Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3223 E. 2021/2207 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/3223
KARAR NO : 2021/2207
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar )
KARAR TARİHİ: 17/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının müvekkili kooperatifin sigortalısı olduğunu, müvekkilinin davalıya ait … plakalı nolu çekici ve yarı römorku … poliçe no ile genişletilmiş kasko sigortası ile sigortaladığını, davalıya ait çekici ve yarı römorkun 14/07/2016 tarihinde …’in sevk ve idaresinde Pamukova istikametinden Sakarya istikametine seyir halinde iken yolun sağında durup, geri manevra yaparken tam kusurlu olarak …plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, oluşan kaza sonrasında müvekkili kooperatifin… plakalı araç malikine hasar bedeli olarak 100.000,00-TL ödediğini, trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde, sigortalıya ait aracı kullanan . ..in 150 promil alkollü olarak araç kullandığının sabit olduğunu, ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili için İstanbul 12. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı şirket tarafından itiraz edildiğini ve itiraz üzerine takibin durduğunu, davalının borca itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve ayrıca % 20’den az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacı tarafça 1 yıllık süre geçtikten sonra itirazın iptali davası açıldığını, kusur oranları ve miktarını kabul etmediklerini, davacı şirketin müvekkili şirkete ait araç sürücüsünün kazayı münhasıran alkolün etkisinde yaptığını ispat etmesi gerektiğini, meydana gelen kazanın kaza tespit tutanağında belirtilen şekilde gerçekleşmediğini, kazaya karışan diğer araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, davacı şirketin yeterli araştırma yapmadan hasar bedelini ödediğini, müvekkili şirketin ihtarname çekerek hasarı ödenen aracın sovtajının kendisine satılmasını talep ettiği halde, araç sovtajının müvekkiline satılmadığını, herhangi bir ihale yapılmadan müvekkil şirketin zararına olacak şekilde 29/08/2016 tarihinde 35.600,00-TL bedel ile… isimli kişiye satıldığını, SBM sisteminden şasi numarası ile yapılan sorgulamada aracın … plaka ile trafikte … adına halen kullanıldığını, bir başka ifade ile hasarı ödenen aracın kullanılabilecek durumda iken pert işlemine tabi tutulduğunu, aracın güncel piyasa değerinin 195.000,00-TL olduğunu, 35.600,00-TL gibi bir miktara satılmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını, alacak likit olmadığından inkar tazminatı talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek başvurunun reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin, davanın esasına girmeden davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verdiğini, davalı-borçlu şirketin icra dairesine yapmış olduğu itirazın tebliğ edilmediğini, itirazın iptali davasında dava açma süresinin itirazın tebliğinden itibaren başlamakta olduğunu, yerleşik ve istikrar kazanmış Yargıtay uygulamaları da Kanun hükmüne paralel olarak ödeme emrine yapılan itirazın alacaklı vekiline tebliği gerçekleşmeden 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamayacağı yönünde olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin sigortalısından teminat dışı olduğu iddiası ile tahsili için yapılan takibe itiraz üzerine itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davalı …’nin, davacı kooperatifin sigortalısı olduğu, davalıya ait … plaka nolu çekici ve yarı romörkü n … poliçe no ile genişletilmiş kasko sigortası ile sigortalandığı, sigortalı bu araçların 14.07.2016 tarihinde …’in sevk ve idaresinde; Pamukova istikametinden Sakarya istikametine seyir halinde iken yolun sağında durup, geri manevra yaparken tam kusurlu olarak … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, oluşan kaza sonrasında davacı tarafından … plakalı araç malikine hasar bedeli olarak 100.000,00 TL ödendiği Trafik Kazası Tespit tutanağında, sigortalıya ait aracı kullanan …’in 150 promil alkollü olarak araç kullandığının sabit olduğu iddiası ile ödemenin rücuen tahsili için takip yapıldığı, itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacının alacaklı, davalının borçlu olduğu ayrıca dava dışı …’ında borçlu olduğu, davalının ödeme emrine süresinde yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu itirazın davacı alacaklıya tebliğ edildiğine dair tebliğ belgesi olmadığı görülmüştür.2004 sayılı İİK’nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı takip borçlusunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlayan bir eda davasıdır. İtirazın tebliğinden itibaren bir yıllık sürede açılan ve genel mahkemelerde görülen bu davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi halinde takibin devamına karar verilir.İtirazın iptali davasını açma süresi, “itirazın alacaklıya tebliği” tarihinden itibaren işlemeye başlar yasa hükmü karşısında Mahkemece somut uyuşmazlıkta itirazın tebliğ edilmemiş olması nedeniyle davacının icra dosyasında talepte bulunduğu tarih esas alınarak itirazın o tarihte öğrenildiği ve bir yıllık dava açma hak düşürücü süresinin dolmadığı gözetilerek davanın esasına girmek suretiyle tarafların gösterdikleri delliler toplamak, konu ile ilgili inceleme yapmak ve sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/12/2021