Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3155 E. 2020/91 K. 24.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3155
KARAR NO: 2020/91
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/09/2019
NUMARASI: 2019/6617 Hakem Kar. Saklama – 2019/612 Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 26/08/2019 tarih-2019/İHK-10583)
DAVA: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/01/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 15/01/2019 tarihli başvuru dilekçesi ile davalı … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile davacının kullandığı elektrikli bisikletin 25/04/2018 tarihinde çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanması nedeniyle 49.900,00 TL maddi tazminatın ve 100,00 TL bilirkişi rapor ücretinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyet oranını Özürlülük Ölçütü mevzuatı kapsamında tespitinin gerekli olduğunu, dosyada kusur incelemesi yapılması gerektiğini, müvekkilinin geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince, “başvurunun usulden reddine ” karar verilmiş, bu karara davacı vekilinin itirazı etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, ” itirazın reddine ” karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maluliyet raporunun temini için taraflarınca ivedilikle işlemlerinin yapıldığını ancak Adli Tıp Başkanlığınca raporun komisyona geç gönderildiğini, süresinde raporun hazırlanamaması nedeniyle müvekkilinin hak kaybına uğradığını, muvafakat aramaksızın süre uzatımı verebileceğini, süre uzatımı kararının adil yargılanma ilkesine ve kamu düzenine ilişkin olduğunu, kaldı ki raporun temin edilememesinin müvekkilden kaynaklı olmayıp hastanenin yetiştirememesinden kaynaklandığını ayrıca 13/06/2019 tarihli raporunda sunulduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemeye göre; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 16. fıkrası uyarınca; Hakemler, görevlendirildikleri tarihten itibaren en geç dört ay içinde karar vermeye mecburdur. Aksi halde, uyuşmazlık yetkili mahkemece halledilir. Ancak, bu süre tarafların açık ve yazılı muvafakatleriyle uzatılabilir.
İstinafa konu sigorta tahkim dosyası incelendiğinde; Sigorta Tahkim Komisyonunun 01/02/2019 tarihli yazısı ile uyuşmazlık hakeminin görevlendirdiği, maluliyet raporunun yönetmelik koşullarına uygun olmadığı yeniden düzenlenmesi için taraflardan ek süre için muvafakat talep edildiği, davacı vekilinin ek süre konusunda muvafakat verdiği halde davalı vekilinin süresi içerisinde muvafakat ettiğine dair beyanda bulunmadığı, Uyuşmazlık Hakem Heyetince 18/06/2019 tarihinde maluliyete ilişkin raporun sunulmamış olması nedeniyle başvurunun usulden reddine karar verdiği anlaşılmaktadır. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/16. maddesi uyarınca hakemler tarafından, görevlendirildikleri tarihten itibaren en geç dört ay içinde karar verilmesi, sürenin uzatılması için ise tarafların açık ve yazılı muvafakatlerinin bulunması gerekir. Somut uyuşmazlıkta uyuşmazlık hakeminin, Tahkim Komisyonu tarafından görevlendirme tarihinden itibaren 4 ay içerisinde karar vermediği, başka bir ifadeyle karar tarihi itibariyle 4 aylık sürenin aşıldığı, davacı vekilince süre uzatılmasına muvafakat beyanının verildiği halde davalı vekilince süre uzatılmasına muvafakat verilmediği değerlendirildiğinde UHH tarafından “dosyadan el çekilmesine ve başvuru sahibinin mahkemede dava açmada muhtariyetine” karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde usulden red kararı verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 5-İstinaf başvurusu için davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, istinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 6-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/01/2020