Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/539 E. 2021/389 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/539
KARAR NO: 2021/389
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/11/2018
NUMARASI: 2015/520 Esas – 2018/1109 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/05/2015 tarihinde davalıların malik, sürücü ve ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın davacıya ait … plakalı araca çarpması sonucu davacının aracının maddi hasara uğradığını, aracın tamir için servise bırakıldığı sürede davacının araç kiralamak zorunda kaldığını, yapılan tamir işlemine rağmen söz konusu hasar nedeniyle araçta değer kaybı meydana geldiğini, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, söz konusu maddi zararın giderilmesinden davalıların müteselsilen ve müştereken sorumlu olduklarını beyanla, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik değer kaybı ve araçtan mahrumiyet zararına ilişkin 1.000,00 TL maddi zararın kaza tarihi olan 19/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen ve müştereken tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 24.600,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafa ait aracın ZMMM poliçesi gereğince müvekkili şirket tarafından teminat altına alındığını, sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini, davacının değer kaybına ilişkin zararının, kusur durumunun ve uygun illiyet bağının ispata muhtaç olduğunu, değer kaybına ilişkin tazminatın poliçe teminatına dahil olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd.Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; Davada mahkemenin görevli olmadığını, dava konusu kazanın oluşumunda müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, davanın kötü niyete ikame edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı … davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, davacının maliki olduğu … plakalı aracın 29/05/2015 günü, davalıların maliki, sürücüsü ve ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu hasara uğramasıyla nedeniyle değer kaybına ilişkin 12.000,00 TL ve araçtan mahumiyete ilişkin 1.419,21 TL’den ibaret toplam 13.419,21 TL maddi tazminatın müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, hüküm altına alınan tazminat tutarına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Sigorta poliçesinin teminat altına aldığı zararların trafik kazası sonucunda araç üzerinde meydana gelen doğrudan zararlar olduğunu, kaza sonucu aracın onarımı süresince kullanılamamasından kaynaklanan veya işbu işlerle meşguliyetten dolayı mesaiden mahrum kalınan sürede uğranılan “Kullanım Kaybı”, “Ürün- Verim Kaybı” veya “Kazanç Kaybı” nın dolaylı zarar olarak kabul edildiğini, bu nedenle dolaylı zarar olan araçtan mahrumiyet kaybı yönünden müvekkil şirketin sorumluluğuna gidilerek kurulan hükmün hatalı olduğunu, Yargıtay 11. HD. 10.10.2005 tarih ve 2004/12090 E. 2005/9537 K. Sayılı kararı ile de kazanç kaybının poliçe teminatı içerisinde değerlendirilemeyeceğini açık bir şekilde belirtildiğini, bilirkişi raporunda; ne hasarlanan parçaların dökümünün yapıldığını, ne de aracın marka, model, renk, ekstra özellikleri, donanım seviyesi, kilometresi, eski kazalarının bulunup bulunmadığı hususlarının, ne de davacı yan tarafından sunulan faturanın araçta meydana geldiği ileri sürülen hasarla uyumlu olup olmadığı hususlarının irdelenmediğini, bu nedenle değer kaybı hesabı yapılmasının usul ve yasaya uygun olmadığını, bilirkişi raporunda Sigorta Genel Şartları ekinde yer alan hesap metodolojisine göre yapılan hesaplama dikkate alınmayarak verilen karara da itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 29/05/2015 tarihinde davacıya ait … plakalı araca, davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın çarpması ile meydana gelen trafik kazasında, … aracın hasarlandığı, davacıya ait … plakalı araçta oluşan değer kaybının ve araçtan mahrumiyet zararının tazminin talep edildiği anlaşılmaktadır. Davalı …, trafik sigortacısı olup ZMSS poliçesi gereği, davacının aracında meydana gelen hasara ilişkin gerçek zarar miktarı ile sınırlı sorumludur. Araçtan mahrumiyetine ilişkin zararın, kazadan kaynaklanan dolaylı zarar mahiyetinde olduğu ve davalı trafik sigortacısının sadece doğrudan zararlardan sorumlu olduğu değerlendirildiğinde, araçtan mahumiyete ilişkin zarar yönünden sorumlu tutulması doğru olmamıştır. Bu hususa ilişkin istinaf talebi yerindedir. (Benzer yönde Yargıtay 17. HD 07/09/2020 gün ve 2018/6083 E. 2020/4887 K.) Mahkemece aldırılan 26/10/2016 havale tarihli kök raporda indirimli değer kaybı 18.355,22 TL, kiralama bedeli 2.412,00 TL hesaplanmış, aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 26/01/2018 tarihli ek raporda farklı modellere göre hesaplama da yapılarak değer kaybı 20.000,00 TL, kazanç kaybı 2.299,00 TL hesaplanmış, hükme esas alınan 15/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda, değer kaybı 12.000,00 TL, mahrumiyet zararı 1.419,21 TL hesaplanmıştır. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan 15/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı ve araç mahrumiyet zararı hesaplamasının, aracın kaza öncesi rayiç değeri ile kaza sonrası rayiç değeri farkı, aracın modeli, yaşı, kaza tarihi itibarı ile km’si, araçtaki onarımı yapılan parçalar ve değerleri, daha önceki hasara ilişkin belge bulunmaması hususları dikkate alınarak yapıldığı, bu durumda 15/10/2018 tarihli bilirkişi raporunun, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu, mahkemece hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gibi yine poliçe tarihine göre genel şartlarda gösterilen hesaplama yöntemine hesaplama yapılmamasında usul ve yasaya aykırılık bunlumadığı anlaşıldığından davalı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Davacının maliki olduğu … plakalı aracın 29/05/2015 günü, davalıların maliki, sürücüsü ve ZMMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu hasara uğramasıyla nedeniyle değer kaybına ilişkin 12.000,00 TL ve araçtan mahrumiyete ilişkin 1.419,21 TL’den ibaret toplam 13.419,21 TL maddi tazminattan (Davalı … değer kaybına ilişkin 12.000,00 TL’den müteselsilen sorumlu olmak üzere) müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, Hüküm altına alınan tazminat tutarına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 916.66 TL karar harcından mahkeme veznesine yatırılan (27,70 TL peşin harç + 403.03 TL ıslah harcı =) 430,73 TL’nin mahsubu sonucu bakiye 485,93 TL karar harcının (Davalı … Şti 388,99 TL’den müteselsilen sorumlu olmak üzere) müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, Davacı tarafından yatırılan 195,40 TL keşif harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine, 3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (1.400,00 TL bilirkişi ücreti +440,95 TL posta/ tebligat/ müzekkereden ibaret ) 1.840,95 yargılama giderinin kabul/red oranına göre 994,11 TL’si (Davalı … Şti 898,02 TL’den müteselsilen sorumlu olmak üzere) ile ( 27.70 TL başvuru harcı + 27,70 TL peşin nispi harç + 4,10 TL vekalet harcı+ 403.03 TL ıslah harcından ibaret ) toplam 462,53 TL harcın müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, b.) Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına, c-) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine, 4-a.)Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, b.)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 100,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı …’ne verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/03/2021