Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3338 E. 2022/85 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3338
KARAR NO: 2022/85
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/07/2019
NUMARASI: 2018/436 Esas – 2019/800 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/01/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; Davalılardan …’ın araç maliki, davalı …’nın sürücüsü bulunduğu, diğer davalı … Sigorta A.Ş.’ye trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı müvekkilinin içinde bulunduğu aracın 10/12/2017 günü maddi hasarlı ve ölümlü/yaralamalı trafik kazasında davacılardan …’ın yaralandığını, …-…’ın oğlu …-…-…’ın kardeşi …’ın ise vefat ettiğini, meydana gelen kazada araç şoförünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini belirterek … ve … için 10.000,00-‘er TL maddi ve 100.000,00-‘er TL manevi, …, …, … için 50.000,00-‘er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (sigorta şirketi yönünden maddi tazminata esas olmak üzere poliçe teminat limitleri dahilinde temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile) karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesi ile; Davacının müracaatı üzerine tazminat bedeli ödendiğini, huzurdaki taleplerin reddi gerektiğini, somut olayda müteveffanın müterafik kusuru bulunduğunu, somut olayda hatır taşımacılığı bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından hesaplanan 43.148,00 TL tazminat tutarının davacı tarafa ödendiğini, ayrıca somut olayda muaccel hale gelmiş bir alacak olmadığı için müvekkili şirketin temerrüte düşmediğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabul kısmen reddine, maddi tazminata ilişkin davanın ıslah edilmiş miktar üzerinden kısmen kabulü ile davacılar … ve … için toplam 49.093,96 TL maddi tazminatın sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ile birlikte davalılar … ve … Sigorta poliçesindeki limitle sınırlı olmak üzere … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile davacılar … ve … için 20.000’er -TL manevi, …, …, … için 5.000’er -TL olmak üzere toplam 55.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Maddi tazminat yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunda tayin ve tespit edilen değerler mahkemece hükümde hatalı değerlendirildiğini, mahkemece hükmedilen manevi tazminat bedelleri de oldukça düşük olduğunu, maddi tazminat talebinin tümden kabulü yerine kısmen kabulüne karar verilmesi sebebiyle davalılar lehine vekalet ücreti tayin edilmesi ve reddedilen kısım yönünden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda 01.01.2019 / 07.05.2019 tarihlerinin bilinen dönem ve aktif dönemde mükerrer hesaplandığını, evlenme yaşı ve pay oranları tespit ve değerlendirmelerin hatalı olduğunu, tüm itirazlarına rağmen hükümde ilgili raporun esas alındığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava ölümlü, yaralamalı trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 10.12.2017 tarihinde …’ın araç maliki olduğu, davalı … Sigorta A.Ş.’ye ZMMS sigortalı, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin Edirnekapı yönünden gelip E-5 Karayolu üzerinden Edirne yönünde seyirle olay şerine geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybedip önce sol bariyerlere çarpıp sağ tarafa doğru savrularak sağ bariyerlere de çarpıp yine savrularak tekrar sol bariyerlere çarparak durabilmesi sonucu … plakalı araçta yolcu olarak bulunan …’ ın vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından dava tarihinden evvel davacı …’a 23.141,00 TL, davacı …’a 20.007,00 TL ödeme yapılmıştır. Hükme esas alınan 07/05/2019 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda; “dava konusu kazanın meydana gelişinde … plakalı aracın sürücüsü davalı …’nın %100 kusurlu olduğu, davacı …’ın nihai ve gerçek maddi zararının 43.063,02 TL olduğu, davacı …’ın nihai ve gerçek maddi zararının 38.760,26 TL olduğu, davacılara yapılan ödemelerin ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplama neticesinde yetersiz olduğunun tespit edildiği” bildirilmiştir. İlk Derece Mahkemesince toplam %40 oranında hatır ve müterafik kusur indirimi yapılarak (hangi davacı için ne miktar olduğu belirtilmeksizin) davacılar … ve … için toplam 49.093,96 TL maddi tazminatın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, davacılar için hesaplanan destek tazminatı miktarından öncelikle davalı tarafından yapılan ödeme miktarlarının güncellenmiş tutarının mahsup edilmesi, daha sonra belirlenen bedeller üzerinden sırasıyla ayrı ayrı olarak %20 oranında hatır taşıması indirimi ve %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması suretiyle sonuç tazminatın belirlenmesi gerekirken, zarar ve tazminatın belirlenmesindeki sıraya aykırı olarak davacılar aleyhine olacak şekilde yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/3903 E. ve 2020/3867 K. sayılı kararı). Yine aktüerya bilirkişi raporunun 4. sayfasında davacı … için destek süresinin 23 yıl, davacı … için destek süresinin 20 yıl olarak hesaplanacağı belirtilmesine rağmen hesaplamanın yapıldığı 6. sayfasında davacı … ve … için raporun 4. Sayfasında belirtilen sürelerden fazla hesaplama yapılmış olması hatalı olmuştur. Ancak bu hesap hatası dışında aktüerya bilirkişi raporundaki desteğin muhtemel evlenme yaşına ve pay hesabına ilişkin değerlendirmelerin dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu görülmekle birlikte mahkemece davacılar … ve … yönünden destek sürelerini aşar şekilde yapılan tazminat hesabı için bilirkişiden usuli kazanılmış haklar gözetilerek 07/05/2019 tarihli bilirkişi rapor tarihindeki verilere göre ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. TBK’nın 52. maddesi gereği hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirim mahiyetinde olduğundan, davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücreti takdir edilemeyeceği ve yine aynı şekilde takdiri indirim nedeniyle tazminattan indirilen miktar yönünden yargılama giderleri yönünden de oranlama yapılamayacağının gözden kaçırılmış olması doğru olmamıştır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/10536 Esas ve 2019/4385 Karar, 2016/18287 Esas ve 2019/7224 Karar sayılı ilamları). Kabule göre de ihtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak kabul edilen maddi tazminatın her bir davacı için ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken kabul edilen toplam tazminat miktarının hükümde gösterilmesi hükmün infazında tereddüt yaratacağından usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebi Daire kararının gerekçesine göre bu aşamada değerlendirilmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/01/2022