Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3546 E. 2021/2263 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3546
KARAR NO: 2021/2263
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/09/2018
NUMARASI: 2016/647 Esas – 2018/896 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 24/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/07/2015 tarihinde davalı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetiyle D 100 Karayolu Tekirdağ istikametinden Silivri istikametine seyri esnasında … numaralı ışıklı kavşağa geldiğinde … Mahallesi Kuzey Yol istikametinden … sahil yolu istikametine geçmek isteyen … bisiklet sürücüsü …’a aracın ön kısmıyla çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, olay sonrasında …’ın kaldırıldığı Silivri Devlet Hastanesinde yaşamını yitirdiğini, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’un kusurlu olduğu kaza tespit tutanağı ile tespit edildiğini, davacının oğlu müteveffa …’ın henüz 16 yaşında olduğunu, baba …’ın oğlunun ölümüyle onun maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldığını, davalı işletene ait … plaka sayılı aracın 28/01/2015-2016 arası davalı …ne trafik sigortalı olması nedeniyle limite kadar maddi tazminat ödenmesi talebinin zaruriyeti hasıl olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın davalılardan sürücü yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden ise sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sürücüden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 7.223,70 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından yapılan başvuru üzerine … sayılı hasar dosyasına iletilen evraklar çerçevesinde aktüeryal hesaplama yaptırıldığını, aktüeryal hesaplama doğrultusunda davacıya 29.01.2016 tarihinde 8.957,00 TL ödenmiş olup, davacı tarafa ödenen tazminatın ibraname mukabilinde ödenmiş olup, müvekkil şirketin başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğu kabul etmemekle sayın mahkemece hesaplama yapılacak ise; ibraname ile ödenen tazminat ile mahkemece tespit edilecek tazminat miktarı arasında ortalama bir misli fark bulunması halinde ibranamenin hükümsüz sayılabileceğini, aksi takdirde küçük farklılıklar için müvekkil şirketin sorumluluğunun söz konusu olmayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kazada %75 oranında kusurlu olarak tespit edildiğini, yerel mahkemenin gerekçeli kararında TBK 55.maddesi ve TMK 2.maddesi gereği kusurlu olan müteveffanın desteğinin zararının davalıya ödettirilmesinin mümkün olmadığını belirttiğini, bu tespit ve karar usul ve hukuka aykırı olduğunu, desteğin zararı yansıma bir zarar olmadığını, destekten yoksunluğun ölenden bağımsız bir hak olduğunu, bir yansıma zarar olmadığnı, doğrudan destek olunan 3.kişiler üzerinde oluşan bir zarar olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bir içtihatında da aynı hukuki değerlendirme yapıldığını, yasaların geriye yürümezliği ilkesi gereği söz konusu hüküm işbu olayda gerekçe olarak gösterilemeyeceğini, poliçe kapsamında olan 3.kişiye verilen zararlardan davalı … şirketinin sorumlu olduğunu, olay tarihi itibariyle de kusur durumuna bakılmasını gerektiren yasal bir zorunluluk bulunmadığını, müteveffanın kusur durumuna bakılmaksızın davalı … şirketi ve kendi kusuru oranında ise davalı … Destekten Yoksun Kalma Tazminatından sorumlu olduğunu, bilirkişi raporuna göre müteveffa …ın asli kusurlu olmadığını, davalı … %25 oranında kusuru tespit edildiğini, bu nedenle kabul anlamına gelmemekle birlikte sadece kusur durumuna göre karar verilecekse de söz konusu davalı sürücünün kusurunun yerel mahkemenin kararında değerlendirilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme davalının kusuru oranında müvekkilin uğradığı manevi zararın neden tazmin ettirilemeyeceğini gerekçelendirmediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 15/07/2/015 günü saat 20.30 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyoneti ile Tekirdağ istikametinden Silivri istikametine doğru seyri sırasında olay mahalline geldiğinde,seyir istikametine göre yolun solundan gelerek … sahil yoluna bisikleti ile geçmek isteyen davacının oğlu …’a çarpması sonucu, bisiklet sürücüsü …’ın ölümü ile neticelenen trafik kazası meydana gelmiştir. Mahkemece alınan kusur raporuna göre davalı sürücü %25, destek %75 oranında kusurlu oldukları tespit edilmiş ve “.. somut olayda objektif iyi niyet kurallarına (TMK m.2) göre; davacının murisinin %75 ağır kusurlu sayıldığı zararın artmasına neden olduğu meydana gelen kaza sonucu ölümü nedeni ile davacının talep ettiği destekten yoksunluk tazminatından davalı taraf sürücünün asli kusurunun bulunmaması nedeni ile sorumlu olmadığı yine davalı kazaya karışan araç sigortalısı işletenin sürücünün de asli kusurunun bulunmaması karşısında sorumlu olmadığı buna bağlı olarak da davalı … şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı kabul edilmelidir. Tazminata hükmolunması için aranan yasal şartlar oluşmamıştır.” gerekçesiyle davacının davalı sürücü ve zmms sigortalısına karşı destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talebinin reddine karar vermiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, davalı … şirketinin sigortaladığı araç, davacının murisine çarpmış ve vefatına sebebiyet vermiş olup, çift taraflı kazada davalı … şirketi, desteğe çarpan aracın ZMMS’si konumundadır. Bu halde ölen murisin mirasçısı olan davacı, davalı … şirketi karşısında 3. kişi konumundadır. Dava konusu olayda desteğin kusuru davacıları etkileyecektir. Buna değinen davacı istinafı yerinde değil ise de Mahkemece, desteğin %75 kusurunu ağır kusur olarak kabul edilerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. O halde, Mahkemece yapılması gereken; Davalı … şirketi tarafından dava öncesi davacı tarafa ödenen tazminatın ibraname mukabilinde ödenmiş olup, müvekkil şirketin başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığı savunmasına göre, aktüerya bilirkişisinden öncelikle ödeme tarihinde yapılan ödemenin yeterli olup olmadığının belirlenmesi ibranamenin geçerli ve yeterli değil ise güncellenmiş tutarın hesaplanacak tazminattan indirilmesi konusunda alınacak rapor sonucuna göre (usuli kazanılmış haklarda gözetilerek) maddi tazminatın belirlenmesi ayrıca TBK 56/2 maddesi gereğince manevi tazminat takdir edilmesi için yeniden yargılama yapılarak karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/12/2021