Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3481 E. 2021/2249 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3481
KARAR NO: 2021/2249
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 28/05/2019
NUMARASI: 2018/322 Esas – 2019/603 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/12/2009 tarihinde sürücü …’in, sevk ve idaresindeki motosikleti ile seyir halinde iken karşı yönden gelen … plakalı araç sürücüsü … ile çarpışması sonucunda çift taraflı ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, sürücü …’in olay yerinde hayatını kaybettiğini, Sinop Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2009/2574 soruşturma numarası ile soruşturma yapıldığı, … plaka sayılı aracın kaza tarihinde …nin trafik sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğu, maddi zararın karşılanması amacıyla sigorta şirketine başvurulduğunu, talebin reddedildiğini, müvekkili …’in, oğlu …’in hayatını kaybetmesi neticesinde destekten yoksun kaldığını beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının başvuru tarihi olan 03/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile teminat altına alındığını, davadan önce davacı tarafından müvekkili şirkete başvuru yapıldığını, müvekkili şirket sigortalısının kusuru bulunmadığından başvurunun reddedildiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 26.11.2018 tarihli kusur bilirkişi raporunun haksız ve hakkaniyete aykırı olduğunu, İstanbul Teknik Üniversitesi Karayolları Kürsüsü’nden kusur raporu alınmadan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik kararlarında desteğin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, kusurun destekten yoksun kalanları etkilemeyeceğine karar verilmiş olduğu halde bu hususun dikkate alınmamasının usul ve yasaya ayrılık teşkil etmekte olduğunu, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 23.12.2009 günü sürücü …’in, sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikletiyle seyir halindeyken, karşı yönün kullandığı yol şeridine girerek, kendi şeridinde seyir halinde olan sürücü …’ nın sevk ve idaresindeki … plakalı (arkasında … yarı römork takılı) çekiciye çarpması sonucu, motosiklet sürücüsü …’in ölümü ile sonuçlanan trafik kazası nedeniyle, … plakalı aracın ZMMS sigortacısı davalı … şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin kusura ilişkin istinaf talebi bakımından değerlendirme yapıldığında; Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporuna göre; … plakalı çekicinin sürücüsü …’ nın meydana gelen trafik kazasında kusurunun olmadığı, tescilsiz motosikletin sürücüsü müteveffa …’in meydana gelen trafik kazasında % 100 oranında kusurlu olduğu, aynı olay nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sonuçlanan Sinop Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/2574 soruşturma nolu dosyasına sunulan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 24.02.2010 tarih ve 2010/1665/608 sayılı bilirkişi raporunda müteveffa sürücü …’in tamamen kusurlu olduğu, müşteki şüpheli sürücü …’nın kusursuz olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza soruşturması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Dava, hukuki niteliği itibari ile trafik kazası nedeniyle vefat edenin mirasçısı tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminat davasıdır. Zorunlu mali mesuliyet sigortası, karşılıklı meydana gelen kazalarda, ancak sigortalısı olan işletenin 2918 sayılı KTK 91/1.maddesi gereğince 85/1-son maddesine göre sorumluluklarını, kusuruna isabet eden miktar kadar zorunlu sigorta limitlerine kadar karşılamakla sorumludur. Sigorta şirketi dışında davada yer alan işleten ve sürücünün de kusur oranları dışında sorumlu tutulma imkanı bulunmadığından bu anlamda karşılıklı olarak kusur oranlarının tespiti bu talepler açısından önem arzeder. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesine, davalıya sigortalı araç sürücüsü kusursuz olduğuna göre, davacının tazminat istemlerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, destekten yoksun kalma tazminatı verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/12/2021