Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3601 E. 2021/2130 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3601
KARAR NO: 2021/2130
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/09/2019
NUMARASI: 2018/751 Esas 2019/851 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan …’nun işleteni olduğu, … plakalı üzerinde inşaat iskelesi kurmaya yarayan asansör malzemesi yüklü ticari kamyonun, sürücü … sevk ve idaresinde seyir halinde iken, Metro hattının geçtiği köprü altına geldiğinde 3 şeritli yolun en sağ şeridinde kamyonun üstündeki malzeme yükseklik sınırına aykırı ve tehlikeli bir şekilde istiflendiğinden köprü altına çarptığı, çarpmanın etkisiyle malzemenin sağa sola savrularak araç üstünden köprü altında kaldırımda yaya olarak bulunan davalıların müşterek murisi …’nin üstüne düştüğünü, murisin malzemelerin altında kalması dolayısıyla ağır bir şekilde yaralandığını, hastaneye kaldırılmışsa da kurtulamayıp vefat ettiğini, davacıların hem maddi hem de manevi çöküntü yaşadığını, murisin eşinin ev hanımı olduğunu, evli olmayan iki kızlarının da evde ve çalışmadıklarını beyanla, 60.000,00 TL maddi tazminat, eş … lehine 100.000,00 TL, diğer davacıların her biri lehine 50.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Karayolu üzerinde yapılan yol çalışmalarının kazanın oluşumuna doğrudan etki ettiğini, olayda yol kusuru olduğunu, kazada ölen kişinin asli kusurlu olduğunu, nakil edilen eşyayı yükleyenin de müterafık kusuru olduğunu, kazanın meydana geliş şekli ve hayatını kaybeden kişinin kusuru, SGK.’lı oluşu, yaşı, gelir durumu ve sosyal statüsü birlikte değerlendirildiğinde, talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının sebepsiz zenginleşmeye yol açacak ve müvekkilini yoksulluğa düşürecek düzeyde olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Trafik kazasında tek kusurlunun davalı müvekkili olmadığını, müvekkili davalının seyir halinde iken uyarı levhaları 4.50 metreyi gösteren ilk köprüden rahatlıkla geçmiş olup ikinci köprüden geçiş esnasında söz konusu olayın yaşandığını, bu nedenle kazada kusur değerlendirilmesi yapılırken idarenin yaptığı veya yapmadığı işlemlerinde dikkate alınması gerektiğini, kazada diğer araç sürücüsü ile müteveffanın asli ve tam kusurulu olduğunu, yükleyenin kusurlu olduğu hususunun da dikkate alınması gerektiğini, manevi tazminat tutarının davacılar için zenginleşmeye, davalılar için fakirleşmeye yol açmaması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, 1-Davacı tarafın maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle Reddine, 2-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin Kabülü ile, Davacı eş … için 100.000,00 TL, Diğer Davacı çoçuklar …, …, …, … ve … için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 350.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Karayolu üzerinde yapılan yol çalışmalarının kazanın oluşumuna doğrudan etki ettiğini, olayda yol kusuru olduğunu, kazada ölen kişinin asli kusurlu olduğunu, bahse konu yolun otoyol niteliğinde olup, yaya trafiğine kapalı olduğunu ve her iki tarafının çelik bariyerlerle çevrili olduğunu, her ne kadar dava dilekçesinde ölen şahsın kaldırımda yürüdüğü iddia edilmişse de bunun mümkün olmadığını, zira anılan yerde yaya kaldırımı bulunmadığı gibi kaza yerinin hemen üstünde yaya geçidi olduğunu, ceza yargılamasındaki eksik ve hatalı bilirkişi raporunun hukuk yargılamasını bağlamaması gerektiğini, nakil edilen eşyayı yükleyenin de müterafık kusuru olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın fahiş denecek kadar yüksek olduğunu, feragat nedeniyle reddedilen maddi tazminat yönünden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 05.06.2018 tarihinde sürücü davalı … sevk ve idaresindeki, diğer davalı … adına kayıtlı, davalı Sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı … plakalı kamyonun, Esenler-Otogar çıkışı petrol istasyonu önünde bulunan hafif raylı metro üst geçidinin Esenler yönüne giden hattının köprü altı kısmına kamyonun üzerinde bulunan inşaat iskelesi kurmaya yarayan asansör ve motorunun, çarpması sonucu araç üzerinden düşerek, dava dışı sürücü …’ in sevk ve idaresindeki … plakalı minibüsün üst tavan kısmına devrildiği, aynı yükün sekerek yol kenarında bulunan yaya …’ ye çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, …’ nin vefatı nedeniyle tüm davalılardan maddi ve sigorta şirketi hariç diğer davalılardan manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporuna göre sürücü …’nın % 100 oranında kusurlu olduğu, müteveffanın kusurunun bulunmadığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan 14/06/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre …’nın birinci derecede tam ve tek kusurlu olduğu, müteveffanın kusurunun olmadığı, aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/527 Esas sayılı dosyasına sunulan ATK Trafik İhtisas Dairesinin 01/10/2018 tarihli raporuna göre, …’nın asli derecede tamamen kusurlu olduğu, müteveffanın kusursuz olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü, nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davacılar vekili yargılama sırasında 12.10.2018 tarihli maddi tazminata ilişkin feragat dilekçesi sunmuş ve 09/05/2019 tarihli ön inceleme oturumunda, dilekçesini tekrarla maddi tazminat talepleri sigorta tarafından karşılandığı için maddi tazminat taleplerinden feragat ettiğini bildirmiş mahkemece tüm davalılar aleyhine açılmış olan maddi tazminat istemine ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Yargıtay yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, bu davalarda davadan feragatte hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiş, esasen dava konusuz kalmıştır. Davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermişlerdir. Bu nedenle, feragat sebebiyle reddedilen maddi tazminat yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olduğundan davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf talebi yerinde görülmemiştir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında, mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının bir miktar fazla olduğu, davacı eş … için 80.000,00 TL, her bir davacı çocuk için 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığından bu yöne değinen davalı vekili istinaf talebi yerinde görülmüştür. Bu nedenle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek, diğer davalının istinaf talebi olmadığı da göz önünde bulundurulmak suretiyle aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacı tarafın maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle REDDİNE, 2-Davacı tarafın manevi tazminat talebinin KISMEN KABÜLÜ ile, Davacı eş … için 100.000,00 TL, Diğer Davacı çocuklar …, …, …, … ve … için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 350.000,00 TL manevi tazminatın kabulüne, – Kabul edilen manevi tazminattan davacı eş … için 80.000,00 TL, diğer davacılar …, …, …, … ve … için ayrı ayrı 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 05/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ayrı ayrı belirtilen miktarda verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, – Kabul edilen manevi tazminattan ( İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen davalı … bakımından kesinleşen) kalan davacı eş … için 20.000,00 TL, diğer davacılar …, …, …, … ve … için ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 05/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine, Maddi tazminat bakımından; 3-Feragat deliller toplandıktan sonra yapılmış olmakla 492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL karar harcının 2/3’ü olan 29,60-TL’ nin peşin harçtan mahsubu ile bakiye 14,80 TL’nin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına, Tarafların talebinin olmaması ve davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiş olması sebebiyle maddi tazminat bakımında vekalet ücreti ve yargılama gideri hususunda hüküm kurulmasına yer olmadığına, Manevi Tazminat bakımından; 4-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 23.908,50 TL karar harcına göre mahkeme veznesine yatırılan 286,78 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 23.621,72 TL karar harcının 15.424,52 TL’sinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen, kalan 8.197,20 TL’sinin davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-303,00 TL posta gideri, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 803,00 TL yargılama giderinin, 527,69 TL’sinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen, kalan kalan 275,31 TL’sinin davalı …’dan tahsili ile davacılara ödenmesine, 6-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat yönünden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 26.950,00 TL vekalet ücretinin, 19.750,00 TL’sinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen, kalan 7.200,00 TL’sinin davalı …’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 7-Davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat yönünden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 13.150,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı …’na verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 47,90 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacılardan tahsili ile davalı …’na verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/12/2021