Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/734 E. 2021/590 K. 29.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/734
KARAR NO: 2021/590
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/09/2018
NUMARASI: 2014/1743 Esas – 2018/885 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 29/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Sürücüsü … olan … plakalı aracın 27/07/2014 tarihinde Kavak’tan Samsun istikametine doğru seyir halindeyken yolun sağında banket üzerinde yakıt ikmali yapan … plakalı araç sürücüsü …’a çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde davacı …’un yaralandığını, vaki kazada … plakalı araç sürücü …’ın kusurlu olduğunu, aracın malikinin davalı … Ltd. Şti. olduğunu ve bu aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMSS poliçesi ile sigorta güvencesine alındığını ve aynı aracın davalı … Genel Sigorta A.Ş. tarafından Kasko Poliçesi ile güvence altına alındığını belirterek cismani zararın tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 5.000,00 TL sürekli maluliyet tazminatı olmak üzere 6.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 45.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Genel Sigorta A.Ş., davalı … ve davalı … Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda kişi başına azami 268.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminatına dahil olmadığını, olay tarihinden itibaren faiz istemesinin yasaya aykırı olduğunu ve müvekkilinin temerrüde düşmediğini, davacının avans faizi isteminin yasaya aykırı olduğunu, uygulanacak faizin ancak kanuni faiz olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … ve … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin görevli olmadığını, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, meydana gelen kazada davacı …’un asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin kazaya sebebiyet vermediğini, manevi tazminat taleplerinin fahiş ve haksız kazanca yönelik olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat talepleri bakımından konusuz kalan dava bakımından karar verilmesine yer olmadığına, Sulh sözleşmesi kapsamında yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve taraflar lehine ve aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 7.000,00 TL manevi tazminatın 27/07/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … ve … Ltd. Şti.’den, dava tarihi olan 15/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, 2.000,00 TL manevi tazminatın 27/07/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … ve … Ltd. Şti.’den, dava tarihi olan 15/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, 1.000,00 TL manevi tazminatın 27/07/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … ve … Ltd. Şti.’den, dava tarihi olan 15/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya dair istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu, reddedilen miktar yönünden davalılar lehine hükmolunan vekalet ücretinin doğru olmadığını, çünkü reddedilen miktar üzerinden davalılar lehine hükmolunan vekalet ücretinin davacılar için hükmolunan ücreti geçemeyeceğini, reddedilen miktarla bağlantılı olarak karşı tarafa yükletilmesi gereken yargılama giderlerinden kesinti yapılmaması gerekirken aksi yönde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 27/07/2014 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile kavak yönünden Samsun yönüne bölünmüş yolda seyrederken olay yerinde benzini bittiği için sağdaki emniyet şeridinde duran … plakalı aracının solunda aracına benzin koymakta olan sürücü …’a aracının sol ön far ayna kısmı ile çarpması sonucu gerçekleşen trafik kazası neticesinde …’un yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği; kusur raporuna göre kazanın meydan gelmesinde davalı sürücü …’ın %80 oranında, davacı sürücünün %20 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi raporuna göre meydana gelen trafik kazasına bağlı olarak davacı …’un %5,1 oranında oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 ay uzayabileceğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, dosyadaki deliller ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacı …’ün maluliyet oranı, iyileşme süresi ile tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında İlk Derece Mahkemesince belirlenen manevi tazminat miktarının TBK’nın 56.maddesindeki düzenlemeye, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Dava kısmen kabul kısmen red olup yargılama giderindeki oranlamada hata bulunmadığından bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Ancak karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/2.maddesinde manevi tazminat davasının kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği düzenlendiğinden davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf itirazı yerindedir. Açıklanan nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Maddi tazminat talepleri bakımından konusuz kalan dava bakımından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Sulh sözleşmesi kapsamında yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve taraflar lehine ve aleyhine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 3-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, -7.000,00 TL manevi tazminatın 27/07/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … ve … Ltd. Şti.’den, dava tarihi olan 15/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, Fazlaya dair istemin reddine, -2.000,00 TL manevi tazminatın 27/07/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … ve … Ltd. Şti.’den, dava tarihi olan 15/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, Fazlaya dair istemin reddine, -1.000,00 TL manevi tazminatın 27/07/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … ve … Ltd. Şti.’den, dava tarihi olan 15/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, Fazlaya dair istemin reddine, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 683,10 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 174,20 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 508,90 TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … Ltd. Şti. ve … Sigorta tahsili ile davacılara verilmesine,Davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılar …, … Ltd. Şti. ve … Sigorta A.Ş.’ye verilmesine, Davacı tarafından yapılan toplam 935,90 TL yargılama giderinden davanın kabul ret miktar oranı göz önüne alınarak hesaplanan 207,98 TL yargılama gideri ile 174,20 TL peşin harç, 25,20 TL başvuru harcı toplamı 407,38 TL’nin davalılar …, … Ltd. Şti. ve … Sigorta’dan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, Davalı … ve … Ltd. Şti. tarafından yapılan toplam 50,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 38,89 TL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile Davalı … ve … Ltd. Şti.’ye verilmesine, bakiye kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına, Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 112,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalılar davalılar …, … Ltd. Şti.’den müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/03/2021