Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3376 E. 2021/2151 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3376
KARAR NO: 2021/2151
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/11/2018
NUMARASI: 2016/159 Esas – 2018/1144 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların annesi …’in 02.07.2015 günü Şişli ilçesi … AVM önündeki … no.lu trafik ışıklarından karşı taraftaki … caddesine yaya olarak geçiş yaptığında … caddesi yönüne giden davalı …’ın yönetimindeki … plakalı aracın çarpması sonucu öldüğünü, kazada tüm kusurun aracın sürücüsü ve işletenine ait olduğunu, aracın hızlı olduğunun kamera görüntüleriyle ispatlanabileceğini, kaza sırasında geçiş önceliğinin yayalarda olduğunu, sürücü … aleyhine İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/372-E sayılı dosyasından dava açıldığını, davacıların annesi …’in olayda öldüğünü belirterek şimdilik taleplerinin 100 TL olduğunu, cenaze ve defin giderleri taleplerinin, vefat anında itibaren cenazenin taşınması, saklanması, mezar yeri temini, kazım işi, gömü, tüm masraflar ve taziye sırasında ziyaretçilere yapılacak ikramlardan oluştuğunu, en az 800,00 TL talep ettiklerini, davacıların annesinin ölümü nedeniyle manevi olarak etkilendiklerini, bu nedenle her bir davacı için ayrı ayrı 35.000,00’er TL talep ettiklerini, dava konusu … plakalı aracın ZMMS poliçesinin … Sigorta A.Ş. tarafından zararın 75.000,00 TL’sini aşan kısmı için İhtiyari MMS poliçesinin ise … sigorta A.Ş. tarafından temin edildiğini, geçici ödeme istediklerini belirtmiş ve en az 1000 TL maddi ve 70.000 TL manevi tazminatın davalılardan olay tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların davalı şirkete davadan önce başvurmadıklarını, temerrüde düşmediğini ve davanın açılmasına neden olmadıklarını, bu nedenle masraflardan ve faizden sorumlu olmadıklarını, … plakalı aracın davalı şirkete 15.04.2015/2016 vadeli … no.lu poliçeyle İhtiyari MMS sigortalı olduğunu, bu poliçenin ZMMS poliçesinin limitinin bittiği miktardan itibaren sorumlu olduğunu, sorumluluğun ZMMS poliçesini temin eden … Sigorta A.Ş.’ye ait olduğunu, poliçede manevi tazminattan sorumluluk için de ZMMS poliçesi limitlerini aşan miktarın olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, talep edilen faiz türünün yasal faiz olması gerektiğini, olay tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini, dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ekinde bir belge olmadığından davaya yanıt veremediklerini, … plakalı araca ait bir ZMMS poliçesine rastlanmadığını, poliçe numarasının belirtilmediğini, TRAMER incelemesinde … plakalı aracın geçerli bir ZMMS poliçesinin olmadığının belirlendiğini, bu durumda husumetin …’na yöneltilmesi gerektiğini, TRAMER kayıtlarının herkese açık olduğunu, davacının kendi hatalarıyla dava açtıklarını, bu nedenle husumet yokluğu nedeniyle reddini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı sürücünün kasıt ve kusurunun olmadığını, araç sahibinin sorumlu olmayacağını, davacının davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunu iddia ettiğini, bunun dayanağının olmadığını, davacıların murisinin kırmızı ışıkta geçtiğini, davacıların talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatının varlığına ilişkin bir belge sunmadıklarını, davacılara SGK’dan bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, davalı sürücü kusursuz olduğundan manevi tazminatın da talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacıların maddi tazminat davasının Reddine, Davacıların … Sigorta’ya yönelik açtıkları manevi tazminat davasının Reddine, Davacıların davalılardan … Sigorta Şirketi, …, …’a yönelik açmış oldukları manevi tazminat davasının Kısmen Kabulüne, davacı … için 3.000 TL, Davacı … için 3.000 TL manevi tazminatın davalı Gerçek Kişiler yönünden kaza tarihi olan 02/07/2015 tarihinden, davalı … Sigortadan ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin Reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hiçbir ağır tonajlı vasıta, yayaların fazla olduğu ve şehrin merkezi sayılan bir yerde yüksek hızda gidemez/gitmesinin yasak olduğunu, teknik ve bilimsel nitelik taşımayan bilirkişi raporuna dayalı kararın kabul edilmesinin mümkün olmadığını, sanık …’a ait trafik cezalarının, SRC ve psikoteknik belgelerinin, çalışma saatlerini ve fazla mesailerini gösterir kayıtların, sürücü davranışlarına dair teknik rapor, tez, makale vb. kayıtların ilgili kurum, kişi ve firmalardan celp edilmediğini, destekten yoksun kalma tazminatının şartlarının oluşmadığı mütalaasının kabul edilemeyeceğini, bilirkişi raporunda olumlu görüş bildirilmesine ve hesaplama yapılmasına rağmen cenaze giderlerine ilişkin kayıtların dosyada yer almadığını ve ispatlanamadığı gerekçesinin kabul edilemeyeceğini, bir insanın şehrin göbeğinde hafriyat kamyonu altında kalmış ve bunun karşılığı 6.000 TL olmasının vicdanları yaraladığını, ölümlü bir kazada 6.000 TL manevi tazminat kabul edilemeyeceğini, yerel Mahkeme, esasında kusur oranına göre tazminat takdiri yapamayacağı gibi, müteveffaya takdir edilen %75 kusuru nazara alarak bunu yapmış ise yine verilen kararın hatalı olduğunu, bu mantıkla; müteveffa %75, davalı taraf %25 kusurlu olduğu için 6.000 TL tazminat takdir ediliyorsa, şayet davalı taraf % 100 kusurlu olsa idi 24.000 TL tazminat takdir edileceği anlamı çıkmakta olduğunu, manevi tazminat miktarının düşük olduğundan kararın hatalı olduğunu, iş bu kararı tehiri icra talepli istinaf ettiklerini, yerel mahkemenin kararının kaldırılarak davanın kabulü gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 02.07.2015 tarihinde, davacıların annesi …’in Şişli ilçesi … AVM önündeki … no.lu trafik ışıklarından karşı taraftaki … caddesine yaya olarak geçiş yaptığında … caddesi yönüne giden davalı …’ın yönetimindeki … plakalı kamyonun çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında yaya …’in vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma, manevi tazminat ile cenaze ve defin gideri talep edildiği anlaşılmıştır. Mahkemenin hükme esas aldığı kusur bilirkişi kök ve ek raporunda olay anını gösterir CD izleme tutanağı da incelenerek, davalı sürücü …’ın % 25 oranında tali kusurlu olduğu, davacıların murisi yaya …’in % 75 oranında asli kusurlu olduğu yine davalı sürücünün yargılandığı İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/372 esas sayılı dosyasında müteveffa asli kusurlu, davalı sürücü tali kusurlu oldukları tespit edildiğinden, davacılar vekilinin, kamyonun özelliklerine, sanık sürücünün sevk ve idaresi esnasındaki kişisel/ruh durumuna, psikolojik yeterlilik raporu da içeren sürüş belgelerine, daha evvelki trafik cezalarına dair deliller araştırılmadan olay inceleme ve kusur dağılımı yapılması hatalı olduğuna ilişkin istinaf itirazı kusur oranları tespit edilirken göz önüne alınacak kriterlerden olmadığından yerinde görülmemiştir. Destekten yoksun kalma tazminatının amacı, desteğini yitiren kimsenin, ölümle sonuçlanan olaydan önceki sosyal-ekonomik yaşam düzeyinin devamını sağlayacak bir paranın ödetilmesidir. Bu hakkın, mirasçılık sıfatı ile ve miras hukuku ile bir ilgisi yoktur. Destek sayılabilmek için, yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterlidir(YHGK. 25.05.1984 T., E.9-301, K.619). Somut olayda Mahkemece;”… davacı … 52 yaşında ev evli olup, … 50 yaşında olduğu, müteveffanın davacı çocuklarından … ile …’nin Yargıtay’ca kabul edilen destek yaşını geçmiş ve evli olmaları, davacıların kendi başlarına yaşamlarını idame ettiremeyeceği ve bir başkasının bakım ve yardımına muhtaç olarak bakım ihtiyacı içinde olduğuna ilişkin bir bilgi ve belge mevcut olmaması, destek tazminatı talep edilen tüm davacıların annelerinden bağımsız olarak kendi başlarına hayatlarını idame ettirebilecek durumda olmaları, desteğin ölümü ile birlikte sahibi olduğu tüm menkul ve gayrimenkul malların miras yolu ile davacılara intikal etmesi nedeniyle bu yönde bir zararlarının söz konusu olmaması ve bütün bunlara göre de; davacılar … ile …’nin destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep etme şartlarının oluşmaması nedeniyle davacıların destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararlarının belirlenemediği, cenaze ve defin giderleri belediyeler tarafından karşılandığı, dosya münderecatına göre davacıların zorunlu cenaze ve defin gideri nedeniyle maddi harcamaları tespit edilemediği ..” gerekçesiyle maddi tazminat ve cenaze – defin gideri talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının bir miktar düşük belirlendiği, her bir davacı için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile
Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacıların maddi tazminat davasının reddine, 2-a) Davacıların … Sigorta’ya yönelik açtıkları manevi tazminat davasının reddine, b)Davacıların davalılardan … Sigorta Şirketi, …, …’a yönelik açmış oldukları manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı Gerçek Kişiler yönünden kaza tarihi olan 02/07/2015 tarihinden, davalı … Sigortadan ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-a) Karar tarihine göre maddi tazminat yönünden alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 1.212,51 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.176,61 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, b) Davalılar duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince red edilen maddi tazminat yönünden hesaplanan (AAÜT 13/2 ve 3/2 maddeleri gereğince ) 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine, 4-a)Karar tarihine göre manevi tazminat yönünden alınması gereken1.366,20 TL harcın davalılardan …, … ve … Sigorta A.Ş ‘den tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, b)-Davacılar duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Daire karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden yapılan hesaplamaya göre davacı …i için 5.100,00 TL, davacı … için 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan …, … ve … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine, c)-Davalılar duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Daire karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3. ve 10/2.maddesi gereğince ret edilen manevi tazminat miktarı üzerinden yapılan hesaplamaya göre davacı …’den 5.100,00 TL, davacı …’dan 5.100,00 TL vekalet ücreti tahsili ile davalılara müteselsilen (Davalı … Sigorta A.Ş. bakımından red sebebi ayrı ise de İlk Derece Mahkemesi kararı kesinleştiğinden davacılar yararına oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile diğer davalılarla birlikte müteselsil olmak kaydıyla) verilmesine, 5-Davacılar tarafından yapılan toplam 1.949,35 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 549,11 TL’sinin davalılardan …, … ve … Sigorta A.Ş’den tahsili ile davacılara verilmesine, geri kalan miktarın davacılar üzerinde bırakılmasına, 6-Davacılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 62,20 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile yatırana verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/12/2021