Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3738 E. 2021/2320 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3738
KARAR NO: 2021/2320
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/09/2019
NUMARASI: 2014/531 Esas – 2019/786 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi özetle; Davalı … yönetimindeki … Plakalı aracın 08.03.2008 tarihinde İstanbul İli, … Mahallesi, … Caddesinde yürümekte olan davacı …’e çarparak ağır şekilde yaralanmasına neden olduğu, davalı sürücünün olayın meydana gelmesinde tam kusurlu bulunduğu, davacının kaza sonrası uzun süre tedavi gördüğü, sürekli iş göremezlik kaybına uğradığı, diğer davacılar olan anne ve babasının kaza nedeniyle büyük üzüntü yaşadıkları gibi çocuklarının tedavisi süresince maddi zararlara uğradıkları belirtilerek, davacıların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın 08.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı … Sigorta cevap dilekçesinde özetle: 6111 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra meydana gelen trafik kazaları nedeniyle müvekkili şirketin zarar görenlerin tedavi giderlerinden sorumlu olmadığını, davacının kaza sonrası sürekli iş göremezlik zararının tazmini için müvekkiline herhangi bir başvuruda bulunmadığını, kazanç kaybına ilişkin zararların poliçe teminatı dışında kaldığını, olaydaki kusur durumlarının ve zararın tespiti gerektiğini, müvekkilinin poliçe limiti dahilinde sorumlu tutulabileceğini savunmuş, zarar durumunun ispatlanamaması ve sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun tespit edilmesi halinde davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. cevap dilekçesi özetle; Kaza yapan aracın olaydan önce uzun süreli kira sözleşmesi ile dava dışı … A.Ş.’ye kiralandığını, araç sürücüsünün müvekkili şirketin çalışanı olmadığını, davanın aracın işleteni şirkete yöneltilmesini gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin olayda kusurlu bulunmadığını, davacının tam kusurlu olduğunu, davacının yaya geçidinde trafik ışıklarını kullanmak yerine araçlara yeşil yanan ışıkta geçtiğini, geçiş hakkının araçlarda olduğunu, müvekkilinin olayda herhangi bir ihmalinin bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın Reddine (davalı platform turizm a.ş açısından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine) ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 08/03/2021 tarihli olay yeri tutanağında kaza yapan …’in sol gözünde protez olduğunu beyan ettiğinden kendi beyanının dikkate alınmaması gerektiğini ve eksik değerlendirme ile kusurun …’e yüklendiğini, keşif yapılmayıp keşif talebinin de kabul edilmediğini, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’in asli kusurlu olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davaya konu trafik kazasına ilişkin 08/03/2013 tarihli kaza tespit tutanağında; davacı yaya …’ün … caddesinden karşı istikamete geçmek isterken yolun sol şeridinde seyir halinde bulunan sürücü …’in sevk ve idaresinde bulunan … plaka aracın sağ ön tampon kısmına çarpması sonucu gerçekleşen trafik kazasında davacı yaya …’ün 04 kod kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu, araç sürücüsünün kusursuz olduğunun belirtildiği görülmüştür. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/50965 soruşturma no 2012/20978 karar no sayılı kararı ile şikayet yokluğu nedeni ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, mağdur vekilinin bu karara itiraz etmiş ise de itirazın reddine karar verilmiştir. Mahkemece aldırılan 08/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın oluşumunda … plaka numaralı araç sürücüsü …’in caddenin sol şeridinde nizami şekilde seyir halindeyken, çarpışma noktasının taşıtın sağ ön köşe kısmı olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, trafik sinyalizasyon ışıklarının mevcudiyetine rağmen yayanın ışıkların hemen ilerisinden ani ve beklenmedik şekilde yola girmesi ve taşıta yönelmesine karşı alabileceği kazayı önlemek adına ek tedbir bulunmadığı, kural ihlali yapmadığı nedenle kusuru bulunmadığı, davacı …’ün yaya geçidi bulunan bölgede, dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak kendi can güvenliğini tehlikeye attığı, KTK 68/b maddesi gereğince %100 oranda kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesine göre hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunun olay yeri, kaza tespit tutanağı, kazanın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun olduğu, kaza tespit tutanağı resmi makamlarca düzenlenmiş aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge olduğundan, kazanın başka türlü meydana geldiği yönünde somut veri de bulunmadığından kusura ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir. Bu nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2021