Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/359 E. 2021/266 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/359
KARAR NO: 2021/266
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/10/2018
NUMARASI: 2016/656 Esas – 2018/728 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’ın 03.12.2006 tarihinde … sevk ve idaresindeki, davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın kaza yapması sonucu vefat ettiğini, kazada müteveffanın bir kusuru bulunmadığını, kaza sebebiyle Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/117 E. sayılı dosyasında ceza yargılamasının yapıldığını, talep edilen maddi tazminatın destekten yoksun kalma tazminatı olduğunu, 3.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde poliçe ile sigortalı olduğunu teyit ettiklerini, müvekkili şirketin sorumluluğunun 225.000,00 TL poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın, sigortalıların kusurunu ispat etmesi gerektiğini, varsa ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacı tarafın zararını usulen ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı …’ın davasının reddine, davacılar … ve …’ın davalarının kabulü ile; davacı … için 5.604,37 TL tazminatın, davacı … için 49.913,48 TL tazminatın dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece müvekkili …’ın 17/05/1994 tarihinde eşinden boşandığı ve vefat eden eski eşinin desteğinden yararlandığına ilişkin herhangi bir belge ve delil sunulmadığından bahisle davanın reddine karar verildiğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 04/05/2009 tarih 2009/414 Esas ve 2009/2765 Karar sayılı Bozma ilamı doğrultusunda müteveffanın desteğinden yoksun kalan müvekkilin zararının hesaplatılması ve yapılacak hesap neticesinde müvekkil … yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigortalısının kusuru oranında ve teminat limiti 57.500,00 TL ile sınırlı olmasına rağmen yerel mahkeme tarafından usul ve yasaya aykırı olarak teminat limitlerinin üzerinde tazminat ödemesine karar verildiğini, müvekkil şirket tarafından dava konusu zarar nedeniyle Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/290 E. 2011/225 K. sayılı dosyasından açılan tazminat davasında …, …, …, …, …, … ve … tarafından müvekkil şirket aleyhine aynı kaza nedeniyle tazminat davası açıldığını, yapılan yargılama neticesinde 28.02.2011 tarihli karar ile … için 813,75 TL, … için 1.220,25 TL, … için 2.034,00 TL, … için 2.847,00 TL, … için 3.660,00 TL, … için 6.507,75 TL ve … için 22.725,00 TL olmak üzere toplam 39.807,35 TL tazminata hükmedildiğini, bu kararın Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle kesinleştiğini, … numaralı hasar dosyasından 22.12.2008 tarihinde 17.082,85 TL asıl alacak ve 11.217,25 TL feri olmak üzere toplam 28.300,10 TL ödendiğini, ödemenin Şanlıurfa … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yapıldığını, … numaralı hasar dosyası kapsamında ise Şanlıurfa … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına 25.03.2011 tarihinde 22.725,00 TL asıl alacak ve 19.090,00 TL feri olmak üzere toplam 41.815,00 TL tazminat ödemesinde bulunulduğunu, yapılan ödemeler dikkate alındığında bakiye teminat limitinin belirlenmesi hususunda yapılan ödemelerin güncellenmek suretiyle teminat limitinden tenzili gerektiğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17.06.2015 tarih ve 2014/3683 E., 2015/8830 K. sayılı ilamını, Trafik Sigortası Genel Şartları’nın (A-1) maddesi ve yine Genel Şartların (B-2-b) maddesi dikkate alındığında güncel 64.662,73 TL tazminat ödemesinde bulunulduğu ve bakiye teminat limiti bulunmadığı somut vakıasına aykırı olarak 55.217,85 TL tazminatın ödenmesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava mahiyeti itibariyle öncelikle SGK’ca karşılanmayan zararların giderilmesine ilişkin olduğundan davacının bağlı bulunduğu SGK tespit edilerek mükerrer ödemeyi ve haksız zenginleşmeyi önlemek için kurum tarafından davacıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ile vefat nedeni ile bağlanan gelirin peşin sermaye değeri sorulması gerekirken bu konuda inceleme yapılmaması usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından , 03.12.2006 tarihinde davacıların murisi …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile dava dışı … sevk ve idaresindeki, davalı şirkete sigortalı … plakalı( kamyon) aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında …’ın vefat ettiğinden destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği, Mahkemece … plakalı kamyon sürücüsünün tam kusuruna göre ve dosyadaki ödeme belgelerine göre davalı tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek indirim yapılması ile bulunan tutar üzerinden davacılar … ve … için tazminata karar verildiği anlaşılmaktadır. Taraf vekillerinin istinaf başvuru dilekçelerinde belirttiği aynı konuda aynı araç için daha önce (murisin diğer çocuklarının da davacı olduğu) Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 5.11.2008 tarih, 2007/1029 Esas ve 2008/756 Karar sayılı dosyası incelendiğinde, desteğin boşandığı eşi Şahide ve çocukları tarafından davalı … aleyhine destekten yoksun kalma tazminat talebi ile dava açıldığı, Mahkemece çocuklar için davanın kabulüne, davacı … için ise davanın reddine dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 04.05.2009 tarih, 2009/414 E. ve 2009/2765 K. sayılı kararı ile bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/290 Esas ve 2011/225 Karar sayılı karar ile davacı … için de 22.725,00 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu kararın kesinleşip kesinleşmediğine dair dosyada bilgi yoktur. Aynı trafik kazası nedeni ile destek …’ın ölümü üzerine Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/290 E. dosyasından açılan davada verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 04.05.2009 tarih, 2009/414 E. ve 2009/2765 K. sayılı kararı ile “Nüfus aile kayıt tablosundan davacı eş … ile ölen kocası …’ın 1994 yılında boşandıkları, ancak birlikte yaşamaya devam ettikleri ve 1997 yılında müşterek çocukları …, 2000 yılında da …’ın doğduğu anlaşılmıştır. Jandarmanın 22.11.2007 tarihli ekonomik ve sosyal durum araştırma yazısı ile de davacı …’nin 5 çocuğu ile birlikte ölen kocanın evinde yaşadığı tespit edilmiştir. Bu durum karşısında, davacı … resmen boşansa dahi ölen eşinden fiilen destek aldığının kabulü gerekir. O halde davacı lehine destekten yoksun kalma tazminatına karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Bu bozma ilamında anlaşılacağı üzere davacı …’ın boşanmış olmakla birlikte müteveffa ile aynı evde çocukları ile beraber yaşadığı bu nedenle müteveffanın desteklik durumunun devam ettiği anlaşıldığına göre İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçe ile davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminat davasının reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. İlk Derece Mahkemesince SGK’ya yazılan müzekkere cevabına göre davacılara rücuya tabii bir ödeme yapılmadığının bildirilmiş olmasına göre davalı vekilinin bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. Dosyada mevcut hasar dosyasının … plakalı araç için açıldığı ve mahkeme kararına göre ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde İlk Derece Mahkemesince Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde aynı taraflar arasında aynı kaza nedeni ile açılan tazminat dosyası ile ve ödemeye ilişkin tüm belgeler getirtilerek öncelikle eldeki uyuşmazlıkta kesin hüküm dava şartı yönünden inceleme yapılması, kesin hüküm dava şartı bulunmuyor ise davadan önce yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan güncellenerek düşülmesi ve sigorta limitine bakiye bedel kalıp kalmadığı konusunda ek rapor alınarak hasıl olacak sonucu karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/02/2021