Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3516 E. 2021/2260 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3516
KARAR NO: 2021/2260
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2016/387 Esas – 2019/522 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 24/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Davacı … davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanmış aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle yaralandığını, kaza nedeniyle iş gücü kaybına uğradığını, özel hastanede tedavi masrafları yaptığını, iş gücü kaybının davalı sigorta şirketinden, özel hastanede yaptığı tedavi masraflarının ise diğer davalı SGK’dan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; 5521 sayılı Kanunun 7′.maddesi gereği davacının öncelikle kurumlarına başvuruda bulunması gerektiğini, bu başvurunun dava şartı niteliğinde olduğunu, davacının bu dava şartını yerine getirmeden davasını açtığını, bu nedenle de öncelikle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davanın iş mahkemelerinin görevine girdiğini bu nedenle de görevsizlik kararı verilerek dosyanın iş mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir. Davanın esasına ilişkin olarak da Sağlık Uygulama Tebliğine göre (SUT) tedavi masraflarından sorumlu olduklarını, ancak iş görememezlik tazminatlarından ise diğer davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Sigortalı araç sürücüsünün kusur oranının tespit edilmesi gerektiğini, davacının maluliyet oranının ATK tarafından belirlenmesi gerektiğini, tazminat miktarından da poliçede yazılı olan miktar kadar sorumlu olduklarını belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1- Davacının davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açmış olduğu davanın feragat etmesi nedeniyle davanın reddine, 2-Davalı … Sigorta A.Ş.’nin yargılama masrafı talep etmemesi sebebiyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 3-Davacının davalı SGK aleyhine açmış olduğu davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararında kararın kesin olarak verildiği yazılı ise de, bu karar istinaf incelemesine tabi olması gerektiğini, Zira, istinaf konusu iş bu dava belirsiz alacak olarak açılmış, kusur ve tazminat miktarı belirli olmadığından şimdilik 2.000 TL dava dilekçesi ile talep edildiğini, yargılama aşamasında, karşı tarafın %100 kusurlu olduğu tespit edilmiş, geçici ve kalıcı işgöremezlik tazminatı hesaplanmış, davalı sigorta şirketi ile, tazminat hususunda anlaşılmış, bu tazminatlar yönünden davadan feragat edildiğini, ancak, müvekkilinin özel hastanede tedavi olduğunu, bu masrafların bir kısmı SGK tarafından karşılanmış, karşılanmayan kısım için davalı SGK’ ya iş bu davanın açıldığını, davacının tedavi gördüğü …hastanesinin cevabi yazısında; 13.745,40 TL SGK tarafından ödendiği, 26.645,00 TL …’dan tahsil edildiği, ibraz edilen faturaların hastane yönetimi tarafından düzenlendiği belirtildiği Davanın konusu, müvekkil davacı tarafından ödenen 26.645,00 TL’ lik kısımla ilgili olduğunu, belgesiz yaptığı harcamaların dava konusu edilmediğini, trafik kazalarında 2918 sayılı yasanın 98. maddesi gereğince tedavi masraflarının tamamının, sigorta şirketinden değil, SGK tarafından karşılandığını, bu nedenle kararın hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 13.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak 25.2.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 98.maddesinde yapılan değişiklikle “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanacağı…” hükmüne yer verilmiş; 6111 Sayılı Yasanın Geçici 1.maddesinde de “Bu kanunun yayınlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de SGK tarafından karşılanacağı…” hükmü getirilmiştir. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, 6111 Sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi kapsamında kalan ve belgeli tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri yönünden ise işleten, sürücü ve sigortacının sorumluluğu devam etmektedir. Davacı dava dilekçesi ile;” Tedavi masraflarının bir kısmı SGK tarafından karşılanmış, tedavisi halen devam ettiğinden, özel hastanede yapılan tedavi masrafı, ameliyat masrafı (faturalar ekte sunulmuştur), taksi ücreti, bakıcılık ücreti gibi tedavi masraflarının hesap bilirkişisi vasıtasıyla tespit edilerek,(bir kısım faturalar ekte sunulmuştur), bu bedelin temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, Açıklanan bu nedenlerle, toplanacak delillere göre davacıların tüm maddi tazminat tutarının 6100 sayılı Yasanın 107. maddesi uyarınca hesaplattırılarak, şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın davalı sigorta güvence tutarıyla sınırlı olarak, 1000 TL tedavi masrafının SGK dan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılardan tazminine karar verilmesini” talep etmiştir. Yargılama sırasında davalı sigorta yönünden davadan feragat etmiştir. Mahkemece, davacının davalı SGK’dan talep ettiği tedavi giderlerinin hesaplanması için doktor bilirkişiye verilmiş ve hazırlanan 08.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacının tedavi dönemindeki masraflarının davalı SGK tarafından karşılandığı, davalı SGK’nın sorumluluğunu doğuracak bir tedavi giderinin bulunmadığı tespit edilmiş itiraz üzerine alınan ek raporla da, Tedavi Gideri olarak da toplam 19.519,00 TL hesaplandığı, Hesaplanan bu 19.519,00 TL tazminat yönünden SGK dışındaki davalının sorumlu bulunduğu tespit edildiğine göre, davanın davalı SGK yönünden reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Ayrıca 6111 sayılı yasa ile yapılan değişiklik nedeni ile tüm tedavi masraflarının SGK tarafından karşılanacağına yönelik istinaf iddia ve itirazı da yerinde değildir. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/12/2021