Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/379 E. 2021/853 K. 07.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/379
KARAR NO: 2021/853
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİH: 15/03/2018
NUMARASI: 2011/520 Esas – 2018/248 Karar
DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
KARAR TARİHİ: 07/05/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılarından ….ye gecikme zamları hariç olmak üzere 16/07/2008 tarihinde … A.Ş. ve diğer Fon Bankaları tarafından kredi kullandırılan şirketlerde kanuni temsilci olması nedeniyle 93.514,004,63 TL, 31/03/2011 tarihinde Amme Borçlusu … Ldt. Şti., … Ltd. Şti ve … Ltd. Şti’ye kullandırılan kredilerle ilgili kendi hesabına aktarım yaparak edindiği ve hakim ortağı edindirdiği … A.Ş. kaynakları nedeniyle 1.327.153,50 TL ve 22/06/2011 tarihinde …. San. A.Ş’ye kullandırılan krediye ilişkin yönetim kurulu kararlarında banka genel müdürü ve yönetim kurulu başkan vekili olarak imzalarının bulunması nedeniyle 5.767.243,00 TL olmak üzere gecikme zamları hariç toplam 100.608.401,13 TL takipli borcu bulunmakta olup, Fon Kurulu kararıyla borçlu hakkında Amme Alacakları Usulü Kanunu kapsamında takip işlemlerine başladığını ve borçluya ödemeye çağrı ve ödeme emirlerinin gönderildiğini ve bu çerçevede Tahsilat Daire Başkanlığının onayı ile haciz kararı alındığını, bu esnada borçlu … adına kayıtlı … ili, … İlçesi, … Mah. … Ada, … Parselde kayıtlı 130/166,04 arsa paylı kat mülkiyetli gayrimenkulün G Blok 4. Kat 16 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümdeki hissesinin 21/04/2009 tarihinde diğer davalı …’a devrettiğinin anlaşıldığını, bu işlemin muvazaalı olduğunu, zira …’un … babası olup, bunun dahi yapılan işlemin muvazaalı işlem olduğunu gösterdiğini, 6183 sayılı Kanunun 30. maddesi gereğince devir işleminin geçersiz sayılması gerektiğini belirterek bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu gayrimenkulün müvekkili …’un eşi … ait olduğunu, vefatıyla mirasçılarının … ile çocukları … ile diğer davalı …. olup, murislerinden intikal eden bu taşınmazdaki hisselerini babaları olan …’a 21/04/2009 tarihinde bila bedel devrettiklerini, resmi senette hisselerin 36.000,00 TL bedel ile devredildiği yazılı olsa da kanunen bedelsiz satış yapılamayacağından bu bedelin yazıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının kesinleşmiş bir alacağının olmadığını, nitekim 3 ayrı borç nedeniyle gönderilen ödeme emirleri ve ödemeye çağrı mektuplarının iptali için idare mahkemelerinde dava açıldığını, bu nedenle davanın ön şart yokluğundan reddi gerektiğini, hisse devrinde mal kaçırma kastı olmadığını, muvazalı işlem olarak kabul edilemeyeceğini kabul edilerek haksız davanın reddine savunmuştur. .Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “… ili … ilçesi … Mahallesi … ada … parselde kain G Blok 4. Kat 16 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölümün el birliği mülkiyetine konu 3/8 hissesinin … tarafından …’a 36.000,00 TL bedelle satışına ilişkin tasarrufun, davacının 6183 Sayılı yasaya göre yaptığı 2003/4 nolu takip dosyasındaki (01.08.2011 tarihli ve 9760 nolu ödeme emrine konu) alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere iptaline, davacıya cebri icra ve satış yetkisinin tanınmasına, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı müflis … iflas idaresi vekili ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Müflis … iflas idaresi vekili tavzih talebinin reddine ilişkin karara karşı yapmış olduğu istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müflis … İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 17.07.2012 tarih 2011/168E. sayılı dosyası ile iflasına karar verildiğini, her ne kadar işbu davanın ifls idare memurları tarafından takip edilmesi gerekiyor olsa da, taraflarına tebliğ edilen gerekçeli kararı dava konusu gayrimenkul davacı …tarafından satılarak paraya çevrildiğinde İİK 245 gereğince … borcundan düşülecek olup, …müflis … iflas masasına yazdırmış olduğu alacağından mahsup yapılacağı ve …ile iflas idaresinin menfaatleri aynı yönde olduğundan ancak … ile çatıştığından İflas İdaresinin davalı olarak … yerini alması İİK hükümlerine aykırı olacağını, bu nedenle tavzih talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu gayrimenkulde müvekkili …’un aile konutu olduğunu, eşinin vefatı sebebiyle taşınmazın mirasçıları arasında pay edildiğini, müvekkilinin kızı… ve oğlu davalı müvekkili … annelerinden miras kalan toplamda 6/8 payı, dava konusu gayrimenkulün müvekkilinin hayatı boyunca edindiği tüm birikimlerinin sonucu olması sebebiyle miras yoluyla kendilerine geçmesine rağmen ahlaki olarak dava konusu gayrimenkul hisselerinin ediminde hiçbir emekleri olmadığından babalarına iade etmek istediklerini ve 21.04.2009 tarihinde bila bedel olarak devrettiklerini yani babalarına bağışladıklarını, her ne kadar resmi senette 3/8 hissenin 36.000,00 TL bedelle devredildiği yazıyor olsa da bedelsiz satış yapılamayacağı için bedel yazılarak taşınmazın hisselerini babalarına devrettiklerini, dava konusu gayrimenkulü müvekkili …’un 34 yıllık öğretmenlik maaşı ile aldığını, gayrimenkulün satın alındığı dönemde müvekkili … şirketleriyle hiçbir bağlantısı bulunmadığını, müvekkili … grubu şirketlerinde yöneticilik yapmaya 1998 yılının 5. ve 6. aylarında başladığını, dolayısıyla dava konusu gayrimenkul satın alındığında … çalışmaya dahi başlamadığını, dava konusu gayrimenkulün 3/8 hissesinin …’a … tarafından devredilmesinin mal kaçırmak maksadını taşımadığını söz konusu işlemin muvazaalı olduğundan da bahsedilemeyeceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava 6183 sayıl Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda:Davacı alacaklı, davalı borçlu … hakkındaki takibinin dayanağını …ye devredilen …A.Ş. ve diğer Fon Bankaları tarafından kredi kullandırılan şirketlerde kanuni temsilci olması kanuni temsilcisi olması nedeni 6183 sayılı Yasa’nın mükerrer 35. maddesine dayalı olarak takip yapmıştır.Yani asıl borçlu, bu takip bazında … olup davalı … bu şirketlerde kanuni temsilci olması nedeni ile hakkında belirtilen Yasanın 35. maddesi gereğince sorumlu tutularak ödeme emri tebliğ edilmiştir. Davacı alacağının dayanağını teşkil eden 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesine eklenen beşinci fıkra ile altıncı fıkra, Anayasa Mahkemesinin 19/3/2015 tarih,2014/144 Esas ve 2015/29 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.Bu durumda, davalı borçlunun dava dayanağını teşkil eden, … A.Ş. ve diğer Fon bankaları tarafından kredi kullandırılan bankalarda kanuni temsilci olduğu dönemlerdeki sorumluluğunun, , Anayasa Mahkemesinin 19/3/2015 tarih, 2014/144 Esas ve 2015/29 Karar sayılı kararı ve borçlu hakkında çıkartılan ödeme emirlerindeki borcun miktarı, dayanağı hakkında gerektiğinde uzman bilirkişiden rapor alınarak değerlendirilmesi gerekirken, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Tavzih talebinin reddine dair karara karşı istinaf başvurusunun incelenmesinde;Müflis … talebi tavzihe konu edilebilecek bir talep niteliğinde olmadığı gibi talep içeriğine göre İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçe ile somut uyuşmazlıkta da uygulanması gereken İİK’nın 245.maddesi gereğince değerlendirme yapılarak yargılama sırasında borçlu … şahsen iflasına karar verilmiş olması nedeniyle İİK’nın 245. maddesi uyarınca davacılık sıfatının iflas idaresine geçeceği, ancak iflas idaresinin de Fon tarafından oluşturulması bir yana Fon Kurulunun 07/08/2014 tarihinde aldığı kararlara göre, iflas tarihinden önce açılan davalarda iflas idaresinin taraf olmayacağı, buna göre davacı …nin davacılık sıfatının devam ettiği, zira iflas tasfiyesinin de zaten Fon tarafından yürütüldüğü dikkate alındığında … iflas idaresi memurlarına tebligat yapılarak davaya devam edilmesi gerektiği kabul edilerek davalı Müflis … İflas İdaresini Temsilen İflas İdare Memurları vekilinin HMK’nın 305 maddesine uygun görülmeyen tavzih talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, müflis … iflas idaresi vekili ve davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Müflis … iflas idaresi vekili ve davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Müflis … iflas idaresi vekili ve davalılar vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/05/2021