Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/434 E. 2021/578 K. 29.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/434
KARAR NO: 2021/578
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/06/2018
NUMARASI: 2014/1516 Esas – 2018/766 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 29/03/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin 26/03/2014 tarihinde İETT’ye ait … plakalı otobüsüne bindiğini, otobüsün Şişli’deki “Mecidiyeköy Viyadük” durağına yaklaşırken otobüs şoförü davalı …’nin ani fren yapması üzerine tutunmasına rağmen yüzünü tutunma direğine çok sert bir şekilde vurduğunu ve darbe neticesinde dudağının patladığını ve ön iki dişinin kırıldığını, olay sebebiyle müvekkiline 3 hafta istirahat raporu verildiğini, dava konusu olaya ilişkin olarak İstanbul CBS’na yapılan şikayet neticesinde İstanbul 67. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/896 E. Sayılı dosyasıyla sürdüğünü, dava konusu olay sebebiyle müvekkilin şimdiye kadarki belgelenmiş toplam zararının 5.185,00 TL olduğunu, tedavi devam ettiğinden ve belirli periyotlarla diş tedavisi yaptırılması gerektiğinden ikame edilen davanın belirsiz alacak davası olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.185,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …, … ve İETT ‘den müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil şirket tarafından sigortalandığını, aleyhlerine açılan davanın muhatabının SGK olup davacının SGK sorumluluğundaki giderleri müvekkili şirketten talep ettiğini, tedavi gideri primlerinin SGK tarafından alınması nedeniyle sorumluluğu onun üstlenmesinin gerektiğini, trafik sigortası genel şartları A-3 maddesi (e) gereği dolaylı zararların teminat dışı olduğunu, sigortalı araca atfı kabil bir kusur bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkili idare açısından husumet yokluğundan reddini, kazaya karışan aracın özel halk otobüsü olması ve özel halk otobüslerinde otobüsün işleteni olan özel şahısların başvurusu neticesinde belli bir toplu taşıma bölgesinde hat ruhsatı tesis edilmesi sonucu bu araçları kendi nam ve hesaplarına işlettiklerini, aracı sevk ve idare eden personel ile de müvekkili arasında herhangi bir ilişkinin mevcut olmadığını, davalı sürücü hakkında ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 3.143,27-TL’nin davalı … yönünden dava, diğer davalılar yönünden haksız fiil tarihi olan 26/03/2014’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile; 7.500,00-TL manevi tazminatın davalılar …, … ve İETT İşl. Genel Müd. haksız fiil tarihi olan 26/03/2014’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, davalı … ile davalı İETT vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece salt 3.143,27 TL’lik bedele yönelik hüküm kurulduğunu, SGK tarafından müvekkile hiçbir ödeme yapılmadığı dikkate alınmadığını, müvekkilin iyileşme süresi doğru tespit edilemediğinden geçici iş göremezlik ödeneğinin eksik hesaplandığını, müvekkilin öğrenci olmasının çalışmasına engel olmadığı dikkate alınmadan zaten eksik hesaplanmış olan geçici iş göremezlik ödeneğine mahkemece hiç hükmedilmediğini, ilk ATK raporuna itirazdan sonra geçici olarak heyete bir tane diş hekimi eklenmekte başka hiçbir itirazının değerlendirilmeden ve talebin irdelenmediğinden bu rapor dikkate alınarak hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, reddedilen tazminat yönünden müvekkil aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin yanlış olduğunu, dava konusu araç ticari araç olduğundan ticari avans faizine hükmedilmesini talep ettiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; acil olup olmadığına bakılmadan tüm tedavi giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğu halde müvekkil şirket aleyhine tedavi giderine hükmedildiğini, davacının kendi isteğiyle devlet hastanesi yerine pahalı hastanelere gitmesi durumunda yapılan harcamadan davacının sorumlu olduğunu, müvekkil şirket tarafından tedavi giderlerinin SGK’nın sorumluluğuna geçmesini takiben 300.000,00 TL civarında SGK’ya aktarım yapıldığını, müvekkil bünyesinde bu tedavi gideri talepleri için alınmış prim bulunmadığını ve primi alınmayan bir risk için teminat sağlanmasının sigorta sözleşmesinin ruhuna aykırı olduğunu, bununla birlikte dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacının da ağır kusuru bulunduğunu, araç içerisinde tedbir alınmadan hareket ettiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı İETT vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil kurum İETT’nin özel şahıslarca kendi nam ve hesaplarına olmak suretiyle işletilme geliri İETT’ye aktarılmayan özel halk otobüsünün sebep olduğu trafik kazasından ve müvekkil aleyhine hükmedilen yüksek tazminat tutarından sorumlu tutulamayacağını, müvekkil kurumun resmi harç ve ruhsat işlemi ücretleri dışında taşıma faaliyetinden bir gelir elde etmediğini, kusur yönünden yeterli incelemenin yapılmadığını, davalı sürücünün %100 kusurlu olduğunun kanıtlanamadığından mahkemenin kesin olmayan bulgulara dayalı kusur oranlamasına dayanarak yapılan hesabı kabul edemeyeceğini, davacılar yararına hükmedilen tazminat tutarının yüksek olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeni ile tedavi gideri ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 26/03/2014 günü saat 11.40 sıralarında … plaka sayılı özel halk otobüsünde yolcu olarak bulunan davacının otobüsün ani fren yapmasından dolayı çenesini tutunma demirine vurması sonucu yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Maddi tazminat davası bakımından davacı ve davalı taraf istinaf talebi değerlendirildiğinde: HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de “alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” düzenlemesi mevcuttur. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00 TL olacaktır. Bu halde, davanın kabul edilen maddi tazminat miktarı karar tarihine göre uygulanması gereken 2018 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından davacı ve davalı tarafın İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı HMK’nın 341/4.fıkrası gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel mahkemece, kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davacı ve istinaf talep eden davalıların maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.Manevi tazminat davası bakımından davacı ve davalı taraf istinaf talebi değerlendirildiğinde:Mahkemece kusur raporu alınmamış, ceza dosyasından alınan kusur raporu ile yetinilmiştir. Ceza mahkemesinde yapılan bilirkişi incelemesinde araç sürücüsü birinci derece kusurlu bulunmuş, davacı yolcuya ise kusur atfedilmemiştir. Davacının tek taraflı kaza yapan halk otobüsünde yolcu konumunda bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla kusurun tespiti yolcu olan davacı için sonuca etkili etkili değildir. Kaldı ki hükme esas alınan ceza dosyasından alınan kusur bilirkişi raporunun dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu kanaatine varıldığından, bu rapora itibar edilerek karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından kusura yönelik istinaf itirazı yerinde değildir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, dosyadaki deliller ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacıdaki yaralanmanın niteliği, iyileşme süresi ve tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında İlk Derece Mahkemesince belirlenen manevi tazminat miktarının TBK’nın 56/1.maddesindeki düzenlemeye, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle manevi tazminatın miktarına değinen istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Mahkemece red olunan manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplama yapılarak vekalet ücreti belirlenmesinde AAÜT, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu hususa değinen istinaf itirazının da reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekili, davalı … ile davalı İETT vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesinin maddi tazminata ilişkin kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı vekili ile davalı İETT vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesinin manevi tazminata ilişkin kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- a. Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, b.İstinaf incelemesi esastan yapılmadığından, istinaf başvurusu sırasında davalı … Şirketinin yatırmış olduğu istinaf karar harcının istek halinde mahkemesince iadesine, c.Alınması gereken 512,00 TL harçtan peşin alınan 60,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 451,58 TL harcın davalı İETT’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/03/2021