Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/591 E. 2019/451 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/591
KARAR NO : 2019/451
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI : 2016/988 Esas 2018/753 Karar
DAVA : Tazminat (Araç Değer Kaybı)
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 29/11/2015 tarihinde davalı … şirketine sigortalı, davalı Belediye tarafından kiralanan … plakalı yol süpürme makinesinin davacıya ait park halindeki … plakalı araca çarpması sonucu davacıya ait araçta maddi hasar ve değer kaybı oluştuğunu, temizlik işleri için tahsisi edilen aracın kaza ile sebep olduğu zarardan hem asıl işveren belediyenin hem de alt işveren diğer davalı … Şirketinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalı … şirketinin sorumluluğunu temin ettiği aracın sebep olduğu hasarı tazminle yükümlü olduğunu belirterek müvekkiline ait araçta meydana gelen hasarın tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL değer kaybı zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … AŞ.vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının davadan önce müvekkili şirkete herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, bu sebeple müvekkil şirketin temerrüde düşmediğini ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, mahkemece kusur oranının ve değer kaybının tespit edilmesi gerektiğini, davacının iddialarını kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesi özetle: Davaya konu aracın belediyeye değil, belediyenin temizlik işlerini yapan …AŞ’ye ait olduğunu, kaza sebebi ile belediyenin sorumlu tutulamayacağını, davanın süresinde açılmadığını, kazaya karışan aracın …. AŞ’ye sigortalı olduğunu ve sorumluluğun sigorta şirketine ait olduğunu, ….AŞ. tarafından belediyeye verilen bilgide araçta meydana gelen hasar bedelinin davacı tarafa ödendiğinin belirtildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … San.Tic.Ltd.Şti.vekili cevap dilekçesinde özetle: Kazayı yapan aracın kiralama şirketine ait olduğunu, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, araçta değer düşüklüğüne sebebiyet verecek derecede hasar oluşmadığını, bu durumun sigorta eksperlerince tespit edildiğini ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … davaya cevap vermemiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda: “Davanın sigorta şirketine zorunlu başvuru dava şartı yerine getirilmemesi nedeniyle usulden (tüm davalılar yönünden) reddine” karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili istinaf başvurusunda bulnmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Dava şartlarının, dava tarihindeki değil, kaza tarihindeki mevzuata göre belirlenmesi gerektiğini, kaza tarihindeki düzenlemelere göre dava açmadan önce sigortacıya başvuru zorunluluğunun bulunmadığını, sigorta şirketi için öngörülen dava şartının diğer davalılar bakımından ret sebebi olamayacağını, sigortaya başvuru şartına ilişkin bir eksiklik olduğu kabul edilse dahi bu eksikliğin yargılama sırasında da her zaman tamamlanabileceğini belirterek yerel mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde cevap dilekçesini tekrarla müvekkili bakımından davanın husumet, zamanaşımı ve esastan reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Tazminat talebine konu olayın KTK’nun 97. maddesinde değişiklik getiren 6704 sayılı kanunun yürürlük tarihinden önce; davanın ise dava yoluna gidilmeden önce sigorta şirketine yazılı başvuru zorunluluğunu getiren bu hükmün yürürlük tarihinden sonra açıldığı, davanın açıldığı tarihte bu hususun dava şartı olarak öngörüldüğü hususunda uyuşmazlık yoktur.Bir davada mahkemece öncelikle dava şartlarının inceleneceği ve bu konuda karar verileceği HMK’nın 138/1. maddesinde hükme bağlanmıştır.Genel dava şartları HMK’nın 114/1. maddesinde tek tek sayılmış, maddenin 2. fıkrasında da diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiştir. Öngörülen dava şartlarının bir kısmı nitelikleri gereği dava açıldıktan sonra giderilerek davaya devamı mümkün olmayan; bir kısmı ise giderilebilecek nitelikteki dava şartlarıdır. Kanun koyucu HMK’nın 30. maddesi ile yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini, gereksiz gider yapılmamasını sağlamak bakımından “usul ekonomisi ilkesi”ni benimsemiş, bu ilkeye uygunluğu teminen HMK’nın 115/2. maddesi ile usulden red kararı vermeden önce hakimin eksikliği tamamlaması yönünden ilgilisine kesin süre verilmesi esasını benimsemiştir.Bu cümleden olarak; somut olayda Mahkemece (sigorta şirketine karşı açılan davada) davacıya ilgili (davalı) sigorta şirketine yazılı başvuru yapması için uygun kesin sürenin verilmesi; sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde dava şartının yerine getirildiğinin kabul edilmesi, devamında davanın esasına girilerek delillerin toplanıp değerlendirilmesi ile ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi; kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise sigorta şirketine karşı açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi; öte yandan, aleyhine dava açılan diğer davalıların davalı … şirketi ile ihtiyari dava arkadaşı olmaları, bu davalılara karşı açılan davada 2918 sayılı Kanun’un 97. maddesinde öngörülen dava şartının uygulanmaması gerektiği halde, davacının sigorta şirketine yazılı başvurusunun bulunmamasının da giderilebilir dava şartı olduğu değerlendirilmeksizin, “yargılamanın bütünlüğü ve zorunlu mali mesuliyet sigortası müessesinin ruhuna uygun düştüğü kanaati ile (…)” şeklindeki yasal dayanağı bulunmayan gerekçe ile davanın tüm davalılar yönünden dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, kararın şekli ve niteliği itibariyle davalı … vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf talep eden davacı ve davalı … vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep edenler tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/03/2019