Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3543
KARAR NO: 2022/60
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI: 2016/313 Esas – 2019/723 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/01/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili …’ın sevk ve yönetimindeki … plakalı aracı ile seyri esnasında davalı … ‘ın sevk ve yönetimindeki … plakalı aracın müvekkilinin aracına çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde …’ın kusurlu olduğunu ve aynı zamanda 118,3 promil alkollü olduğunun belirlendiğini, müvekkilinin aracında meydana gelen hasarı kendi imkanlarıyla karşıladığını ve tamir masrafı olarak 9.660,00 TL harcama yaptığını, ayrıca davacının aracında 1.000,00 Euro tutarında değer kaybı meydana geldiğini, davacının aracın tamir süresi boyunca ailesi ile beraber aracından mahrum kaldığından araç kiralamak zorunda kaldığını ve 1.000,00 TL tutarında da kiralık araç masrafı yaptığını ayrıca 354,35 Euro tutarında bilirkişi bedeli ödediğini, davacının daha önceden planlamış olduğu tatile çıkamaması nedeniyle ödediği 1.250 Euro tutarındaki tatil ücretinin de davalılardan tahsili gerektiğini, maddi zararının toplam olarak 10.660-TL+2.604,35-Euro’ya ulaştığını, davalı tarafa ait aracın …’ye trafik sigortalı olduğunu belirterek davacı müvekkilinin aracında meydana gelen maddi hasar nedeniyle uğradığı 9.660,00 TL tutarındaki araç hasarı, araçta meydana gelen 1.000,00 Euro tutarında değer kaybı, 354,35 Euro olan ekspertiz ücretinin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davacının kiralık araç masrafına karşılık yapmış olduğu 1.000,00 TL maddi tazminat ile tatil ücretine karşılık 1.250,00-Euro maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … ‘tan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen Kabulü ile; 2.840,00 TL hasar bedeli ve araç değer kaybının tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı … şirketinden dava tarihinden, diğer davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Davacının 262,50 TL ulaşım kaybının davalı …’tan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile davacıya verilmesine, 88,60 Euro ekspertiz ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı sürücü kazanın meydana gelişinde tam kusurlu olduğunu, kazanın meydana gelişinde temel etkenin davalının alkollü olması olduğunu, deliller toplanmadan bilirkişi raporu düzenlendiğini, yerel mahkemece kazanın meydana gelişine bizzat şahit olan tanıklarının usulüne uygun biçimde ifadesinin alınmadığını, hukuki dinlenilme haklarının kullanmalarına engel olunduğunu ve kusur durumuna doğrudan etki edecek tanık beyanları alınmadan kusur incelemesi yapıldığını, tanık beyanı alındıktan sonra ek rapor alınmasına yönelik taleplerininde yerel mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, araçtaki değer kaybının eksik hesaplandığını, araçtaki değer kaybı euro para birimi üzerinden hesaplanması gerektiğini, mahrum kalınan tatil ücreti de gerçek zarara dahil olduğunu, haksız fiillerde faiz başlangıç tarihinin olay tarihi olduğunu, dava konusu alacağa kaza tarihinden itibaren avans faizi uygulanması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 01/08/2015 tarihinde saat 14.30 sıralarında … mahallesi … kavşağında davacının sevk ve idaresindeki … Almanya plakalı araç ile davalı … ‘ın sevk ve idaresindeki, diğer davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın çarpışması sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, … Almanya plakalı aracın sürücüsü olan davacının hasar kaybı, değer kaybı, araç mahrumiyet bedeli, bilirkişi ücreti, tatile çıkamaması nedeniyle ödemek zorunda kaldığı bedelin tazmini istemi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağında davacının 2918 sayılı KTK’nun 57/1-A kavşaklara yaklaşma kuralını, kavşaklarda geçiş önceliği kuralını ihlal ettiği, … plaka nolu araç sürücüsü …’ın ise kavşaklara yaklaşma kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir. Ceza Mahkemesinde dosya davalısının şikayeti olmadığından davanın düşmesi kararı verilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Dosya içerisinde mobese kaydının CD inceleme tutanağı bulunduğu görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince hasar ve kusur yönünden yaptırılan incelemede, davacı …, maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı otomobil ile meskun mahaldeki tek yönlü caddede, caddeyi, kavşağı ve caddedeki araç trafiğini dikkate almadan oldukça hızlı seyrettiği, kavşağa yaklaştığında yavaşlamadığı, kavşakta kendisine fasılalı kırmızı ışık yandığı halde durup kavşağı kontrol etmediği ve kavşakta sağdan caddeden kavşağa giren sürücünün aracına ilk geçiş hakkını vermeden aynı hızla kavşağa girerek, kazaya neden olduğu, meskun mahalde hız kuralını, kavşaklara yaklaşma kuralını ve kavşakta geçiş önceliği kuralını ihlal etmesi, dalgın, dikkatsiz, tedbirsiz davranması nedeniyle, olayda birinci derecede kusurlu (%75 oranında), … plakalı araç sürücüsü …, %118 promil alkollü olduğu halde, meskun mahaldeki tek yönlü caddede, caddeyi, kavşağı ve caddedeki araç trafiğini dikkate almadan dalgın seyrettiği, kavşakta, soldan, caddeden kavşağa hatalı giren aracı önceden görerek etkili ve yeterli önlem alamadığından, kazanın oluşumunda etkili olduğu, kavşaklara yaklaşma kuralını ve alkollü araç kullanmama kuralını ihlal etmesi, dalgın, dikkatsiz, tedbirsiz davranması nedeniyle, olayda ikinci derecede kusurlu (%25 oranında) bulunmuşlardır. Ek raporda aynı görüş tekrar edilmiştir. Nörolog bilirkişi de eklenerek alınan 2. ek raporda da alkolün tek başına etkili olmadığı belirtilerek önceki kusur belirlemesi tekrar edilmiştir. Her ne kadar davacının tanığı dinlenmemiş ise de bu tanığın beyanı hazırlık aşamasında alınmış olup dosya içerisinde Ceza Mahkemesi dosyası mevcut olup bilirkişi de dosyadaki tüm beyanlar, ifadeler, tutanaklar, eksper raporu, fotoğraflar ve trafik kazası tespit tutanağı incelenerek rapor düzenlendiğini belirtmiş olduğundan tanığın mahkemede dinlenilmemiş olması dosyaya yenilik katmayacağından sonuca etkili değildir. Bu durumda kaza tespit tutanağı ile Mahkemece alınan kusur raporunun birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davacı, dava dilekçesinde avans faizi talep etmiştir. Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. 3095 sayılı Kanun’un 2/3 maddesi uyarınca gerçek ve tüzel kişi tacirler arasında haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacaklarda istek halinde T.C Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı avans oranında temerrüt faizine hükmedilmesi zorunludur. Davacının aracı Almanya da taksi olarak kullanılan araç olmakla birlikte davalının aracı hususi, davalı …’de gerçek kişi olup tacir olmadığından, tacirler arasında görülen ticari nitelikte bir dava da bulunmadığından İlk Derece Mahkemesince kabul edilen maddi tazminata temerrüt faizi olarak yasal faiz uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin faizin türüne istinaf itirazı yerinde değildir. Davacı tarafça tatil rezervasyon belgesi ibraz edilmiş ise de kaza tarihi 01/08/2015, rezervasyon süresi ise 03/08/2015 – 8/08/2015 olması, davacının ve ailesinin yaralanması da söz konusu olmadığına göre tatile gidilmesinde engel olmadığı, tatile gidilememesi ile kaza arasındaki illiyet bağı ispat edilemediğine göre bu talebin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. KTK’nın 99.maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Dava tarihinden önce davacı tarafça davalı … şirketine herhangi bir başvuru yapıldığı ve temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğine göre faiz başlangıç tarihinin sigorta şirketi yönünden dava tarihi olarak alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı … yönünden ise zaten kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olduğundan bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Onarımı Türkiye’de gerçekleştirilen araç için yabancı ülke koşullarına göre değer kaybı tazminatı talep edilmesi halinde açılan dava ile ilgili olarak Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/1419 Esas ve 2018/2345 Karar sayılı emsal kararında; “…Dava trafik kazası nedeni ile uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan araştırma, inceleme hüküm vermeye yeterli değildir Davacının aracı yabancı plakalı olup Azerbaycan’da kayıtlı olup davacı aracında oluşan hasar, değer kaybı ve yurtdışına süresinde çıkış yapmadığından hakkında kesilen idari para cezalarını istemektedir. Davacı vekili tarafından dava konusu aracın gümrükten çıkış yapamaması nedeni ile Gümrük Müdürlüğü tarafından düzenlenen 4 adet farklı tarihlere ait idari para cezası fişleri dosyaya ibraz edilmiştir. … Öncelikle, değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında gözönüne alınmalıdır. Somut olayda bilirkişi tarafından belirtilen ölçütler dikkate alınarak bir değerlendirme yapılmamıştır. Ancak davacı aracı yabancı plakalı olup kayıtlı olduğu ülkedeki ikinci el değerleri belirlenip buna göre değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekir.” belirlemesinde bulunulmuştur. Somut olayda davacı vekili Almanya’dan aldığı bilirkişi raporunu delillerine eklemiştir. Bu raporda değer kaybı 1000 Euro olarak belirlenmiştir. Aracın tamiri her ne kadar davacının bu araçla ülkeye tatile gelmesi ve tatil sonunda bu araç ile yaşadığı Almanya’ya dönmesi gerektiğinden zorunlu olarak tamiri Türkiye’de yapılmış ise de aracın kayıtlı olduğu ülkedeki 2. el değeri gözönüne alınarak değer kaybı belirlenmesi gerekirken yetersiz inceleme yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılması gereken başka bir bilirkişiden aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı, aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) dikkate alınarak kaza tarihi itibariyle kayıtlı olduğu ülkedeki ikinci el değeri ile hasarsız haldeki değeri arasındaki farka göre (taleple bağlı kalınarak euro üzerinden) değer kaybının belirlenmesi için rapor almak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/01/2022