Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/806 E. 2019/377 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/806
KARAR NO : 2019/377
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/04/2018
NUMARASI : 2017/575 Esas – 2018/374 Karar
DAVA : Güç Kaybı Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/03/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/04/2017 tarihinde, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin çarpışması neticesinde çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, sürücü …’un kusurunun olmadığını, otomobil sürücüsü …ün ise 2918 Sayılı KTK’nın 53/1-b maddesini ihlal ettiğini, davacının söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığını, meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın karşılanması amacıyla davalı … Hesabına başvuruda bulunulduğunu, davalının belgelerinde eksiklik olduğunu gerekçe göstererek ödeme yapmadığını, davacının kaza tarihi itibariyle 34 yaşında işçi olduğunu iddia ederek, davacıya ödenmesi gereken iş gücü kaybından doğan toplam 3.300,00 TL daimi maluliyet tazminatının ve geçici iş göremezlik tazminatının, 29/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; KTK’nın 97.maddesindeki dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile, müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu beyan ederek, haksız açılan davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi, “davacının davasının usulden reddine” karar vermiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yargılama devam ederken engelli sağlık kurulu raporunun temin edilmesinin tamamlanabilir bir dava şartı olduğunu buna rağmen davanın bu eksiklik nedeniyle reddedilmesinin usul ekonomisi ilkesi ile yargılamanın makul sürede sonuçlanmasının sağlanması ilkesine aykırılık teşkil ettiğini iddia ederek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanun’un 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir. Sigorta kuruluşuna yazılı başvuru halinde eklenmesi gereken belgelere madde metninde açıkça yer verilmemiş; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.2.1 maddesinde ise kaza veya zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgeler ifadesi kullanılarak tek tek belgelerin sayılması yoluna gidilmemiştir. Ayrıca sigortacının hak sahibinden münhasıran hak sahibinin tazminat hakkını etkileyen bilgi ve belgeleri talep edebileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme sigorta şirketi için belirlenen sekiz günlük ödeme süresinin başlangıcı için önem taşıyacaktır. Yasal değişiklikle birlikte, artık mahkemede dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapılması zorunlu hale getirilmiştir. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen bu başvuru koşulu HMK’nın “dava şartlarını” düzenleyen 114/2. maddesinde yer alan “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü kapsamında özel bir dava şartıdır. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.KTK’nın 97. maddesi ile getirilen başvuru koşulu da tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğundan mahkemece bu dava şartı yerine getirilmeksizin dava açıldığının tespiti halinde, davacı vekiline 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, başvuru yapılması halinde başvurunun akıbeti beklenmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir.Somut uyuşmazlıkta, dava tarihi olan 21/06/2017 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı …’na yapılan başvurunun eksik evrak nedeniyle karşılanmadığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı tarafından yapılan başvuru üzerine davalı … tarafından verilen cevap ile eksik görülen kesin ve sürekli maluliyet oranını gösterir Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun sağlık kurulu raporu ve tedavi sürecine ilişkin tüm tıbbi kayıtlar talep edilmiştir. Eksik olduğu bildirilen kesin ve sürekli maluliyet oranını gösterir Sağlık Kurulu raporunun alınması için geçecek süre nazara alındığında, KTK’nın 97. maddesinde öngörülen 15 günlük cevap süresinin makul olmayacak şekilde aşılması sonucu doğacağından başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü gerekmektedir.Bu durumda Mahkemece davalı … Hesabınca verilen cevap talebi karşılamadığından dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girilip deliller toplanıp değerlendirilerek, ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde usulden red kararı verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/04/2018 tarih, 2017/575 Esas – 2018/374 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince istinaf talep eden tarafa iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/03/2019