Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3571 E. 2022/216 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3571
KARAR NO: 2022/216
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2017/35 Esas – 2019/808 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 11/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kaza tarihinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin kazada ağır yaralandığını, müracaat sonucu davalı kurum tarafından 19/12/2016 tarihinde 76.000.00 TL kısmi ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin gerçek zararın çok altında olduğunu belirterek, fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00 TL maddi tazminatın davalı kuruma başvuru tarihini müteakip 8. iş günü bitimi tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, yapılan kısmi ödemelerin öncelikle, belirlenecek maddi tazminata işleyecek ticari faiz ve ferilerine mahsubuna ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı …na yükletilmesine artan gider avansının taraflarına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 54.262,96 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafa ödenen tazminatın ibraname mukabilinde ödenmiş olduğunu, müvekkil kurumun başkaca sorumluluğunun kalmadığını, emniyet kemeri takmayan ve araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araca binen davacının müterafik kusuru bulunduğunu, hesaplanacak tazminat üzerinden hatır taşıması indirimine gidilmesi gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafindan davacıya ödenmiş veya ödenecek tazminatların tespit edilerek müvekkil kurum tarafından ödenecek tazminattan düşülmesi gerektiğini belirterek, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının Kabulüne, 54.262,96 TL’nin 14/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davada başvuru şartının yerine getirilmediğini, yargılama öncesi davaya konu ek tazminat talepli olarak …’na yapılan bir başvurunun söz konusu olmadığını, somut olayda, davacının sigortasız araçta yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü olan …’nın, kaza sırasında 1.84 promil alkollü olduğu hususunun dosyadaki belgeler ile sabit olduğunu, bu nedenle davacının bilerek ve isteyerek araca binmekle, tazminatın kaldırılması hiç değilse yüksek oranda müterafik kusur indirimine gidilmesi gerekirken herhangi bir indirime gidilmeksizin hüküm kurulduğunu, davacının kazaya karışan araçta hatır için taşındığını, müferafik kusur ve hatır taşıması indiriminin uygulanması halinde, tespit edilecek tutar ile ödenen tutar arasında açık nispetsizlik olmadığını, dava tarihinden itibaren faiz işletilebilecekken, 14.12.2016 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından,19/06/2015 tarihinde sürücü …’nın … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen tek taraflı trafik kazasında, aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi bulunmaması nedeniyle, araçta yolcu olan davacının yaralanmasına bağlı olarak davalıdan sürekli ve geçici maluliyet tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. Dosya istinaf aşamasında iken Dairemiz tarafından …’na yazılan yazıya verilen cevap kapsamına göre, davacı tarafın davalı …na yaptığı başvuru üzerine, … nolu maluliyet dosyası açıldığı, 09/12/2016 tarihinde de 76.050,00 TL ödemeye ilişkin olarak davacı asil tarafından imzalanan makbuz ve ibraname düzenlendiği, başvuru dava koşulunun yerine getirilmiş olduğu görülmekle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı yerinde değildir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından bu gibi taşımalarda, 6098 sayılı TBK’nun 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Yasanın “Tazminatın tenkisi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre gerek hatır taşıması ve gerekse de müterafik kusur yönünden ayrı ayrı % 20 oranında indirim yapılması, hatır ve müterafik kusur indiriminin birlikte yapılmasına karar verilmesi halinde ise, önce müterafik kusur nedeniyle %20 oranında indirim yapılması, bulunan miktar üzerinden bu kez hatır taşıması nedeniyle %20 oranında indirim yapılmak suretiyle tazminat miktarının belirlenmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta; Davalı vekilince süresinde sunulan cevap dilekçesinde müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması talep edilmiş ise de mahkemece bu yönde araştırma yapılmamış, bu hususun tartışılmamış olması doğru olmamıştır. Dosya kapsamından (uyaptan alınan ve sürücü … açısından sisteme kaydedilen nüfus kayıtları ile de) davacı ile aracı kullanan dava dışı sürücü …’ nın teyze oğlu oldukları anlaşılmakta olup, akrabalıkları nedeniyle taşımanın ahlaki bir görevin ifası niteliğinde olması, bunun sonucu olarak da hatır taşıması olarak kabulü ile hatır indirimi yapılması mümkün olmadığından bu hususa yönelik istinaf itirazı yerinde değilse de; sürücü … 186 promil alkollü olup, davacının, sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmesi nedeni ile mahkemece müterafik kusur indirimi yapılmamış olması doğru olmamıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı tarafından 14/12/2016 tarihinde 76.050,00 TL ödeme yapılmış olup, davacının ödeme tarihi itibarıyla toplam zararının 96.532,94 TL olduğu görüşü açıklanmıştır. Toplam zarar 96.532,94 TL miktardan, Dairemiz kabulüne göre % 20 müterafik kusur indirimi (96.532,94 TL * % 20 = 19.306,59 TL) yapıldığında zarar (96.532,94 TL – 19.306,59 TL =) 77.226,35 TL hesaplanacak olup, davalı tarafından yapılan 76.050,00 TL ödemeye göre, (77.226,35 TL – 76.050,00 TL =) 1.176,35 TL karşılanmayan zarar miktarı açısından açık nispetsizlik bulunmamakla, somut olayda KTK’nun 111. maddesi gereği, davacı tarafça imzalı 09/12/2016 tarihli ibranamenin iptali şartları gerçekleşmemiş olup davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı yerindedir. (Emsal nitelikte Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin 2020/2634 E. 2021/1905 K. sayılı kararı). Bu nedenle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının,HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın REDDİNE, 2-Redde göre 80,70 TL harç alınması gerekmekle, başlangıçta yatırılan 31,40 TL peşin ve 185,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 216,40 TL den bu miktarın mahsubu ile kalan 135,70 TL nin davacıya iadesine,3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4 maddesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN;1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 86,25 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/02/2022