Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3190 E. 2021/2315 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/3190
KARAR NO : 2021/2315
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/03/2014 tarihinde davalı sürücü … yönetiminde bulunan davalı ….nin maliki olduğu ve davalı … Sigorta A.Ş tarafından ZMSS trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış … plakalı otomobilin, İstanbul Gaziosmanpaşa Aldoğan caddesinde davalı …Sigorta Şirketi tarafından ZMSS trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış … tarafından kullanılan … plakalı motosiklete çarpması sonucu motosikletin yolcusu durumundaki davacı …’in kaza sebebiyle yaralanmasına neden olduğu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000 TL maddi tazminatın ( tedavi giderleri/ yol gideri olarak 2.500 TL + iş göremezlik tazminatı 2.500 TL) 100.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile sigorta şirketi yönünden sadece maddi tazminattan sorumlu olmak üzere ticari faizi ile davalılardan müteselsilen tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı …. Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; 25/02/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun değişen 98. Maddesinde trafik kazalarındaki acil sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumunda karşılanacağı, SGK GSS sağlık hizmetleri daire başkanlığı’nın 04/10/2013 gün 16318476 sayılı yazısı ile trafik kazalarından doğan tedavi giderlerinin; refaketçi gideri, yol masrafı, ilaç masrafı, tıbbi malzeme masrafı gibi sair tüm masraflar dahil olmak üzere SGK tarafından karşılanacağının ifade edildiğini ve bu gerekçelerle belirtilen masraflardan davalı müvekkilinin sorumlu olmadığını, müterafik kusur ve hatır indirimi yapılması gerektiğini, araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını ileri sürerek başvurunun reddini talep etmiştir.Davalı …. Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; tedavi giderlerine ait maddi tazminat sorumluluğunun limit ile sınırlı olarak belirlenmesine ve 6111 sayılı kanun ile geçiçi işgöremezlik teminatının da tedavi gideri kapsamında sayılacağından SGK tarafından karşılanması gerektiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir.Davalılar … ve …cevap dilekçesinde özetle; görev ve yetki itirazlarının bulunduğunu, taleplerinin belirlenebilir olduğunu, müvekkilinin kazanın oluşumunda kusuru olmadığını, belirterek başvurunun reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın Kısmen Kabulü İle, Davalı …Sigorta’ya yönelik açılan davanın reddine, Tedavi(yol) giderlerine yönelik talebin kısmen kabulü ile 90,00-TL’nin davalı … sigorta yönünden dava tarihinden itibaren, davalılar …ve … yönünden olay tarihi olan 22/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, işgörmezlikten kaynaklı talebin kabulü ile 55.466,38-TL’nin davalı …Sigorta yönünden dava tarihinden itibaren, davalılar …i ve …yönünden olay tarihi olan 22/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Manevi tazminat talebinin Kısmen Kabulü ile, 15.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …ve … yönünden olay tarihi olan 22/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı …ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … ve …vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tanıklarının dinlenmediğini, kusur incelemesinin eksik ve hatalı olduğunu, davacının maluliyet raporuna itiraz ettiklerini, itirazlarının değerlendirilmeden tazminat hesap raporunun alındığını, maluliyet yönünden yeni rapor alınması gerektiğini, aktüerya raporunun hatalı olduğunu, 90 TL tutarlı yol giderleri ile ilgili olarak da esasen müvekkillerin hukuken bir sorumlu olmadığını, davacı tarafından yapılan miktar artırımına karşı zamanaşımı itirazında bulunduklarını, mahkemece bu hususta da herhangi bir karar verilmediğini, davacının fazlaya ilişkin hakları KTK ve genel hükümlere göre zamanaşımına uğradığını, mahkemece, davacı tarafından açılan davanın kısmen kabulü kısmen reddine karar verilmişse de, reddedilen kısım üzerinden tespit edilen vekalet ücretinin eksik belirlendiğini, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, eksik hususların ikmali ve yeniden karar verilmek üzere mahkemesine iadesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekecektir (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/06/2020 tarih, 2018/3614 E. ve 2020/3544 K., 28/01/2020 tarih, 2018/3470 E. ve 2020/153 K.sayılı kararları). Maluliyet Tespit İşleri Yönetmeliği 01/09/2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 4.maddesinin k bendinde maluliyet tanımına yer verilmiştir. Buna göre “Maluliyet: Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybetme hali” olarak tanımlanmış yine Yönetmeliğin sigortalıların çalışma gücü kaybı tespitini düzenleyen 9 ve 10 maddelerinde %60 maluliyet ve üzeri için maluliyet tespitine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Başka bir ifadeyle bu yönetmelik sadece %60 maluliyet ve üzeri için hükümler ve ekli cetvel içermekte olup %60’ın altında maluliyet bulunması halinde bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanması olanaklı değildir. Yine Yönetmeliğin 23.maddesi ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde yer alan; çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümler yürürlükten kaldırılmış düzenlemesine yer verilerek Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin tümden kaldırılmadığı anlaşılmaktadır. Keza ek cetveller ilişkin yeni bir düzenleme de yapılmamıştır. Sonuç olarak davacının maluliyetinin %60’ın altında olması ve kaza tarihine göre uygulanması gereken Maluliyet Tespit İşleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet belirlenirken aynı cetvellerin (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine ekli cetveller) esas alınması gerektiğinden maluliyetin tespitinde Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin uygulanmış olmasının, maluliyet oranına bir etkisi olmayacağından hükme esas alınan maluliyet raporunda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacının yaralanması nedeni ile yapmış olduğu tespit edilen tedavi giderinden davalıların kusurları oranında sorumlu olmasına, bilirkişi raporundaki hesaplamanın gün üzerinden değil ay üzerinden yapılmış olmasına ve hesaplamada hata bulunmamasına göre bu hususlara değinen istinaf talepleri yerinde değildir.Dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olarak tazminat talep etmiştir. Belirsiz alacak davasında zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm dava için kesilir. 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini HMK 107/1. maddesi hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda arttırması mümkündür. HMK’nın 107/2. maddesi gereğince yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi bu artırım nedeniyle zamanaşımının da gerçekleştiğinden söz edilemez (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarih, 2016/20495 E.ve 2019/7842 K.sayılı kararı).
Davaya konu trafik kazasına ilişkin mahkemece hükme esas alınan kusur bilirkişi raporuna göre olaya ilişkin kaza tespit tutanağının bulunmadığının belirtildiği görülmüştür. Kazaya ilişkin Gaziosmanpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/1080 Esas sayılı dosyasının iddianame ve bilirkişi raporu dışındaki evrakların dosya içerisine alınmadığı, davacı ve davalı … ve … tanıklarının dava ve cevap dilekçelerinde bildirilmesine rağmen davalıların tanık dinletme talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece Gaziosmanpaşa 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/1080 Esas sayılı dosyası celp edilerek, taraf tanıkları dinlenerek İTÜ Makine Mühendisliği bölümünde görevli akademisyenlerden oluşturulacak bilirkişi kurulundan veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek bilirkişi heyeti ile kazanın nasıl gerçekleştiği ve kazadaki tarafların kusur durumlarının belirlenmesi konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Karar tarihindeki AAÜT’nin 10/2 ve 13/2. maddelere göre davanın kısmen reddine karar verilen tedavi giderleri ve manevi tazminat yönünden davalılar lehine vekalet ücreti hesaplanması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı … ve …vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davalı… ve …i vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davalı … ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2021