Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/831 E. 2021/536 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/831
KARAR NO: 2021/536
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 27/11/2018
NUMARASI: 2018/723 Esas – 2018/1173 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 24/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … şirketine sigortalı … plaka sayılı aracın 22/06/2016 tarihinde seyir halinde yapmış olduğu kaza sonucu müvekkilinin ağır bir biçimde yaralandığını, müvekkilinde kalıcı maluliyetin oluştuğunu, sigorta şirketi tarafından 09/11/2016 tarihinde 25.000,00 TL ödeme yapıldığını, ancak müvekkilinin mağduriyetinin ve hasarının arttığını iddia ile müvekkilinin bedensel zarara uğraması ve kalıcı maluliyet nedeniyle toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarının belirlenerek sigortacının sigorta limitini aşmamak üzere 100,00 TL kalıcı maluliyet tazminatının kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu talebin zamanaşımına uğramış olduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davacı tarafın daha önce İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nde açtığı 2016/971 Es. 2016/926 K. Sayılı 29/12/2016 tarihinde karara çıkmış olan dava ile aynı talebi ileri sürdüğünü, işbu davada yapılan anlaşma sonucu davacı tarafın davadan ve tüm alacak haklarından feragat ettiğini, feragat edilen bir dava konusu için tekrar dava açılmasının mümkün olmadığını ve bu kararın kesin hüküm teşkil ettiğini ayrıca davacı tarafın tüm talep haklarını müvekkili şirkete temlik ettiğini, temlik edilen bir hak için davacı tarafın artık dava hakkının söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin belirlenen % 4-8 maluliyet oranı aralığı üzerinden davacı tarafa ödeme yaptığını, davacı tarafın maluliyetin arttığı iddiasının yerinde olmadığını, sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığını, meydana geldiği iddia edilen zararın kaza ile illiyeti bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davalı tarafın ödeme yapıldığı beyanında bulunulup feragat nedeniyle davanın reddini talep ettiğini, ancak istinaf başvurusuna konu olan işbu davanın müvekkilinin maluliyetinin artması sebebiyle açıldığından, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/971 Esas sayılı dosyasında görülen davadan farklı olduğunu, görülen ilk davada davalı şirket tarafından % 4-8 arasında maluliyet oranı belirlenerek bu oran üzerinden ödeme yapıldığını, sonrasında dosyaya feragat dilekçesinin 21.11.2016 tarihinde sunulduğunu, oysa ki müvekkilinin maluliyetinin arttığına ilişkin raporun 21.09.2017 tarihli olduğunu, dolayısıyla kazaya ilişkin zararın müvekkilinin söz konusu rapor sonucu öğrenmesiyle ortaya çıktığını kabul etmek gerektiğini, Yargıtay yerleşik içtihatlarında da sürekli işgöremezlik oranında her artışın yeni bir olgu, yeni bir dava konusu olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 22.06.2016 günü Sürücü … idaresindeki davalı şirkete sigortalı … plaka sayılı motosikletin tek taraflı kaza yapması ile gerçekleşen trafik kazası neticesinde, motosikletin arkasında yolcu olan davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle maddi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/971-926 EK sayılı aynı kazaya ilişkin geçici ve kalıcı işgöremezlik tazminatına konu yargılama yapılmış, 22/06/2016 tarihli ibraname ile davacı vekili ve davalı … vekili, bu davadan da bahsederek 25.000,00 TL tazminat olmak üzere 29.200,00 TL karşılığı ibra ve sulh anlaşması yapmış, mahkemece feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesiyle, Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Bilirkişi Kurulu’ nun 21.09.2017 tarihli raporuna dayanmakta olup, müvekkilinin maluliyetinin %7 (yüzde yedi) olduğunu ve sigorta şirketinden 09.11.2016 tarihinde 25.000,00 TL (yirmibeşbin-TL) asıl alacak olmak üzere ödeme alındığını, ancak müvekkilinin mağduriyeti ve zararının bu süre zarfında daha da arttığını iddia ve kabul etmektedir. Cevap dilekçesi ve istinaf dilekçesinde ibraya konu ödemenin % 4-8 oranında maluliyete göre hesaplandığı taraflarca beyan edilmiştir. Trafik kazası sonucu bedensel bütünlüğü ihlal olan kişide oluşan zararın, zaman içerisinde niteliği ve kapsamı yönünden bir farklılık oluşuyorsa “gelişen durumun” varlığından söz edilir. Dolayısıyla gelişen durum söz konusu olduğunda, gelişen durumun sona ermesinden itibaren zamanaşımı süresi içerisinde dava açılabilecektir. Bu durumda, davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği, diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceğinin tespiti önem arz etmektedir.Bu doğrultuda İlk Derece Mahkemesince; İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/971-926 EK sayılı dosyası tümüyle dosyaya getirtilerek, dava dilekçesi ile talebin ne olduğu, epikriz rapor ve belgeleri bulunmakla beraber, Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Bilirkişi Kurulunun 21.09.2017 tarihli raporu dosyaya kazandırılarak ne oranda maluliyet verildiği, sigorta ödeme belgeleri getirtilerek hangi oran üzerinden ödeme yapıldığı da değerlendirilmek suretiyle, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulundan dosyada bulunan kaza nedeniyle davacının gördüğü tedavilere ilişkin tüm belgeler, raporlar ve tedavi evrakları incelenmek suretiyle ve davacıda bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, davacının yaralanması nedeniyle kazadan sonra gelişen bir durum olup olmadığı, maluliyetin gelişen bir durumdan ortaya çıkıp çıkmadığı, hangi tarihte maluliyet durumunun saptanabilir olduğu, tedavilerinin ne zaman sona ereceği, vücut çalışma gücü kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği konusunda değerlendirme içeren rapor alındıktan sonra, gelişen durumun olup olmadığı da dikkate alınarak, davaya karşı ileri sürülen savunmalar da buna göre değerlendirilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/03/2021