Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3419 E. 2021/2153 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3419
KARAR NO: 2021/2153
KATİP: ASUMAN AKSU (127459)
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/05/2019
NUMARASI: 2015/420 Esas – 2019/541 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİH: 10/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin 09/02/2015 tarihinde … Caddesinde yaya geçidini kullanarak karşıdan karşıya geçerken … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın aşırı hız nedeniyle çarpması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını, kazanın tamamen davalının kusurundan kaynaklandığını, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin kaza sonrası İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde 36 saat müşahede altında tutulduğunu, hastane raporlarına göre yaklaşık altı ay daha çalışamayacağını, müvekkilinde gerek iş gücü gerekse de efor kaybına neden olduğunu, kaza tarihinden beri çalışamamakta olan müvekkilinin herhangi bir gelir kaynağının da bulunmadığını, tedavi bakım ve seyahat masraflarının müvekkilinin bütçesini bir hayli aştığını, kaza sonrasında müvekkiline ne araç sürücüsü ne de öteki davalı … A.Ş. tarafından herhangi bir tazminat ve sair ödemede bulunmadığını belirterek maddi ve manevi zararların değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu andan itibaren talep arttırmak ve ıslah edilmek üzere şimdilik 2.554,00 TL maddi tazminat, 5.000,00 TL manevi tazminat olarak toplamda 7.554,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile; söz konusu kaza ile ilgili davadan önce müvekkili şirkete müracaat edilmediğini, dava dilekçesinde bahsi geçen aracın müvekkil şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, şirket bünyesinde var olan poliçelerden sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere, kaza tarihi itibariyle, bedeni zararlarda kişi başına azami 290.000 TL olduğunu, avacının teminat dışında bulunan manevi tazminat, tedavi gideri, geçici iş göremezlik zararı ve dolaylı zararlara ilişkin talebin reddini, tüm delillerin toplanması ve ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından kusur tespitinin yapılması gerektiğini dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı …’nun vekili aracılığı ile süresinden sonra cevap dilekçesi sunduğu görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat bakımından dava konusuz kaldığından Karar Verilmesine Yer Olmadığına, Manevi tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin yargılama aşamasında dosyaya sundukları belge ve bilgilerin dosyada mevcut raporda yeterince değerlendirilmediğini, mahallinde yapılan keşifte yeterince teknik olarak kazanın oluş şekli ve tarafların kusur durumları, yol ve trafik durumu bir bütün halinde değerlendirilmediğini, Mahkemece yapılan keşfe karşı diyecekleri ve bilirkişi raporuna karşı beyanları sorulmadan alel acele karar verildiğini, her ne kadar kazanın oluş şekli teknik olarak belirlenememiş olduğu belirtilmiş ise de kazanın meydana geldiği mahalde kendisinin asli kusurlu olarak gösterilmesinin hayatın olağan akışına uygun düşmediğini oysaki sürücünün gerekli özeni göstermediği, kazanın meydana geldiği ışıklarda sürücünün sürat hızını 20 km. olması gerekirken bu hususların dikkate alınmadığını, mahallinde yapılan keşifin noksan inceleme ile sonuçlandırıldığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 09/02/2015 tarihinde… Caddesinde karşıya geçmekte olan davacıya davalı sigorta şirketine zmms ile sigortalı araç sürücüsü diğer davalının aracıyla çarpması sonucu oluşan trafik kazasında davacının yaralanması nedeniyle tazminat talep edildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen maluliyet raporunda davacının trafik kazasına bağlı yaralanması sonucu %17.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin rapor edildiği anlaşılmıştır.Kaz a nedeniyle kaza tespit tutanağı düzenlenmemiştir. Kazanın meydana geldiği çarpma noktasında davacı yaya ile davalı sürücünün beyanları birbirinden farklı olup, keşif sonucu alınan rapor ve ATK dan alınan raporlar da bu nedenle alternatifli düzenlenmiştir. Keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda, araçta kaza sonrası oluşan hasarla ilgili hazırlık soruşturmasında düzenlenen görgü tespit tutanağındaki bilgiler ve davacıdaki yaralanmaya göre davalı sürücünün hızının beyanında belirttiğinden (20 km hız) ve gerekenden fazla olduğu davalı aracının yayaya şiddetli şeklide çarptığı, buna göre de aracın yaya geçidine yaklaşırken olması gerekenden daha hızlı olduğu sonucuna varıldığını ancak bu alternatifte davacının ifadesine göre olduğu ve her iki tarafın asli kusurlu bulunduğu, yine davalı beyanına göre ise davalı sürücünün kusursuz olduğu tespit edilmiştir. ATK raporunda ise kazanın olduğu yere göre keşifte çizilen krokideki yerlere göre ve tüm dosya kapsamı ile her iki olasılıkta da taraflara oranların yer değiştirdiği kusur verilmiştir. Bu durumda ATK raporunun daha sonraki tarihte düzenlendiği ve heyet raporu olduğu, her iki ihtimalde de davalıya kusur verildiğine göre, Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davalının kusursuz olma ihtimaline göre manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen kusur raporunda belirlenen kusur oranları nazara alındığında davacının manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği halde reddine karar verilmesi doğru olmamış, olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur oranları, davacıdaki yaralanmanın niteliği, maluliyet oranı, iyileşme süresi ve tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığından bu yöne değinen davacı vekili istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak manevi tazminatın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Maddi tazminat bakımından dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,2-Manevi tazminat talebinin KABULÜNE, 5.000,00 TL manevi tazminatın 09/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan tahsili ile davacıya ödenmesine, 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcından peşin yatırılan 27,70 TL harcın mahsubu noksan kalan 16,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 4-Manevi tazminat yönünden; alınması gereken 341,55 TL harcın davalı …’ndan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 5-Taraflar lehine maddi tazminat yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Davacı lehine Daire karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ndan tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere, bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 954,65 TL yargılama giderlerinin davalı …’ndan tahsili ile davacıya verilmesine,8-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 75,90 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalı …’ndan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/12/2021