Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/783 E. 2021/593 K. 29.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/783
KARAR NO: 2021/593
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/10/2018
NUMARASI: 2016/912 Esas – 2018/1026 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 29/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalıların karıştığı trafik kazası sonucu müvekkili kooperatife ait duvar ve renklam panosunun hasar gördüğünü, belirlenen hasar bedelinin kısmen ödendiğini kalan kısmın tahsili için Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından ilamsız takip yapıldığını, davalıların borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile; yetki ve görev itirazında bulunduğu, esas yönünden de belirlenen hasar miktarının fahiş olduğunu, sigorta şirketleri tarafından tespit edilen hasarların davacı tarafa ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davanın kısmen kabulüne, davalı … İnş Nak. San Tic. A.Ş. yönünden açılan davanın reddine, davalı … Otobüs İşletmeleri yönünden açılan davanın kısmen kabulüne, GOP … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 2.239,28 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, likit olmayan alacağa ilişkin talep edilen icra inkar tazminatı talebinin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile katılma yoluyla davalı … Ltd. Şti. Vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporundaki alacak miktarının eksik olduğunu, hesaplamaya dahil edilenlerin cüzi olarak yazıldığını, müvekkilinin piyasa araştırması yaptığını, kendine gelen tekliflerden en cüzi olana işi yaptırdığını, alacak tutarına itiraz ettiklerini müteselsil sorumluluğun söz konusu olduğunu, KTK’nın 88.maddesine göre davalı … Şirketi hakkında verilen kararın yasaya aykırı olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, avans faizi uygulanması gerekirken yasal faize hükmedilmesinin doğru olmadığını, diğer davalı … şirketinin vekili bulunmamasına rağmen lehine vekalet ücreti hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf talep etmiştir. Katılma yolu ile istinaf eden davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının ihbar olunan şirketlerden alacağını aldığını, davacının kendilerinde alacağının bulunmadığını, talebin fahiş olduğunu, kendilerinden talep edilen harç hesabının hatalı olduğunu, görevsizlik ve yetkisizlik itirazlarının kabul edildiğini, buna ilişkin ayrıca vekalet ücreti verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan hasarın tahsili için yapılan takibe itiraz üzerine açılmış itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf talebi değerlendirildiğinde: HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de “alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” düzenlemesi mevcuttur. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00 TL olacaktır. Bu halde, davanın kabul edilen miktarı karar tarihine göre uygulanması gereken 2018 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından davalı tarafın İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı HMK’nın 341/4.fıkrası gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel mahkemece, kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf talebi değerlendirildiğinde: Dosya kapsamından 04/02/2015 tarihinde davalı borçlu … Otobüs İşl. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile diğer davalı borçlu … A.Ş.’ye ait dava dışı sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması ve çarpmanın etkisiyle … plakalı aracın davacıya ihata duvarı ile reklam panosuna çarpması ile gerçekleşen trafik kazasında ihata duvarı ile reklam panosunun zarar gördüğü, bu maddi zararın tazmini için icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesinde; bir motorlu aracın karıştığı kazada, bir 3. kişinin uğradığı zarardan dolayı birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunların müteselsil sorumlu olarak tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Sigorta şirketlerinin sorumluluğu da limit dahilinde olmak kaydıyla müteselsil sorumluluktur.Kaza tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda haksız fiil halinde müteselsil sorumluların dış ilişkisi 61.maddede düzenlenerek birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanacağı kabul edilmiş; müteselsil sorumlar arasındaki iç ilişkisi ise 62.maddede düzenlenmiştir.Müteselsil sorumluluğa ilişkin TBK’nın 162/1.maddesine göre ise müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. Aynı Kanun’un 163.maddesine göre borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 13/06/2017 tarih, 2016/11886 E. ve 2017/6732 K. Sayılı emsal kararında da “… Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesiyle, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasının benimsendiği, davacı kusursuz olduğundan zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebileceği, açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemeyen davacı yönünden dava dışı kişinin de kusurunun bulunmasının davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı; somut olayda davalı sürücünün %25 oranında ve dava dışı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğu; davalı ve dava dışı 3. kişinin kusur oranlarının birbirlerine karşı açılacak rücu davasında önem taşıyacağı ve dava dilekçesinde davacının kusursuz olduğu belirtilerek zararın müştereken ve müteselsilen tahsili talep edildiğinden davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken KTK 88. ve TBK 61. maddesine aykırı olarak davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmalarının hatalı olduğu” yönünde karar verilmiştir.Somut uyuşmazlıkta yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan zararlardan kusuru ile sebebiyet veren dava dışı araç sürücülerinin kusurundan davalı işletenler de müteselsilen sorumludur. Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olduğu ve borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam edeceğine göre İlk Derece Mahkemesince davalı … A.Ş. yönünden ödeme nedeniyle red kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu hususa değinen istinaf itirazı yerindedir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde ihbar olunan sigorta şirketlerinden gelen belgeler ve davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmiş ancak gelen belgeler içerisindeki fiyat teklifleri tek tek karşılıklı olarak incelenmemiştir. Yine duvarın hasar gördüğü için yeniden yaptırılan kısmının yıkık olmayan kısım ile malzeme, kalite, görünüm vs. bakımından uyumlu olması gerekeceği göz önüne alındığında yapılan iş için harcanan bedelin başka bir ifadeyle maddi zararın belirlenmesi için hem tekliflere göre hemde yapılış şekline göre resen seçilecek bir inşaat mühendisi bilirkişi ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre değerlendirme yapılarak (zarar gören reklam panosu bedelinin eklenmesi ve Sigorta Şirketleri tarafından yapılan ödemelerde düşülerek) karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı tarafından talep edilen tazminat miktarı likit (muayyen, belirli) olmayıp, gerçek zarar miktarının tespiti yargılama ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı, ödeme emrinde avans faizi talep etmiştir.Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. 3095 sayılı Kanun’un 2/3 maddesi uyarınca gerçek ve tüzel kişi tacirler arasında haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacaklarda istek halinde T.C Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı avans oranında temerrüt faizine hükmedilmesi zorunludur. Bu durumda tarafların tacir olması ve ödeme emrinde avans faizi talep edilmesine rağmen HMK’nın 26. maddesine ve talebe aykırı biçimde yasal faize hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle bu hususa değinen davacı vekili istinaf talebi yerindedir. Kabule göre de; Davalı … İnş. Nak. San. ve Tic. A.Ş.’nin vekili bulunmadığı, vekil ile temsil edilmediği halde gerekçeli kararda lehine reddedilen kısım üzerinden vekalet ücreti verilmesi de doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı … Otobüs İşl. San. ve Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kararın kesin olması nedeni ile HMK 352/1-b maddeleri gereğince reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2-Davalı … Otobüs İşl. San. ve Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK 352/1-b maddeleri gereğince REDDİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5- İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/03/2021