Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/816 E. 2021/1502 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/816
KARAR NO: 2021/1502
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/10/2018
NUMARASI: 2015/843 Esas – 2018/1111 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14.10.2011 tarihinde, müvekkili …’nın Adana İli … caddesi ve … mahallesi … sokağın kesiştiği yerde yaya olarak ilerlediği sırada, yoldan geçen plakası belirlenemeyen bir motosikletin müvekkiline çarpması neticesinde, müvekkilinin yaralandığını, geçici is göremezliğinin yanında kalıcı is göremezliği de oluştuğunu, dava konusu kazada, müvekkilinin maluliyetine sebebiyet veren aracın tespit edilememesinden dolayı … müvekkilin zararını tanzimle yükümlü olduğunu, Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/61265 S. numaralı dosyası üzerinden soruşturmaya başlanmış ancak motosikletin tespit edilememesi nedeni ve şikayet yokluğundan dolayı takipsizlik kararı verildiğini, belirterek (6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesi uyarınca) maddi tazminat tutarının belirlenerek fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20,00 TL maddi tazminatın (10,00 TL geçici ve 10,00 TL sürekli iş göremezlik kaynaklı) dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 44.004,87 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …’nın sorumluluğu kapsamında bulunan, zorunlu sigortaların sağladığı teminatlara ilişkin olarak; sigortalının belirlenememesi, rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli sigortanın bulunmaması veya çalınmış veya gasp edilmiş araçlarla kazaya sebebiyet verilmesi durumlarında, kazalarda zarar gören kişilerin, sigorta güvencesinden yoksun kalmaları nedeniyle uğrayacakları bedeni zararların karşılanmasından ibaret olduğunu, davaya konu kaza ise kanunda …nın sorumluluğuna sebep olacak şartları sağlamadığını, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen aracın cinsinin tespitinin gerektiğini, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın cinsinin tespiti ve araç plakası ve sürücüsünün tespit edilemediğinin ispatı gerektiğini, …’nın sorumluluğu poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın dava tarihinden itibaren avans faizi talebi haksız olup, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 42.375,25-TL sürekli iş görmezlik, 1.649,62 TL geçici iş görmezlik tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın, … no’lu poliçe ile kaza tarihini ve saatini kapsar şekilde … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı bulunduğunu, bu nedenle, müvekkili kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davanın esasına girilmeden müvekkili kurum yönünden husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın cinsi, araç plakası ve sürücüsünün tespit edilemediğinin ispatlanamadığını, Emniyet Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda kazaya sebebiyet veren aracın motor ve şasi numaralarının tespit edildiğini, motor ve şasi numarası doğrultusunda yapılan tramer sorgulamasına göre kazaya sebebiyet veren aracın plakasının … olduğu açıkça anlaşıldığını, davanın hem … plakalı aracın sigortacı … A.Ş.ye hem de … plakalı araç maliki …’e ihbar olunması gerekirken ihbar edilmediğini, SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle sürekli ve geçici maluliyet tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesinde; motorlu araçların trafik sigortası yatırmalarının zorunlu olduğu, … Yönetmeliği’nin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için …’na başvurulabileceği öngörülmüştür. Aynı mahiyetteki düzenleme, … Yönetmeliği’nin 9/1-b maddesinde de yer almıştır. Bu düzenlemelere göre; trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle …’na husumet yöneltilebilmesi için bedensel zarara yol açan aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu sigortasının yapılmamış olması gerekmektedir. ZMSS Genel Şartları’nın A.6-ı maddesi gereğince “Motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararlar” teminat dışı haller arasında sayılmıştır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesine göre, motosiklet: azami tasarım hızı 45 km/saatten ve/veya silindir kapasitesi 50 santimetreküpten fazla olan sepetli veya sepetsiz iki veya üç tekerlekli motorlu taşıtlar ve net motor gücü 15 kilovatı, net ağırlığı 400 kilogramı, yük taşımacılığında kullanılanlar için ise net ağırlığı 550 kilogramı aşmayan dört tekerlekli motorlu taşıtlardır. Aynı Kanun’un 103. maddesinde motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeler gereği, müteveffanın sürücüsü olduğu motosikletin, KTK’nın 3. maddesindeki tanıma uyan 50 cc ve üzeri motor silindir hacmine sahip motosiklet olup olmadığının saptanması, kanun kapsamında motorlu araç olmadığı sonucuna ulaşıldığı takdirde davalı …’nın bu aracın neden olduğu zarardan sorumlu olmadığı gözetilip sonuca ulaşılması gerekmektedir. Somut olayda; kazaya neden olan aracın olay, görgü, tespit ve muhafaza altına alma tutanağında plakasız kırmızı renkli, Mondial marka motosiklet olduğu motor, şasi numaralarının kazınmış olduğu daha sonra yapılan kriminal incelemede numaralarının tespit edildiği, Dairemizce yazılan yazı cevabında bildirilen şasi numaralarının farklı olduğu, dosya kapsamından trafik sigortası yaptırması zorunlu bir araç olup olmadığını anlaşılamadığı görülmüştür. Bu durumda mahkemece, trafik sigortası bulunmayan araç nedeniyle zararın doğduğu ve davalı …’nın zarardan sorumlu olduğu davacı tarafça iddia edildiğine göre, aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olduğunu ispat yükünün de davacı üzerinde olduğu gözetilmek suretiyle; davacı tarafa bu açıdan uygun bir süre verilip araç üzerinde uzman makine mühendisi marifetiyle inceleme yapılıp, gerektiğinde şasi nosundan yola çıkılarak il emniyet müdürlüğü tescil kaydının ve tramer kaydının araştırılmasıyla, tescil kaydı var ve trafikten çekildi ise çekilme tarihinin sorulması ve buna ilişin evrakların ve ceza soruşturma dosyasının da istenilmesi suretiyle, araç motor silindir hacminin belirlenmesi; silindir hacminin 50 cm küpün üzerinde/trafik sigortası yapılması zorunlu araçlardan olduğunun anlaşılması halinde davalı …’nın sorumlu olduğu gözetilerek işin esasına girilmesi, aracın niteliği konusunda araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Yine aracın plakasının … olduğu anlaşılması halinde davanın hem … plakalı aracın sigortacı … Sigorta A.Ş.ye ihbarı için davalıya süre verilmelidir. Davalıların dava sonunda ödeme yapmaları halinde rücu haklarının bulunduğu gözetilmek suretiyle 6100 sayılı HMK’nın 61.vd. maddelerine göre usulüne uygun ihbar dilekçesinin sunulması halinde, davanın ihbarı yönünde işlem tesis edilmesi gerekir. Somut olayda davalı tarafından usulüne uygun ihbar dilekçesine rastlanmadığından buna değinen istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Kabule göre de davacıya kaza nedeniyle SGK tarafından davacıya rücuya tabi ödeme bulunup bulunmadığının araştırılarak ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiği gözetilmeden hesaplanan tazminata karar verilmiş olması da doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/09/2021