Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/537 E. 2021/437 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/537
KARAR NO: 2021/437
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/10/2018
NUMARASI: 2017/162 Esas – 2018/1096 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden)
KARAR TARİHİ: 10/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/01/2010 tarihinde dava dışı araç sürücüsü …’in sevk ve idaresinde bulunan … plakalı minibüste yolcu olarak bulunan müvekkilinin sürücünün aniden fren yapması sonucunda düşerek yaralandığını, kaza tarihinde … plakalı aracın ZTMM sigortasınun bulunmadığını, bu nedenle davayı … Hesabına yönelttiklerini, müvekkilinin kaza tarihinde 34 yaşında olduğunu ve kaza tarihinden sonra sağlık sebebi ile tedavi görmek zorunda kaldığını, tedavi süresince müvekkilinin birçok maddi masraf yaptığını, ancak bu masrafların hiçbir şekilde tarafına ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşımanın ZTMMS yaptırma zorunluluğu kapsamında olup olmadığının tespit bakımından aracın nereden nereye ne kapsamda bir seyahatte olduğunun bilinmesinin gerektiğini, dava konusu taşımanın 4925 sayılı Karayolları Taşıma Kanununun 17. maddesinde belirtilen kapsamda bir taşıma olmadığını, bu nedenle de müvekkilinin bu olaydan dolayı sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili kurumun zorunlu taşımacılık mali mesuliyet sigortası teminat limitleri şartları ile sınırlı sorumlu olduğunu, tedavi giderleri, hastane masrafları, 6111 sayılı yasa kapsamında SGK’nın sorumluluğuna devredildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile 35.844,22 TL sürekli iş görmezlik tazminatı ile 581,41 TL geçici iş görmezlik tazminatının dava tarihi olan 15/09/2014 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu taşımanın Karayolu Taşıma Kanunu’nun 17. maddesi kapsamında bir şehirler arası taşıma olmadığını, bu taşıma için zorunlu taşımacılık sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmadığını, bu nedenle de müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, dava konusu aracın tahditli ticari plaka olduğunu, Hazine Müsteşarlığı 28.06.2010 tarihinde yayımlanarak 01.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 2010/8 nolu Genelgesinin 15. maddesindeki düzenleme ile tahditli ticari plakalı taşıtların, (Y) yetki belgesi alamayacağı gibi Karayolu Taşıma Yönetmeliği kapsamında düzenlenen hiçbir yetki belgesine de kaydedilemeyeceği, belediye sınırları dışına çıkarak il içinde de herhangi bir noktaya/noktadan taşıma yapılamayacağının açıkça belirtildiğini, davanın bu yönüyle de reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu, davanın aracın ZMSS ( Trafik ) sigortacısına yönlendirilmesi gerektiğini, her iki zorunlu sorumluluk sigortacısı arasında müteselsil sorumluluk tesis edilmediğini, sıralı sorumluluk esası getirildiğini, sıralı sorumluluğun her iki sigorta branşında da poliçenin var olması halinde uygulanması gerektiğini, işbu dava bakımından müvekkilinin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını ayrıca davacının dava konusu kaza nedeniyle uğradığı zararı Trafik sigortacısından talep edip etmediği ve davacıya bu kapsamda ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmadan karar verildiğini, müvekkilinin ancak yasal faiz ile sorumlu tutulabileceğini, avans faizi işletilmesine dayanak olabilecek herhangi bir ticari ilişkinin söz konusu olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı bölümünde düzenlenmiş olup; Kanunun 17. Maddesinde: “Şehirlerarası ve Uluslararası yolcu taşımacıları, duraklamalar dahil olmak üzere kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından dolayı sorumludurlar” açıklaması yapıldıktan sonra, 18. maddesinde: “Taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17. maddesinden doğan sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar” denilmiştir. Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Tazminat Ödemesinde Öncelikli Sigorta” başlığını taşıyan B.8. maddesinde ise; “Meydana gelen zarar öncelikle bu sigortadan karşılanır. Sigorta sözleşmesinin hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yapılması zorunlu olan mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur” denilmektedir. Buna göre taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kabul edilmiştir. Somut olayda, davacı yolcu konumunda olup, trafik kazası 15/01/2010 tarihinde, Buca otogar mevkinde ticari minibüs ile yolcu taşındığı sırada meydana gelmiştir. Bu nedenle kazanın Hazine Müsteşarlığı’nın 01.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren genelgesinden önce, 15/01/2010 tarihinde gerçekleşmesine, henüz bu tarihte il içi taşımaları “Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası” yaptırma mecburiyeti dışında bırakan bir düzenleme bulunmamasına göre Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasının yapılmaması nedeniyle davalı … Hesabının zarardan sorumlu olacağından davalı … sakımından davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik yoktur (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/1650 E.- 2020/4326 K ve 2014/14059 E. – 2017/514 K. sayılı kararı). Kazaya konu … plakalı aracın ticari minibüs olduğundan avans faizine hükmedilmesinde de usul yasaya aykırılık yoktur.Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.488,23 TL harçtan peşin alınan 622,06 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.866,17 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.10/03/2021