Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3389
KARAR NO: 2022/88
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2016/205 Esas – 2019/891 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 24/01/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11.05.2015 tarihinde davacı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet o sırada seyir şerinde her hangi bir güvenlik önlemi almadan duraklayan … plakalı araca arkadan çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacının kaza sebebiyle meydana gelen çalışma gücü kaybı zararının şimdilik 1.000,00-TL’sinin olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının kaza sebebi ile duymuş olduğu üzüntü ve kederin kısmen dahi olsa tazmini amacıyla 50.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (sigorta şirketleri hariç) müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı Motosiklet Sürücüsü-Davacı, … plakalı araca arkadan vurmuş olduğunu, sürücüsünün de yerde yatıyor vaziyette olduğunu gördüğünü, kendisinin de … plaka sayılı aracın ön tarafında olduğundan çarpma nedeni ile hafif yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru olmadığını, maddi ve manevi tazminat talebi haksız olduğunu, istenen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketine başvuru sürecinin tüketilmemiş olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, esasa ilişkin olmak üzere, ceza davasının neticesinin bekletici mesele yapılmasına, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurlu olması gerektiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Davalı … (Eski Ünvanı … Sigorta A.Ş.) vekili cevap dilekçesi ile; davacının iddia ettiği gibi maluliyetin bahse konu trafik kazası nedeniyle gerçekleşip gerçekleşmediği, trafik kazası meydana gelmiş ise bu durumda da tarafların kusur durumu dahi belli olmadığından davacının müterafik kusuru araştırılmadığından davacının geçici ödeme talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalılardan … ile …, müvekkil …’ın olmadığı bir sırada birbirleri arasında, maddi hasarlı bir trafik kazası yaptıklarını, taraflar arasındaki ceza dava dosyasında da ilk trafik kazasının yalnız maddi hasarlı olduğunu, araçların kenara çekilmeye müsait olduğunu, araçların yürür vaziyette olduklarını, tarafların araçlarındaki hasarı gördüklerini, kazanın üzerinden yeterince süre geçtiğini ve maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı tutmaya giriştiklerini, bahse konu ilk trafik kazası neticesinde taraflar gerekli tedbirleri almadan ve araçlarını güvenli bir yere çekmeden önce, tutanak tutmaya giriştikleri için E 5 karayolunun sol şeridini bu yolla işgal ettiklerini, müvekkilinin ise kullanmakta olduğu motosiklet ile bu araçlara çarptığını, müvekkilinin bu çarpmadan dolayı ağır yaralandığını, davalı … 23.02.2017 tarihinde İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/314 Esas sayılı duruşmasında vermiş olduğu ifadesinde olayın yolun gidişe göre sol şeridinde tutanak tutulduğu sırada olduğunu bildirdiğini, davalı … ifadesinde “biz kazayı yeni yapmıştık, 5-10 dakika olmuştu” şeklinde olayı anlattığını, kazaların anlık bir bağlantı halinde olmadığını, kazaya neden olan kusurlu davranışlardan biri de sol şeritte yolun hatalı olarak işgal edilmesi ve bu işgal nedeni ile akan trafikte herhangi bir tedbir alınmamasının duraklama, bekleme amacı ile yapılırsa, duraklamanın süresi en fazla 5 dakika olduğunu, bu sürenin geçirilmesinin park etme sayılacağını, park etmenin kesinlikle yasak olduğunu, tüm somut normlara ve tarafların kabul beyanları ile yol üzerinde trafik kaza tutanağı tutulduğunun ifade edilmesine rağmen haksız olarak kusurun tümü müvekkil üzerinde bırakıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davaya konu trafik kazasına ilişkin tutulan 11/11/2015 tarihli kaza tespit tutanağında … plakalı motosiklet sürücüsü D-100 güneyden Ankara istikametine sol şeritten seyir halinde iken motosikletin ön kısımlarıyla … plakalı araç ile … plakalı motosiklet sürücüleri sol şeritte maddi hasarlı kaza tespit tutanağı düzenlerken kaza mahallinde üçgen uyarı reflektör koymayarak … motosiklet … plakalı araca sol şeritte arkadan çarparak yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, kaza nedeni ile … plakalı motosiklet sürücüsünün sürücü kusurlarından KTK 52/1-b maddesini ihlal ettiği, … ve … plakalı araç sürücülerinin KTK 81/1-a maddesini ihlal ettiği belirtilmiştir. Davalı sürücüler … ve … hakkında ceza yargılamasının yapıldığı İstanbul Anadolu 64. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/314 E. sayılı dosyasında ATK TRafik İhtisas Dairesi’nden aldırılan 08/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda , sanık sürücüler … ve …’ın kusursuz, müşteki sürücü …’in asli ve tam kusurluğu olduğu belirtilmiştir. Uyap siteminden yapılan kontrolde yargılama sonucunda davalı sürücülerin beraatine karar verildiği, karara karşı istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19 Ceza Dairesinin 2018/1932 Esas 2018/ 2696 Karar sayılı karar ile esastan reddine karar verildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesi tarafından aldırılan 25/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda sürücüler … ve …’ın kusursuz, müşteki sürücü …’in asli ve tam kusurlu olduğu; 19/02/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise sürücüler … ve …’ın kusursuz, müşteki sürücü …’in asli ve tam kusurluğu olduğu belirtilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; Mahkemece kusura ilişkin alınan İTÜ trafik uzmalarından oluşturulan bilirkişi heyeti raporları ile ceza yargılaması aşamasında alınan bilirkişi raporlarının birbiri ile uyumlu oldukları, heyet raporunu gerekçeli, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olmasına göre davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/01/2022