Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/358 E. 2021/311 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/358
KARAR NO: 2021/311
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 18/09/2018
NUMARASI: 2016/1108 Esas – 2018/995 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 23/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; … plakalı aracın müvekkili nezdinde … Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesiyle 10/12/2015-10/12/2016 tarihleri arasında … adına sigortalı olduğunu, sigortalı aracın 11/02/2016 tarihinde davalı …’un sürücüsü, davalı … A.Ş.nin maliki olduğu … plakalı aracın asli ve tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazası nedeniyle hasara uğradığını, davalıya ait aracın davalı … Sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile kaza tarihini kapsar şekilde sigortalı olduğunu, davacı şirkete yapılan hasar ihbarı ile hasar dosyası açılarak ekspertiz raporu alındığını, rapor ile aracın hasarına ilişkin olarak tespit edilen 65.000 TL hasar tazminatının poliçe limitleri dahilinde 23/03/2016 tarihinde davacı şirket tarafından ödendiğini, bu ödemeden sonra sigortalıya halef olunduğunu ve ayrıca sigortalı tarafından kazaya ilişkin olarak kendisine ait tüm hakların davacı şirkete devir ve temlik edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kazada zarar gören sigortalıya ödenen 65.000 TL.nin aracın sovtaj bedeli olan 36.666 TL mahsup edildikten sonra davalıların kusur oranında 14.167,00 TL’nin 23/03/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin kazanın meydana geldiği yer olan Çerkezköy Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkilerine ait olaya karışan aracın davalılardan … Sigorta şirketi nezdinde kaza tarihini de kapsar şekilde sigortalı olduğunu, açılan davanın değeri 14.167 TL’nin poliçe limiti kapsamında olduğunu, müvekkillerinin kazada herhangi bir kusuru olmadığını, kazanın meydana geldiği yolda hız sınırının 50 km/s.olduğunu, sollama yapmaya çalışan … plakalı aracın bu hız limitini aştığının, fren izleri ve çarpmanın etkisiyle meydana gelen hasardan da belli olduğunu, diğer araç sürücüsü … açısından kusurun eksik belirlenmiş olup %100 tam kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ve yapılan başvuru üzerine hesaplanılan 14.167 TL.nin 15/04/2016 tarihinde davacı tarafa ödendiğini, yapılan ödeme ile davalı sigorta şirketinin davaya konu edilen poliçeden doğan sorumluluğunun sona erdiğini, sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile 12.167,00 TL nin davalılar … A.Ş. İle davalı … yönünden 23/03/2016 davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ise 12/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … A.Ş. istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkiline ait olaya karışan … plaka sayılı aracın davalılardan … Sigorta A.Ş. nezdinde kaza tarihini de kapsar şekilde sigortalı olduğunu, bu nedenle müvekkili firmaya husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, 2918 S.K. Md. 97 ‘de 14.04.2016 tarihinde yapılan değişiklik ile de doğrudan doğruya gerek sigorta şirketine gerekse poliçe sahibine husumet yöneltilemeyeceği öncelikle sigorta şirketine başvuruda bulunulması gerektiğinin belirtildiğini, kanun değişikliği 14.04.2016 tarihli olup huzurdaki davanın tarihi ise 15.11.2016 olduğunu, basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğü bulunan davacının kanunu bilmediğinden bahisle hareket etmesi söz konusu olamayacağından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekirken hüküm tesisinin hatalı olduğunu, yetki itirazında bulunmalarına rağmen itirazları değerlendirilmeksizin hüküm kurulduğunu, müvekkili firmaya ait aracın TK md. 53/4’te yer alan ”dar bir açıyla dönme ” kuralını ihlal ettiği gerekçesiyle %100 kusurlu bulunmasının hatalı olduğunu, aracın gerek fiziki özellikleri gerek dönüş yapılacak tali yolun durumu dikkate alındığında dar bir açı ile dönmesinin fiziken mümkün olmadığının görüleceğini, raporda … plakalı aracın kusursuz olduğunun belirtilmesinin olayın oluş şekline başka bir anlatım ile maddi hakikate aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle kasko sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin rucüen tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre işletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Aynı Kanun’un 85/1. maddesinde ise bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 162/1.maddesine göre müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur . Aynı Kanun’un 163.maddesine göre borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.Davalı … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde ZMMS poliçesi çerçevesinde davalı … Sigorta’nın sorumlu oladuğu gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Yukarıda belirtilen KTK’nın 85 ve 91. maddelerindeki düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan maddi zararlardan işleten, sürücü ve trafik sigortacısı zarar görene karşı sorumluluğu tarafların kusurlu olması şartı ile müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bu kapsamda davacı tarafından sürücü, işleten ve sigortacıya dava açmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir.6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine Aynı Kanun’un 16. maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü, 7. maddesinde ise “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.” hükmü yer almaktadır. 2918 sayılı KTK’nun “Hukuki Sorumluluk ve Sigorta” başlıklı sekizinci kısmının beşinci bölümünde “Ortak Hükümler” ana başlığı altında “Yetkili Mahkeme” alt başlıklı 110. maddesinde ise; “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” ifadesine yer verilmiştir.HMK’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir. Davalı Sigorta Şirketi’nin yerleşim yerinde davanın açılmış olmasına göre davalılar vekilinin yetki itirazı yerinde değildir.Davaya konu trafik kazasına ilişkin kaza tespit tutanağında … plakalı kamyon … plakalı aracın her iki sürücüsününde eşit derecede kusurlu olduğu belirtilmiş, mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda … plakalı kamyon sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu tespit edilmiş, mahkemece itiraz üzerine ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 04/06/2018 tarihli raporunda … plakalı kamyon sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bu durumda Mahkemece ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden aldırılan kusur raporu ile mahkemece aldırılan kusur bilirkişi raporu ile kaza tespit tutanağı arasındaki çelişkinin giderildiği ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında davalı vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 831,12 TL harçtan peşin alınan 207,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 623,34 TL harcın davalı … A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.23/02/2021