Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3424 E. 2020/217 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/3424
KARAR NO : 2020/217
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/09/2019
NUMARASI : 2019/442 Esas – 2019/966 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 07/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … sevk ve idaresindeki araç ile davalı … kontrolsüz ve hatalı kullandığı aracın 22.09.2011 tarihinde çarpıştığı ve müvekkilinin basit tıbbı müdahale ile iyileşemeyecek şekilde vücudunda ağır 4.dereceden kırık oluşması suretiyle yaralanmış olduğunu, söz konusu yaralanma neticesinde mağdur ve ailesi diğer davacılar tarafından faturalı olarak 18.429.00 TL ile haricen yapılan tedavi masrafları ile bakım giderleri ve müvekkilin kaza sebebiyle hususi araç ve şoför temini neticesinde okula gidiş-geliş masrafları olan 3.000 TL (devam eden ilaç ve kontrol masrafları ile bilirkişi raporuyla tespit edilecek iş göremezlik ve efor kaybına ilişkin tazminat hakları ve tüm talepleri saklı kalmak üzere) fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 21.429 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen (… ve … açısından sorumluluk oranının resen tespit edilerek) tahsiline, haksız olay neticesinde davacıların yaşadığı acı, elem ve kederi bir nebze hafifletmek için … için 20.000 TL, babası … için 10.000 TL, annesi … için 10.000 TL ve kardeşi … için 10.000 TL olmak üzere toplam 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı firmanın tüm araçlarının kasko ve zorunlu trafik sigortası bulunduğunu, maddi ve manevi tüm zararların sigorta şirketleri tarafından karşılanması gerektiğini, kaza sonrası devlet hastanesine gidildiğini, bu nedenle …. Hastanesinin çıkardığı faturaları kabul etmek mümkün olmadığını, olay sonrası davalının tıbbi müdahale gerektirecek şekilde yaralandığını ancak hayati tehlike geçirmediğini, varolan zorunlu trafik poliçesi kapsamında tedavi giderlerinden .. Sigorta ve SGK nın sorumlu olduğunu, müvekkili firmaya ait aracın… şirketine kasko sigortalı olduğunu, bu nedenle davanın … şirketine ihbarını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait … plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile davalı şirkete sigortalı olduğunu, poliçede verilen sakatlık teminatı tutarının 200.000,00 TL olup, tedavi gideri, geçici iş göremezlik ve manevi tazminatın poliçe kapsamında olmadığını, tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumunca ödenmesi gerektiğini, davacının maluliyet oranı ve kusur tespiti için ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmasını, davanın reddine karar verilmesini, aksi halde azami poliçe teminatı ve sakatlık tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kaza sırasında emniyet kemerinin bağlı olmadığını, kazada kusurun davacıda olduğunu, davalının kaza sonrasında üzerine düşen görevi yerine getirdiğini, davacıyı hastanede ziyaret edip anlaşmak istediğini ancak davacı ve ailesinin kabul etmediğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; kurumu temsile yetkili başkanlığın Ankara olması nedeni ile yetkili mahkemenin Ankara AHM olduğunu, Cibali Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin davalıyı temsil yetkisi bulunmadığından husumet itirazları bulunduğunu, kanun, yönetmelik ve genelgeleri hükümleri çerçevesinde trafik kazaları nedeni ile verilen sağlık giderlerini kurumun SUT hükümleri kapsamında karşılamakla yükümlü olduğunu, ancak işgöremezlik, maddi, manevi tazminat ve bakıcı gideri gibi taleplerin sigorta şirketlerin sorumluluğunda olduğunun bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davada mahkememizin görevsiz olması nedeniyle açılan davanın HMK 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince usulden reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğini bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. 26/06/2012 tarih 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı Kanun’un 5/3. maddesine göre ise “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmü getirilerek asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Davanın açıldığı 04/05/2012 tarihinde yürürlükte olan mülga 6762 sayılı TTK’nun 5.maddesine göre ise Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisidir. Aynı Kanun’un 5/3. maddesine göre “Bir davanın ticari veya hukukî mahiyeti itibariyle iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olunabilir.” 5/son maddesine göre ise “Vazifesizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddi halinde yapılacak muamelelere ve bunların tâbi oldukları müddetlere dair usûl hükümleri iş sahasına ait iptidai itirazın kabulü halinde de tatbik olunur.” şeklindedir. Başka bir ifadeyle 6102 sayılı TTK’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden evvel yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nun 5.maddesi gereğince Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemesi arasında görev değil, iş bölümü ilişkisi bulunmaktadır. Bu yasal düzenleme çerçevesinde somut uyuşmazlık incelendiğinde dava tarihi olan 04/05/2012 tarihi itibariyle 6762 sayılı TTK’nun 5.maddesi gereğince Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemesi arasında görev değil, iş bölümü ilişkisi bulunmaktadır. Dava ve talep tazminat istemine dayanmakta olup münhasıran iki tarafın arzularına tabi olmayan işlerden olmadığından işbölümü itirazının ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekeceğinden mahkemece resen dikkate alınamaz. Dava, Asliye Hukuk mahkemesine hitaben açılmış olup davalıların cevap dilekçesinde iş bölümü itirazı bulunmadığından davayı görüp sonuçlandırmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.Açıklanan nedenle Ticaret Mahkemesince davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1- Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK ‘nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 07/02/2020