Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/59 E. 2019/105 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/59
KARAR NO : 2019/105
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 16/11/2018
NUMARASI : 2018/8501 D.İŞ Esas 2018/8501 D.İŞ Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Araç Hasar Tazminatı
KARAR TARİHİ: 07/02/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda: 24/01/2017 tarihinde davalı şirket nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın müvekkiline ait … plakalı aracın ağır hasar gördüğünü, kazanın oluşumunda… plakalı aracın %100 kusurlu olduğunu, ekspertiz raporuna göre davacının aracının zararının 53.899,49 TL olmasına rağmen davalı şirketin poliçe limiti olan 31.000,00 TL’den sorumlu olduğunu, araçta oluşan zararın tazmini için davalı şirkete başvurulduğunu, ancak ödeme yapılmadığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 31.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek avans faizinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde: Kabul manasına gelmemek kaydıyla müvekkilinin sorumluluğunun sigorta poliçesi kapsamında teminat limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluk durumunun ilgili poliçe kapsamında değerlendirilebilmesi ve zararın tespiti için gerekli olan mağdur ruhsat fotokopisinin ve hasar resimlerinin başvuran tarafça hasar dosyasına sunulmadığının tespit edildiğini, başvuran tarafça borcun ifası için gerekli olan belgelerin teslim edilmediğinden somut olayda artık borçlunun temerrüdünden söz edilmeyeceğini, dosya konusu olayın haksız fiilden kaynaklandığını, ticari iş olarak nitelendirilemeyeceğini belirterek başvuru sahibinin haksız taleplerinin reddi ile leyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından uyuşmazlıkta tarafların kusur durumlarının belirlenmesi mümkün olmadığından dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesine karar verilmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına davacı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti itirazın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile: Tüm ceza dosyası mevcut iken ara kararı ile kusur konusunda bilirkişi incelemesi yapılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek hakem kararının kaldırılmasına ve mümkünse yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Başvuru, trafik kazasından kaynaklanan hasar bedelinin, karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazmini istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Öncelikle, istinaf dilekçesinde hakem heyetince teknik bilirkişi incelemesi gereken hususta sonuca varıldığı ileri sürülmüş ise de Uyuşmazlık ve İtiraz Hakem Heyetlerince tarafların kusur durumlarının belirlenmesi olanağının bulunmadığı, trafik kazası ile ilgili devam eden dosyadaki ara kararlarına göre henüz bu hususta bir sonuca varılmadığı ifade edilerek uyuşmazlığın çözümü konusunda sınırlı yetkisi olan Uyuşmazlık Hakem Heyeti ve İtiraz Hakem Heyetince mevcut ve/veya toplanacak deliller itibarıyla sonuca varılamayacağı gerekçesiyle dosyanın komisyona tevdiine karar verilmiş olup verilen kararlar davanın esasına değil, usule ilişkin kararlardır. Davacının başvurusunun dayanağı olan trafik kazası ile ilgili olarak ceza yargılamasının devam ettiği ve henüz tarafların kusurları konusunda bilirkişi raporu alınmadığı anlaşılmaktadır. Tahkim yoluyla görülen uyuşmazlıkta, tıpkı hukuk mahkemelerinde olduğu gibi, hakem heyeti de ceza mahkemesince alınan kusura dair bilirkişi raporuyla bağlı değildir. Ne var ki, eldeki dosyada kusur tespiti için dosya üzerinden rapor alınması için yeterli belge ve delilin mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda kusurun belirlenmesi, tarafların diğer delilleri ile birlikte keşif yapılmak suretiyle mümkün olacaktır. Dolayısıyla, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararında bu husustaki tespit isabetlidir. 5684 sayılı Kanun’da sigorta hakem heyetlerinin keşif yapabileceğine dair hüküm bulunmayıp bu hususta aynı Kanun’un 30. maddesinin 23. fıkrası yollamasıyla HMK’nın 425/2. maddesi uyarınca keşif yetkisinin bulunduğu ileri sürülebilir ise de anılan kanunun 30. maddesinin 15. fıkrasındaki “(…) Hakemler, sadece kendilerine verilen evrak üzerinden karar verir.” düzenlemesi karşısında somut uyuşmazlıkta dosyaya sunulan delillere göre tarafların sorumluluklarının belirlenmesi için zorunlu olan kusur durumunun saptanamayacağı göz önüne alındığında, itiraz hakem heyeti kararı isabetlidir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,
3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.07/02/2019