Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/536 E. 2021/410 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/536
KARAR NO: 2021/410
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/10/2018
NUMARASI: 2016/447 Esas – 2018/1065 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 04/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı … adına kayıtlı, diğer davalı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç, 21 Aralık 2011 tarihinde, Hayrabolu İlçesi … Mahallesi … Sokak mevkinde kaldırımda kucağında 2 aylık bebeği ile yürüyen müvekkili …’ya çarpması sebebi ile yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi sigortalı olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin %10 oranında kalıcı sakatlığı oluştuğunu belirterek 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalı … ve davalı …’dan tahsiline, hesaplanacak maddi tazminatın davalı sigorta şirketi açısından kazanın ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında başlamak üzere ve diğer davalı yönünden kaza tarihinden itibaren başlamak üzere yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesi özetle; … plakalı aracın müvekkil şirkete 12/08/2011-12/08/2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, dosyada kusur tespiti yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar … ve … cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda,”Davacı tarafın maddi tazminat yönünden talebinin feragat nedeniyle reddine, davacı tarafın manevi tazminat talebi yönünden davasının kabulü ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 21/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda davacı tarafın asli kusurlu olduğunu, mahkemenin bu yönde eksik inceleme ile karar verdiğini, manevi tazminat miktarının yüksek olup zenginlik aracı olarak görüldüğünü, ekonomik ve sosyal durumların gözetilmeden karar verildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini ve giderlerin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından hükme esas alınan kusur ve aktüerya raporunun istinaf talep eden davalı tarafa HMK’nın 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde rapora itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde kusur oranı bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden kusura ilişkin istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmamıştır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yarlanmasının mahiyeti, maluliyet oranı, iyileşme süresi ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece manevi tazminat miktarının bir miktar yüksek belirlendiği; aynı ilkelere göre değerlendirme yapıldığında 8.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı …’in istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının manevi tazminat miktarı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı …’in istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacı tarafın maddi tazminat yönünden talebinin feragat nedeniyle reddine, 2-Davacı tarafın manevi tazminat talebi yönünden davasının kısmen kabulü ile, 8.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihi olan 21/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Davalı … Sigorta AŞ.yönünden talep olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 546,48 TL harçtan davacıdan peşin alınan 71,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 474,75 TL harcın davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 5-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 6-Davacı tarafından yapılan 100,93 TL ilk gider, 258,50 TL posta gideri ile 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.359,43 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 544,00 TL’sinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 81,10 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/03/2021