Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3392 E. 2021/2131 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3392
KARAR NO: 2021/2131
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2017/545 Esas – 2019/536 Karar
BİRLEŞEN
İSTANBUL 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN
2013/192 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/08/2011 tarihinde sürücü ve malik davalı …, yönetimindeki … plakalı araç ile seyir halinde iken araç hakimiyetini kaybederek meydana gelen ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasında, müvekkili …’in eşi …’in ağır yaralandığını ve kızı …’in ise vefat ettiğini, müvekkilinin kızının kaza neticesinde vefatı nedeni ile elem ve ızdıraba uğradığını, müvekkilinin eşi …’in de bu kaza nedeni ile yaralanması ve aylardır yoğun bakımdan çıkamamış olması nedeni ile manevi zarara uğradığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin vefat eden kızının desteğinden mahrum kaldığı için şimdilik destekten yoksun kalma tazminatı olarak 10.000 TL, manevi tazminat olarak 30.000 TL, müvekkilinin eşi …’in bu kaza neticesinde aylardır yoğun bakımdan çıkamamış olması nedeni ile manevi tazminat olarak 15.000 TL olmak üzere toplam 55.000 TL tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan sigorta şirketi için poliçede belirlenen maddi tazminat limiti ile sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili birleşen davadaki dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kazadan dolayı yaralanan eşinin uzun süreli tedavisi için mutat hastane ve ilaç masrafları yaptığını, müvekkilinin eşinin kazadan sonra gerekli her türlü tedavinin uygulanmış olmasına rağmen tam olarak iyileşemediğini, asıl davaya ek olarak fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin esi …’in desteğinden mahrum kalmış olması nedeni ile şimdilik 3.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 2.000 TL bakıcı gideri ile müvekkilinin bu kaza nedeni ile eşi ve çocuğu için yapmış olduğu masraflara mahsuben 3.000 TL olmak üzere toplam 8.000 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve miiteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 60.669,29 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazada müterafik kusur sonucu nedensellik bağının kesildiğini, müvekkilinin olayda bir kusurunun bulunmadığından, eylem ile zarar arasındaki illiyet bağının yokluğu sebebiyle öncelikle davacı tarafın maddi tazminat talebinin reddinin gerektiğini, davacının maddi tazminat talepleri kabul edilecek dahi olsa müteveffa …’in henüz üç yaşında bulunduğu ve henüz maddi anlamda bir destek sağlama ihtimali bulunmadığından kendisinin farazi destek sayılmasının gerektiğini, kazayı yapan müvekkilinin müteveffa …’in annesinin amcası olduğunu, müvekkilinin tamamen iyi niyeti ile bir aile büyüğü olarak aile bireylerini de yanına alarak memleketlerine götürdüğünü, kendisine en yakın aile bireylerinin bulunduğu aracın kusuru olmaksızın kaza yapması ve bunun sonucunda da bizzat kendi eşinin de vefat etmesi karşısında müvekkilinin yaşadığı elem ve ızdırabın katlandığını, olayın meydana gelişinde müvekkilinin ne bir kastı ne de bir kusurunun bulunduğunu, eşini ve küçük yeğenini kaybetmenin verdiği acı ve elemi yaşayan müvekkili aleyhine manevi tazminata hükmedilmesine yer olmadığını, davacının eşi ve aynı zamanda müvekkilinin yeğeni …’in kazadan yaralı olarak kurtulduğunu ve Çorum Devlet Hastanesine kaldırıldığını, yeğeninin tüm hastane masraflarını müvekkilinin karşıladığını ve halen daha karşılanmaya devam ettiğini, davacı tarafın …’in yoğun bakımda olduğuna dair iddialarının ise gerçeği yansıtmadığını, zira …’in hali hazırda müvekkilinin evinde ikamet ettiğini ve fizik tedavisine devam ettiğini, olayın meydana gelmesinde müvekkilinin kastı ve kusuru bulunmadığından müvekkili aleyhine manevi tazminata hükmedilmemesi gerektiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından vefat sebebiyle müvekkili şirkete başvuru yapıldığını ve vefat eden …’in annesi … için 6.555,56 TL, babası … için 5.356,05 TL tazminat hesaplandığını ve tespit edilen ödemenin … havuz hesabına davacılar adına çıkartıldığını, ancak davacı tarafından bu ödemenin alınmadığını, öncelikle müteveffanın davacılara destek olduğunun ispatının gerektiğini, vefat eden çocuğun anne babaya ayırabileceği payın en fazla %10 olarak kabul edilmesi ve çocuğun yetişmesi için gerekli bakım giderlerinin tazminattan indirilmesinin gerektiğini, yine ailede kaç çocuk olduğunun anne bananın yaşının ve başka çocuk yapma ihtimallerinin değerlendirilerek ölen çocuğun anne babasına ayrılabileceği payın gerçeğe yakın hesaplanmasını talep ettiklerini, davacının davasının ispatı halinde müvekkili şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmasını, olmaz ise asıl alacak yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulması gerektiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Asıl Dava Yönünden: 1-Asıl davanın Kısmen Kabulü ile; A-Davacının kızı …’in vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminat talebinin Kabulü ile 57.783,79-TL, destekten yoksun kalma tazminatının davalı … yönünden 26/10/2011 dava tarihinden, davalı … yönünden 14/08/2011 kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, B-Davacının kızı …’in vefatı nedeniyle davalı …’e açılan manevi tazminat isteminin kabulü ile 30.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/08/2011’den işleyen yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine, C-Davacının davalı …’e eşi …’in yaralanması nedeniyle manevi tazminat isteminin Reddine, D- … sigorta aleyhine açılan manevi tazminat taleplerinin REDDİNE, Birleşen Dava Yönünden: Birleşen davanın KISMEN KABULÜ ile; A-Davacının eşinin desteğinden yoksun kaldığı iddiasıyla davalılar aleyhine açtığı davanın REDDİNE, B-Davacının eşi … için ambulans ve bakıcı gideri talebinin REDDİNE, C-Davacının kızı …’in ölümü nedeniyle cenaze ve defin gideri talebinin KABULÜ ile 370-TL defin ve cenaze giderinin sigorta yönünden dava tarihi 26/10/2011, davalı … yönünden kaza tarihi 14/08/2011 den işleyen yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin eşinden dolayı manevi tazminat talebinin reddi kararının hukuka aykırı olduğunu, eşinin yatalak hasta duruma düşmesinden ötürü desteğinden yoksun kaldığını, ilk derece mahkemesinin eşin desteğinden yoksun kalma tazminat taleplerinin reddine karar vermiş olmasının hatalı olduğunu, kazanın gerçekleştiği sırada ve eşin tedavi sürecinde müvekkil ile eşinin birlikte yaşamakta olup, müvekkilin eşi tarafından açılan boşanma davasının kazadan çok sonra açılmış ve reddedilmiş olduğunu, müvekkilinin eşi için yapmış olduğu ambulans, bakıcı ve sair tedavi giderlerinin reddine karar verilmiş olmasının da hatalı olduğunu, ayrıca sigorta şirketi için poliçede belirlenen maddi tazminat limiti ile sorumlu olmak üzere talepte bulunulmuş olmasına rağmen, sigorta şirketi için manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kazada kusuru bulunmadığını, tazminat için nedensellik bağının kesilmiş olduğunun kabulü gerektiğini, manevi tazminat miktarının fazla hesaplandığını, davacının … ile halen ayrı yaşadığını, … ile kardeşleri ve müvekkilin ilgilendiğini, davacının tedavi süresince …’e hiçbir anlamda destek olmadığını, ziyaret etmediğini, hatır taşımalarında maddi tazminattan indirim yapılması gerektiğini, tazminata ilişkin olarak belirlenen tutarların zorunlu sigorta limitlerine kadar …’nce temin edilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava ve birleşen dava, ölümlü ve yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 14/08/2011 tarihinde davalı sürücü … yönetiminde seyir halinde olan, diğer davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın tek taraflı kazası nedeniyle, araçta yolcu olarak bulunan davacının eşi …’in yaralanması ve kızı …’in vefatı nedeniyle, asıl davada destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat, birleşen davada destekten yoksun kalma tazminatı ve bakıcı gideri ile yapılan giderlerin davalılardan tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi ile maddi ve manevi tazminat toplamının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili talep edilmiş olduğundan, diğer bir ifade ile dilekçede “sigorta şirketi için poliçede belirlenen maddi tazminat limiti ile sınırlı olmak üzere” yazılı ise de manevi tazminat açısından sigorta şirketinden de talepte bulunulmuş olduğundan davalı … aleyhine açılan manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı TBK’nın 53/3. maddesinde düzenlenmiş olup, “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Kazada destek olduğu iddia olunan davacının eşi … vefat etmemiş olup, davacının eşinin desteğinden yoksun kaldığına yönelik talebinin reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Dosya kapsamından Davacının eşi … ve kızı …’in, tek taraflı kaza yapan araçta yolcu konumunda olmaları nedeniyle kazanın meydana gelmesinde kusurlarından söz edilemeyeceğine göre kusura, yine sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmiş olması nedeniyle oluşan kaza sonucu vefat ve yaralanma gerçekleştiğinden nedensellik bağına yönelik istinaf itirazları yerinde değildir. Mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Davalı tarafın, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığına göre İlk Derece Mahkemesince hatır taşıması indirimi yapılmamış olmasında bir isabetsizlik yoktur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 163. maddesinde müteselsil sorumluluk halinde alacaklının, borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların hepsinden, dilerse yalnız birinden isteyebileceği, borcun tamamı ödeninceye kadar borçluların sorumluluğunun devam edeceği hüküm altına alınmıştır. Yine TBK’nın 166. maddesinde ise borçlulardan birinin, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmesi halinde, bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olacağı belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; Dava ve birleşen dava dilekçesi ile tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili talep edilmiş olup, davalı … plaka nolu aracın 09/07/2011-2012 tarihleri arasında, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalayanı, davalı … plaka nolu aracın sürücüsü olduğuna göre, davalı sürücü doğan zarardan davacıya karşı müteselsilen sorumludur. Bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. Halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinde, yeni Genel Şartlardaki sağlık giderleri teminatına ilişkin düzenleme doğrultusunda Sigorta Şirketleri ve …nın sorumluluğunun sona ereceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından 98.madde hükmü dışında kalan teminatlar (belgesiz sağlık giderleri, geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı) bakımından sorumlulukları devam edecektir. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi genel şartlar değişikliğinden önce halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 27/03/2014 tarih, 2013/ 4616 E. ve 2014/4465 K. sayılı kararında “2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu, yasa kapsamı dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden varsa trafik şirketi yoksa … ve her iki halde de diğer haksız fiil sorumlularının (işleten ve sürücü gibi) sorumlulukları devam edecektir” yönünde karar vermiştir. İyileştirme giderleri, doğrudan tedavi giderlerinin yanı sıra, tedavi süresince ve sonrasında yapılması zorunlu olan giderler olup, bunlar arasında refakatçı, özel bakıcı ve özel beslenme giderleri; hastanın ve yakınlarının hastanelere, sağlık kurumlarına, doktor muayenehanelerine, fizik tedavi yerlerine gidip gelme yol giderleri; hastanın başka bir şehirde veya yurt dışında tedavisi gerekiyorsa, kendisinin ve yakınlarının otomobil, otobüs, tren uçak gibi taşıt ve her türlü yol giderleri; tedavi için gidilen yerde hastanın ve yakınlarının otel, lokanta, ulaşım gibi barınma ve beslenme giderleri; hekimlerce gerekli görülmesi durumunda kaplıca, ılıca, dağ veya deniz kıyısı gibi hava değişim yerlerine ödenen paralar; tedavinin sonuçlanmasına karşın, bir süre toplu taşıma araçlarına binemeyecek veya kendi aracını kullanamayacak olan kişinin ulaşım için fazladan harcayacağı paralar ve benzerleridir. Doğrudan tedavi giderleri dışında, yan giderler olarak nitelenen bu harcamaların, zorunlu ve gerekli olduğunun kanıtlanması istenemeyeceği gibi, bir yarar görülmemiş olması da koşul değildir. Ancak yararlı olacağı kanısıyla yapılmış olmalı ve iyiniyet kuralları aşılmamalıdır. (Yargıtay 17 HD 08/10/2020 tarih ve 2020/376 E. 2020/5317 K.) İlk derece mahkemesince aldırılan 27/02/2019 tarihli raporda 370,00 TL cenaze ve defin gideri hesaplanmış, ibraz edilen 1.728,00 TL ambulans gideri ve 787,50 TL bakıcı giderini gösterir makbuzların … için sarf edildiği, eczane makbuzları okunaklı olmadığından tam tutarının tespit edilemediği açıklanmıştır. Davacı vekilince sunulan ıslah dilekçesi ile asıl davanın ıslahı yanında 370,00 TL cenaze ve defin gideri ile ambulans gideri ve bakıcı gideri olarak 2.515,50 TL nin karar altına alınması talep edilmiş, davalı vekilince belgeli giderlerden SGK kurumunun sorumlu olduğu, …’ in uğramış olduğu zararların davacı tarafından talep edilemeyeceği açıklaması ile itiraz edilmiştir. Eczane giderleri açısından davacı tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmediğinden davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğundan farklı gerekçeyle olsa da red kararı verilmesinde sonuç olarak usul ve yasaya aykırılık bulunmamakla birlikte; Davacı kazada yaralanan eşi için yapmış olduğu giderleri talep edebileceğinden, İlk Derece Mahkemesince, 1.728,00 TL ambulans ücretini, 787,50 TL bakıcı giderini gösterir makbuzlar ile yine bir kısım eczane makbuzlarının olayda yaralanan dava dışı … için sarf edildiğinin kabulü ile birlikte “bu alacakları talep hakkının davacıya ait olmadığı” gerekçesiyle, ambulans ücreti ve bakıcı gideri açısından red kararı verilmesi doğru olmamıştır. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde ise “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hükümler gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, davacının kızı …’in vefatı, eşi …’in yaralanması, yaralanmasının derecesi, mahiyeti ve iyileşme süresi ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile manevi tazminatın belirlenmesinde hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, davacının kızı …’in vefatı nedeniyle belirlenen manevi tazminat miktarının manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun ve makul olduğu ancak davacının eşi …’in yaralanması nedeniyle, kaza tarihi itibariyle evli olup boşanma davası da bulunmadığından, davacı ve eşi arasında kaza tarihinden sonra görülen boşanma davasının manevi tazminat istemine etkili olmayacağı, davacının, eşinin ağır bedensel zararı nedeniyle manevi tazminat talep edebileceği kanaatine varıldığından davacı yararına eşi …’ in yaralanması nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, B- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:
ASIL DAVA YÖNÜNDEN: 1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile; A-Davacının kızı …’in vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminat talebinin KABULÜ ile 57.783,79-TL, destekten yoksun kalma tazminatının davalı … yönünden 26/10/2011 dava tarihinden, davalı … yönünden 14/08/2011 kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, B-Davacının kızı …’in vefatı nedeniyle davalı …’e açılan manevi tazminat isteminin kabulü ile 30.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/08/2011’den işleyen yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine, C-Davacının davalı …’e eşi …’in yaralanması nedeniyle davalı …’e açılan manevi tazminat isteminin kabulü ile 5.000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/08/2011’den işleyen yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine, D- … sigorta aleyhine açılan manevi tazminat taleplerinin REDDİNE, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 6.338,06-TL Harçtan peşin alınan 545,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.792,66-TL harcın, (5.451,06-TL kısmından her iki davalı da müştereken ve müteselsilen sorumlu olacak, kalan 341,60 TL kısmından davalı … sorumlu olacak şekilde) davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Maddi tazminat talebi yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 6.706,22-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 4-Manevi tazminat talebi yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.200-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacıya ödenmesine, 5-Kısmen reddedilen manevi tazminat talebi (davacının eşi … için) yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.725-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’e ödenmesine, 6-Davacı tarafından yapılan 545,40-TL ilk gider, 349,50-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 2.100-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.994,90-TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 2.701,28-TL sinin, (2.637,42-TL kısmından her iki davalı da müştereken ve müteselsilen sorumlu olacak, kalan 63,86 TL kısmından davalı … sorumlu olacak şekilde) davalılardan tahsili davacıya verilmesine, 7-Davalı … tarafından yapılan 110-TL tebligat ve müzekkere giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 10,78-TL nin davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine.
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN: 8-Birleşen davanın KISMEN KABULÜ ile; A-Davacının eşinin desteğinden yoksun kaldığı iddiasıyla davalılar aleyhine açtığı davanın REDDİNE, B-Davacının eşi … için ambulans talebi 1.728,00 TL ve bakıcı gideri talebi 787,50 TL ki toplam 2.545,50 TL talebinin KABULÜNE, sigorta yönünden dava tarihi 26/10/2011, davalı … yönünden kaza tarihi 14/08/2011 den işleyen yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, C-Davacının kızı …’in ölümü nedeniyle cenaze ve defin gideri talebinin KABULÜ ile 370-TL defin ve cenaze giderinin sigorta yönünden dava tarihi 26/10/2011, davalı … yönünden kaza tarihi 14/08/2011 den işleyen yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 199,16-TL Harçtan peşin alınan 4,86-TL harcın mahsubu ile bakiye 194,30-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 10-Maddi tazminat talebi yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, 11-Red edilen Maddi tazminat talebi yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.725-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’e ödenmesine, 12-Red edilen tazminat talebi yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 2.725-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’e ödenmesine, 13-Davacı tarafından yapılan 29,16-TL ilk giderin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 14-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a.Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, b.Davalı … yönünden; (5.996,46+44,40)=6.040,86 alınması gereken TL harçtan peşin alınan 1.543,52 harçtan mahsubu ile bakiye 4.497,34 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-a.İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, b.İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/12/2021