Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/735 E. 2021/554 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/735
KARAR NO: 2021/554
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 13/11/2018
NUMARASI : 2015/621 Esas – 2018/999 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 24/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin 17/09/2014 tarihinde sevk ve idaresindeki … plaka sayılı … Marka Motor ile İstanbul’dan İzmir yönüne seyahat etmekte iken Balıkesir istikametinden Manisa istikametine giderken yolun KM 13+900 metresinde bulunan döner kavşakta ana yolda seyir halinde iken davalının kullandığı … plaka sayılı otomobil ise Konakpınar köyü istikametinden yani tali yoldan gelip anayolda Balıkesir istikametine girmek isterken anayolda sağda gelmekte olan araçlara dikkat etmeden yola dalarak bölünmüş yolun kavşak kısmında müvekkile ait motora çarpmak suretiyle yaralamalı ve maddi hasarlı kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, kaza sonucu pert olan araç bedeline mahsuben 17.000,00 TL’nın 1 nolu davalı için dava tarihinden itibaren 2 nolu davalı için kaza tarihi olan 17/09/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınmasını, işgöremezlik zararına mahsuben fazlayı talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 2 nolu davalıdan 10.000,00 TL iş kaybı nedeniyle uğradığı zararın kaza tarihi olan 17/09/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tazminini talep , müvekkilinin vücudunda meydana gelen maluliyete istinaden şimdilik fazlayı talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL tazminatın davalardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birliket alınmasını, bu kaza neticesi psikolojisi bozulan, aylarca ağrılar çeken ve halen tam olarak sağlığına kavuşamayan müvekkilin manevi üzüntüsünün giderilebilmesi için 50.000,00 TL manevi tazminatın yalnızca 2.nolu davalı olan araç maliki sürücüsünden kaza tarihi olan 17/09/2014 tarihinden itibaren alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava yetkisiz Mahkemede açıldığını, davacı taraf davaya konu kazada şahsımın %100 kusurlu olduğunu iddia ederek olayı çarpıttığını, olay sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında davacı beyanlarının aksini, davalıya da kusur izafe edildiğini ve Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda, şahsın davacıdan şikayetçi olmadığı için davacı hakkında KYODK verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …AŞ vekilinin cevap dilekçesinde özetle; … adına maluliyet için şahıs başına kaza tarihi itibariyle 268.000,00-TL’sine, maddi hasarda ise araç başına 26.800,00-TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkil şirkete sigorta ettirildiğini, iş bu teminat miktarı kişiye ödenecek miktarı değil, davalı müvekkil sigorta şirketinin şahıs başına azami teminat miktarını teşkil ettiğini, kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine; 12.400,00 TL araç hasarından kaynaklanan tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 09/06/2015 diğer davalı … yönünden olay tarihi olan 17/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 4.001,20 TL geçici iş göremezlik tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 09/06/2015 diğer davalı … yönünden olay tarihi olan 17/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlekte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 124.439,95 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 09/06/2015 diğer davalı … yönünden olay tarihi olan 17/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlekte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,5.000,00 TL manevi tazminatının olay tarihi olan 17/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlekte davalı … tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … A.Ş. vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazaya karışan araca ait maddi hasar tazminat bedelinin eksik inceleme neticesinde hatalı tespit edildiğini, bilirkişi raporunda zarar gördüğü iddia olunan parçaların isimleri sayılmışsa da bahse konu parçaların birim fiyatlarının belirtilmediğini, hasar tespiti kesin olarak yapılmayan bir vasıtaya sovtaj bedeli biçmenin hatalı olduğunu, parçaların sovtaj bedelinin bilirkişi raporunda belirtilenin 3 katından fazla olması gerektiğini, müvekkilinin yalnız gerçek zarardan sorumlu olduğunu, hasarın tespiti açısından yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınarak eksik inceleme ile hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosyanın ATK’ya sevki ile yeni bir rapor alınmasını beyan etmelerine rağmen yerel mahkemece taleplerinin kabul edilmediğini, oysa gerek ceza dosyasındaki kusur durumu, gerekse de kaza tespit tutanağındaki tespitler dikkate alındığında bilirkişinin kusura ilişkin tespitinin ve buna dayalı hesaplama ve yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, davacının SGK hizmet dökümü incelendiğinde kaza tarihine kadar almakta olduğu ücreti ile kaza sonrasında alıyor göründüğü ücreti arasında birkaç kat fark olduğunu, bir kişinin aynı işi yaparak ücretini bir ayda birkaç kat artırması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafın tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, aracın kaza tarihi itibariyle 2. el piyasa değeri hesaplanırken aracın teknik özellikleri dikkate alınmadan tespit yapıldığını ve gerçek piyasa değerinin (davacı tarafın iddia ettiği değerin dahi üzerinde) fahiş bir fiyat belirlendiğini, aracın sovtaj değerinin tespitinde de hata yapıldığını ve gerçek sovtaj değerinin yarısından daha az bir bedele hükmedildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile araç hasar bedeli istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.Dosya kapsamından hükme esas alınan araç hasarını da kapsayan bilirkişi raporunun istinaf talep eden davalı sigorta şirketine HMK’nın 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde rapora itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde bilirkişi raporundaki hesaplama bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlenemeyeceğinden araç hasarı ve sovtaj bedeline yönelik bilirkişi raporundaki hesaplamaya ilişkin istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmayacağından davalı sigorta vekilinin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.Davalı … vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazı yönünden, yargılama sırasında verdiği cevap dilekçesinde bu konuda itiraz ileri sürmediğinden yerinde değildir.Kaza nedeniyle davalı sürücünün yargılandığı ceza mahkemesinde ATK ‘dan alınan kusur raporuna göre davalı sürücü asli, davacının ise tali kusurlu olduğu, mahkemece alınan her iki kusur raporunda da davalı sürücü %80, davacının ise %20 oranında kusurlu oldukları tespit edilmiştir. Bu durumda kusur raporlarının birbirini teyit ettiği olayın oluşuna uygun olduğu görülmekle davalı sürücü vekilinin kusura yönelik ve kazada kusurlu olduğu tespit edildiğine göre manevi tazminata hükmedilmemesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.Mahkemece hasar konusunda 24.11.2017 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmış ise de söz konusu rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; hasar miktarı tespit edilirken, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik ise tamir bedelinin, ekonomik değilse aracın kaza tarihi itibariyle 2. el piyasa rayiç değerinden sovtaj bedelinin mahsubu ile gerçek zarar miktarının hesaplanması ve raporda bu miktarların kalem kalem belirtilmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece; araçların modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek hasar miktarlarının yeniden hesaplanması konusunda yeni bir makine mühendisi ya da otomotiv mühendisi bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile denetime ve hüküm vermeye elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03/10/2019 tarih, 2016/19993 E. ve 2019/8923 K. sayılı kararında açıklandığı üzere “Trafik kazası sonucu iş göremezlik nedeniyle ortaya çıkan zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Kişinin herhangi bir işi yoksa, zarar gören kişinin geliri asgari ücret kabul edilerek bu miktar üzerinden hesaplanacaktır. Zarar gören kişi gelirinin asgari ücret üzerinde olduğunu, bir başka anlatımla herhangi bir iş yerinde çalıştığı yada bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia ediyorsa bunu ispat etmesi gerekmekte olup yerel mahkemede bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır. Bu nedenle zarar gören davacı asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia etmiş ise çalıştığı iş yerinden trafik kazasının olduğu tarihteki ücret ve tüm gelirlerini gösterir ücret bordrolarını getirtilmelidir. Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın, mesleğini icra eden kişilerden ise ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır. Zarar görenin kaza tarihinde çalıştığı iş yerinde aldığı ücretler gelir olarak kabul edilebilir.”Gerçek zararın belirlenmesi için, davacının kaza tarihindeki işinin ve gelir durumunun net ve ispata yarar somut delillerle ortaya konulması gerekmektedir.Dosya kapsamından davacının bilgisayar mühendisi olduğu ve aylık kazancının 5.000,00 TL olduğu, emsal araştırmasında da kaza tarihinde bu miktarın bildirildiği görülmüştür. Hükme esas bilirkişi raporunda ise kazadan sonra 01/12/2014 işe başlama tarihindeki maaş bordrosu olan 5.000,00 TL ancak devam eden aylarda da 6.000,00 ve 7.000,00 TL olarak aylık ücrete ve 01/12/2014 tarihine kadar ise asgari ücrete göre yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda davacının bilgisayar mühendisi olarak kaza tarihinde aylık ücretin 5.000,00 TL olduğu belirlendiğine göre bu ücretin asgari ücrete oranlaması yapılarak diğer yılların hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle, davalı … A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı … A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı …A.Ş. vekili ve davalı …. vekilinin tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/03/2021