Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/336 E. 2021/263 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/336
KARAR NO: 2021/263
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/11/2018
NUMARASI: 2016/517 Esas – 2018/1064 Karar
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İçişleri Bakanlığına bağlı Jandarma Genel Komutanlığı Kırklareli İl Jandarma Komutanlığı Birlik Mal Saymanlığında Mal Sorumlu Astsubayı olarak görev yapmakta iken 22/02/2006 tarihinde İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı (Balmumcu Jandarma) araç komutanı göreviyle gönderildiğini, görev dönüşü komutanı olduğu 739009 plakalı askeri aracın asker … sevk ve idaresinde iken Çatalca mevkiinde plakası belirlenemeyen bir kamyonla çarpıştığını, kamyonun kaza sonrası olay yerinden kaçtığını, müvekkilin sağ ayağının tamamen parçalandığını, sağ ayak diz altından ikiye ayrıldığını, iki parça arasında kemik ve doku kaybı olduğunu, müvekkilinin Gata Haydarpaşa Askeri Hastanesinde tedavi altına alındığını ve defalarca ameliyat geçirdiğini, 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı İçişleri Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile 10.000 TL’lik maddi tazminat talebini 273.077,85 TL’ye yükseltmiştir. Davalı Jandarma Genel Komutanlığı vekili cevap dilekçesinde; olayda gerçekleşen kazada asli tam kusurlu tarafın plakası tespit edilemeyen kamyon sürücüsü olduğunu, olayda üçüncü kişinin kusuru bulunduğundan illiyet bağı kesildiğini, zararın kusurlu üçüncü kişi tarafından giderilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu … plakalı askeri aracın KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının taleplerinin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrenmesinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davacının tedavisinin halen devam ettiğini, davacının maluliyet oranı ve hastane masrafları, ayrıca ilerde kullanması gerektiği takdirde protez masraflarının tedavi sonucunda netlik kazanacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı sigorta vekili 24/11/2017 tarihli beyan dilekçesinde özetle; “…Kazaya sebebiyet veren araç bilinemiyor ise 5684 s. Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinde güvence hesabı öngörülmüştür. Hangi zararların güvence hesabı kapsamında olduğu yine aynı maddenin 2. fıkrasının a bendinde belirtilmiştir ve “Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,” hükmünü amirdir. Birden çok aracın karıştığı trafik kazalarında dahi bir aracın tespit edilmemesi halinde güvence hesabının sorumluluğu doğmaktadır. İlgili kanun maddesinde açıkça belirtildiği üzere, kazaya sebebiyet veren aracın tespit edilemediği durumlarda hak sahipleri güvence hesabına başvurmalıdır. Huzurda görülen davaya konu kazaya sebebiyet veren araç tespit edilememiştir. Bu nedenle davacının güvence hesabına başvurması gerektiğini…” beyan ederek müvekkili şirketin yasanın açık hükmü karşısında herhangi bir hukuki sorumluluğu olmadığını, davanın müvekkili için husumet yönünden reddine karar verilmesini ve davanın HMK m.61 uyarınca “… Mah. …Sk. … Plaza … No:… Kat:… 34394 Şişli/İstanbul” adresinde mukim güvence hesabına ihbar edilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Pasif husumet nedeniyle davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı İçişleri Bakanlığına bağlı Jandarma Genel Komutanlığı çalışanı olduğunu, kazanın görevi sırasında meydana geldiğini, Bakanlığın istihdam eden sıfatıyla kusursuz sorumlu olduğunu, Bakanlığın kusursuz sorumlu olmadığına yönelik gerekçenin hukuki hiçbir dayanağının bulunmadığını, kararın gerekçesinde davanın yalnızca Güvence Hesabına açılabileceğinin belirtildiğini, sigorta şirketleri yalnızca maddi tazminatla ve poliçe limitleri ile sorumlu olduğundan kaza tarihindeki kişi başına maddi tazminat limitinin 57.500,00 TL olduğunu, yapılan yargılama alınan bilirkişi raporuna göre müvekkilinin iş gücü kaybı nedeniyle hesaplanan tazminat miktarının 273.000,00 TL olduğunu, sigorta şirketi ya da güvence hesabının 57.500,00 TL ile sorumlu olacağına göre kalan miktarın kim tarafından tazmin edileceğini, sigorta şirketleri ve güvence hesabının manevi tazminattan sorumlu olmadığından davacının kaza nedeniyle çektiği acı ve ızdırabın tazmininden kimin sorumlu olacağını, bu nedenle davalı bakanlığın pasif husumet ehliyetinin bulunduğunu, sigorta şirketleri tarafından sigorta poliçeleri sigortaladıkları araçların 3.kişilere verdikleri hasarı tazmine yönelik düzenlendiğini, davalı sigorta şirketinin davalı bakanlığın aracını sigortaladığını, davalı sigorta şirketi tarafından poliçe limiti ile sınırlı olarak maddi tazminatı tanzim ederek kazada tam kusurlu olan kamyon belirlenemediğinden Güvence Hesabına rücu edebileceğini, bu nedenle Güvence Hesabına davanın ihbar edildiğini, yerel mahkeme tarafından bu husus gözetilmeden davanın reddine karar verildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 22/02/2006 günü saat 19:30 sıralarında sürücü dava dışı … sevk ve idaresindeki askeri … plaka sayılı kamyonu ile Edirne istikametine seyir halinde iken kaza mahalli olan yol bölümüne geldiği esnada aracının sağ ön kısmına; gerisinden gelerek sağ tarafından geçip akabinde sola yönelerek şerit değiştiren ve tespit edilemeyen araç sürücüsü sevk ve idaresindeki aracın arka kısmı ile çarpması neticesi dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, davacı taraf davasını içinde yolcu konumunda bulunduğu aracın davalı İçişleri Bakanlığına ait olduğu, diğer davalının da zorunlu trafik sigortacısı olduğundan dolayı, kaza nedeniyle uğradığı maddi manevi zararlarının tazmini için açtığı anlaşılmıştır.ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 29/05/2017 tarihli kusur raporuna göre, A)Tespit edilemeyen araç sürücüsü %100 (Yüzde Yüz oranında) kusurlu olduğu B)Sürücü … kusursuz olduğu tespit edilmiş olup, davacı vekili yazılı beyanı ile kusur raporuna itirazı olmadığını belirtmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-l. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.Somut olayda kazaya neden olan aracın sürücüsünün kusuru bulunmadığından aracın maliki ve trafik sigortacısı hakkında açılan maddi manevi tazminat taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, “Pasif husumet nedeniyle davanın reddine,” karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davanın esastan REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan 1.924,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.888,75 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine, 3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine, 5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine, B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 65,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/02/2021