Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/461 E. 2021/386 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/461
KARAR NO: 2021/386
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/04/2018
NUMARASI: 2015/297 Esas – 2018/453 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 03/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ölen …’in davacılardan …’nın eşi ve …’ın babası olduğunu, davalılardan … Ltd. Şti’nin kazaya neden olan … plakalı aracın maliki olduğunu, sigorta şirketinin aracın ZMM sigortasını temin ettiğini, diğer davalı …’in ise davalı şirkette çalıştığını, davacıların murisinin 12.02.1938 doğumlu olup, 01.03.1993 tarihinde emekli olduğunu, olay tarihinde 60 yaşını doldurduğunu, davalılardan …’nin yönetimindeki araçla davacıların murisine çarparak ölümüne neden olduğunu, davalı … hakkında Gaziosmanpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/1650 esas sayılı dosyası ile mahkumiyetine karar verildiğini belirterek her bir davacı için 10.000’er TL maddi tazminatın ve 5,000,00’er TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza tarihi olan 07.10.2012 tarihini kapsayan ZMMS poliçesinin davalı şirketçe düzenlenmediğini, davalı şirketçe düzenlenen … plakalı araca ait … nolu trafik sigorta poliçesinin geçerlilik tarihinin 13.09.2011/2012 olduğunu ve kaza tarihi olan 07.10.2012 tarihini kapsamadığını, tramer kaydına göre aracın kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesinin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, diğer davalı … limited şirketinin davaya cevap vermediği anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; 10.000,00 TL destek tazminatının 07/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Ltd. Şti. (… İthalat İhracat Dış Tic. Ltd. Şti.) ve … (…)’den tahsili ile davacı …’ya verilmesine, 2-Davacı …’ın destek tazminatı talebinin reddine, 3-Davalı … Sigorta A.Ş.’ye yönelik maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, 4-Davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın 07/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Ltd. Şti. (… İthalat İhracat Dış Tic. Ltd. Şti.) ve … (…)’den tahsili ile davacılara verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosyada aktüerya hesabı yapılırken, kusur oranının Gaziosmanpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1650 Esas ve 2014/692 Karar sayılı dosyasında bulunan kusur raporu dayanak alınarak tesis edildiğini, ceza dosyasının henüz kesinleşmediğini, trafik kazası tutanaklarından da anlaşılacağı gibi şehir içi hız limitinin çok daha altında bir hız ile seyrederken kazanın meydana geldiğini, müvekkili aleyhine atfedilen %25’lik kusur oranını kabul etmediklerini, hesap bilirkişisi raporunda davacı …’in maddi zararının fahiş hesaplandığını, müteveffanın kaza tarihindeki yaşı ve mali durumu ile bu hususta Yargıtay içtihatları da nazara alındığında hesaplanan maddi zararın fahiş olduğunun ortada olduğunu, hesaplanan bu bedellerin, kazanın oluş şekli ve müvekkili davalının kusur oranı ile bağdaşmadığını belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davacılar murisi …’in orta refüjden karşıya geçerken, davalı …’ in sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, vefat etmesi nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Uyap ortamında yapılan incelemede, Yargıtay 12. CD nin 09/02/2016 gün ve 2015/3449 E., 2016/1574 K. nosu ile onanan, Gaziosmanpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ 2012/1650 E. nolu dosyasında, sanık … açısından mahkumiyet hükmü kurulmuş olup, 08/07/2013 tarihli bilirkişi raporu ile …’in birinci derecede kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ nin ikinci derece kusurlu olduğu, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 18/12/2013 tarihli bilirkişi raporunda; Kazanın meydana gelmesinde, …’in olay yerinde karşıdan karşıya geçişi sırasında yola gereken dikkatini verip gelen araçların hız ve yakınlıklarını dikkate alıp gelen araçlara ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmediğinden asli kusurlu, araç sürücüsü …’ nin seyir esnasında hızını mahal şartları, yol durumu, görüş mesafesine göre ayarlamamakla sol tarafta refüj üzerinde görmüş olduğu yayayı zamanında uyarmamakla, yayaya çarpmadan evvel fren ve direksiyon tedbirine başvurmuş olsa da dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranmakla tali kusurlu olduğunun belirtildiği görülmektedir. İlk derece Mahkemesinde hükme esas alınan 18/09/2017 tarihli aktüer ve kusur raporunda, aynı kaza nedeniyle ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporları da irdelenerek, …’in karşıdan karşıya geçmeden önce yoldaki araç trafiğine dikkat etmemiş, dikkatsiz ve dalgın davranmış, tehlikeli şekilde arç yoluna girmiş, meskun mahalde kısmen süratli ve dikketsiz araç kullanan davalı sürücü yönetimindeki kamyonetin seyir alanı içinda tehlikeli şekilde karşıya geçmeye çalışmış, yaklaşan aracın hızı ve yakınlığını dikkate almamış, yaklaşan araca rağmen geçmeyi sürdürerek tehlikeli ve dikkatsiz davranışları nedeniyle % 75 oranında kusurlu olduğu, araç sürücüsü …’ nin meskun mahalde, gece görüş şartlarında daha yavaş ve dikkatli araç kullanması, yeterli mesafeden gördüğü yayayı uyarmak için klakson çalması ve selektör yapması, aracı yavaşlatması gerekirken bu kurallara uymamış, orta refüjde duran ve karşıya geçeceği kesin olan yayaya karşı yeterince tedbir almamış, son anda yetersiz fren tedbirine başvurmuş olmakla % 25 oranında kusurlu olduğu tespit edilerek bildirilmiştir. Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporunun birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan aktüerya raporunda desteğin kaza tarihindeki yaşına göre muhtemel yaşam süresinin, davacı …’nın kaza tarihinde ki yaşına göre destek süresi belirlenerek, desteğin emekli oluşu nazara alınarak aktif devre hesabı yapılmamış olmasına, sadece pasif devre için emekli maaşı ve asgari ücrete göre destek ve eşine pay verilerek yerleşik yargıtay içtihatlarında benimsenen yöntem ve ilkelere göre tazminat hesaplaması yapılmış olmasında ve İlk Derece Mahkemesince de bu rapora göre karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin aktüerya raporuna ve hesaplanan maddi tazminata karşı istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.366,00 TL harçtan peşin alınan (35,90+305,60=) 341,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,50 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.03/03/2021