde bulunan servis otobüsü ile çarpışması şeklinde meydana gelen olayda” şeklinde saptanan maddi vakıalar esas alınarak düzenlenen kusur raporlarının birbiri ile örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, müteveffanın % 75 oranında kusurlu olması durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının bir miktar yüksek olduğu, aynı ilkeler gözetilerek davacılar için ayrı ayrı 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Kabule göre de; nüfus kaydına göre davacı …, müteveffanın kızı olmasına rağmen gerekçede eş nitelemesi yapılması doğru olmamış, bu husus eleştiri konusu yapılmakla yetinilmiştir. Açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı … ve davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … vekili ile davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA,
Buna göre: 1-Maddi tazminat davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 2-Cenaze defin giderine ilişkin talebin reddine, 3-Davacıların manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile davacı … için 15.000,00 TL davacı … için 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Ltd. Şti.’den kaza tarihi 26/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile belirtilen miktarlarda davacılara ayrı ayrı ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 4-Alınması gereken 2.049,30 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 1.110,04 TL harcın mahsubu ile bakiye 939,26 TL harcın davalılardan … Ltd.Şti. ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına, 5-Red edilen cenaze defin masrafı yönünden 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, davalılardan … …A.Ş. vekalet ücreti talep etmediğinden, davalılar … Ltd.Şti. İle …’a verilmesine, 6-Manevi tazminat yönünden kabul edilen miktar üzerinden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.500,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Ltd.Şti. İle …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 7-Manevi tazminat yönünden red edilen miktar üzerinden avukatlı asgari ücret tarifesi uyarınca 4.500,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … Ltd.Şti. İle …’a verilmesine, 8-Davacı tarafından yapılmış 31,40 TL başvuru harcı, 1.110, 04 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı olarak toplam 1.146,04 harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 1.842,30 TL masraf olmak üzere toplam 2.988,34 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 2.301,02 TL yargılama giderinden 1.494,17 TL’sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen; karar kısmının ise davalı Sigorta şirketinden alınarak davacılara verilmesine, 9-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı … ile davalı … Ltd. Şti. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendilerine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 18,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine, 3-İstinaf aşamasında davalı … Ltd. Şti. tarafından yapılan 36,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı … Ltd. Şti.’ye verilmesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/03/2021