Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/572 E. 2021/391 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/572
KARAR NO: 2021/391
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/10/2018
NUMARASI: 2017/234 Esas – 2018/952 Karar
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 03/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … şirketine sigortalı davalı dışı …’a ait … plakalı araç sürücüsünün 11/04/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, temlik eden dava dışı …’ye ait … plakalı araca çarpmak suretiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazada değer kaybı alacağının araç sahibi dava dışı … tarafından müvekkili …’a temlik edildiğini, araçta meydana gelen değer kaybının bağımsız eksper tarafından 10.920 TL olarak tespit edildiğini ve eksper ücreti olarak 354 TL ödeme yapıldığını, değer kaybının tazmini açısından davalıya gönderilen ihtarnameye rağmen davalı tarafça ödeme yapılmadığını ileri sürerek, şimdilik 300 TL değer kaybı ve 354 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 654 TL alacağın en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talebini 17/08/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 3.969,84 TL’ye yükseltmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 3.969,84 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalandığını, teminat limitinin 31.000 TL olduğunu, davacı tarafa 20/05/2016 tarihinde 1.550 TL değer kaybı ödendiğini ve müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini, eksper tarafından tespit edilen değer kaybının fahiş olduğunu, poliçe limitlerini aşan taleplerin reddini gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 3.782,73 TL’nin 27/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket aleyhine ikame edilen 07.03.2017 tarihli davadan önce temlik eden/araç sahibi …’ye 20.05.2016 tarihinde 1.550,00 TL tutarında değer kaybı ödemesi yapıldığını, araç hasarının kaskodan karşılandığını, bu sebeple yerel mahkemece dava öncesi yapılan ödeme dikkate alınmadan verilen kararın hakkaniyet gereği bozulması gerektiğini, ıslah edilen tutar bakımından zamanaşımı gerçekleşmiş olduğundan ıslah talebinin reddi gerektiğini, yerel mahkeme tarafından ileri sürdükleri zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğunu, davacı tarafın davasını eksper raporu üzerinden açmamış olduğundan, raporun usulen ve kötüniyetli alınmış olduğunun açık olduğunu, yerel mahkeme tarafından eksper ücretine ilişkin talebin her halükarda reddi gerektiğini, eksper raporu dayanak gösterilerek ikame edilmiş bir davanın varlığını kabul edilirse raporda tespit edilen tutar üzerinden davanın açılması gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle değer kaybı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı tarafça, dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak, 300 TL değer kaybı ve 354 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 654 TL’nin tahsiline karar verilmesi talep edilmekle kısmi dava açılmıştır. 2918 sayılı KTK’nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmü yer almaktadır. Davaya konu trafik kazası 11/04/2016 tarihinde meydana gelmiş olup, olayın, maddi hasarlı trafik kazası olması nedeniyle, uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasını gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Bu itibarla, davaya konu talepler yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olup, davacının gerek dava dilekçesi, gerekse ıslah talebine konu ettiği maddi tazminat taleplerinini 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Davacı tarafça, bilirkişi raporu ibrazından sonra 17/08/2018 havale tarihli dilekçe ile davasını ıslah edilerek, aynı tarihte ıslah harcını yatırılmıştır. Islah dilekçesi, davalı … vekiline 05/09/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı … Sigorta A.Ş. vekili, 13/09/2018 tarihli dilekçe ile ıslah edilen kısım yönünden süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunulmuştur. Bu durumda, davacının ıslah tarihinin, KTK’nın 109/1. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra olduğu gözetilerek davalı … yönünden, ıslah yoluyla artırılan kısım bakımından, zamanaşımı nedeniyle red kararı verilmesi gerekirken, talep değerlendirilmeksizin ve gerekçesi de açıklanmadan, ıslah ile artırılan kısım yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde, (Yargılama giderlerinin kapsamı HMK’nın 323. maddesinde açıklanmış olup, davacının eksper için yaptığı gider, yargılama giderleri cümlesinden değerlendirilerek) esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: Davanın KISMEN KABULÜNE, 1-300,00 TL’nin 27/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Islah ile arttırılan kısım yönünden fazlaya ilişkin isteğin Reddine, 2-Harçlar Kanunu hükümlerine göre alınması gereken 59,30 TL ilam harcının peşin harç ve ıslah harcı toplamı 94,08 TL den mahsubu ile kalan 34,78 TL harcının davacıya iadesine, 3-a-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, b-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 4-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4,60 TL vekalet harcı, 187,11 TL ekspertiz ücreti, 680 TL bilirkişi ücreti ve tebligat giderlerinin toplamı 871,71 TL yargılama giderinin kabule göre 69,15 TL sının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 32,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/03/2021