Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3149 E. 2021/2312 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3149
KARAR NO: 2021/2312
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/07/2019
NUMARASI: 2014/56 Esas ve 2019/675 Karar
DAVA: Maddi Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle)
DAVA TARİHİ: 17/05/2013
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili asıl dava dilekçelerinde özetle;Sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı sürücü … idaresindeki … plakalı çekiciye takılı … plakalı römorkun sol arka teker tampon kısımlarına çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı kaza meydana geldiğini, müvekkilinin bu kazada … plakalı sürücüsü …’nın sevk ve idaresindeki araçta yolcu olarak bulunduğunu, müvekkili …’ın kusursuz olduğu bu kaza sonucu vücut fonksiyonlarını % 98 oranında büyük ölçüde kaybettiğinden sakatlık sebebiyle bakıma muhtaç durumda olduğunu, … Plaka sayılı aracın ZMMS Poliçesi sigorta edeni olarak, 132.788.00 TL ödemede bulunduklarını ancak ödemenin eksik olduğunu, davalının poliçe limiti ile sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 6100 sayılı yasanın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili birleşen davada sunmuş olduğu dilekçesinde özetle; Aynı trafik kazası nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, tedavi giderleri için şimdilik 500 TL, bakım giderleri için şimdilik 1.500 TL 6100 sayılı yasanın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili talebini 27/02/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, tedavi gideri için 3.000 TL, bakıcı gideri için 4.605,60 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı itirazında bulunarak müvekkili şirket tarafından söz konusu kaza dolayısıyla davalıya ödeme yapıldığını, yapılan bu ödeme ile müvekkili şirketin ibra edildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin sigortalısının poliçe limitleri dahilinde ve kusur oranına göre sorumlu olduğunu, davacının maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu vasıtası ile tespitinin gerektiğini, bilirkişi incelemesi yapılırken ödeme tarihindeki verilerin dikkate alınması gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüt tarihinden itibaren başlayacak faizden sorumlu olduğunu, yasal faiz uygulanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Dava ve ıslah dilekçelerine göre davanın kabulü ile 3.000,00 TL tedavi gideri ile 4.605,60 TL bakıcı giderinin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden davanın reddine karar verilmesi ve müvekkili şirket lehine vekalet ücreti tayin edilmiş olması gerekirken bu yönde hüküm kurulmamasının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, karara dayanak teşkil eden 30.10.2018 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan haksız bakıcı giderinin reddi gerekirken yerel mahkeme tarafından kabulü yönünden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, dava konusu olayda işleten-davacı arasındaki ilişki bakımından hatır taşıması bulunduğunu, hatır taşıması indirimi yapılmamasının hukuka ve usule aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamında ana dosya dava dilekçesi ile davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmesine rağmen hükümde ana dosya yönünden olumlu yada olumsuz karar verilmemiş olması doğru olmamıştır. Bu yöndeki davalı vekili istinafı yerindedir. Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. Davalı Sigorta şirketi vekili birleşen dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde davacının hatır için taşındığı yönünde iddia ve savunmada bulunmuş, aynı cevap dilekçesinde delil olarak kaza tespit tutanağı, ve ceza mahkeme dosyasına dayanmıştır. Mahkemece davalı delilleri toplanmadan, taşımanın hatır için olup olmadığı değerlendirilmeden karar verilmesi de eksik incelmeye dayalı olmuştur. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekir. Bu belirlemenin yapılabilmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden maluliyet raporu alınmalıdır. Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Davacı vekili birleşen dosya kapsamında geçici ve sürekli ayrımı yapmadan davacının bakıcıya ihtiyacı olduğunu ileri sürerek bakıcı gideri talebinde de bulunmuştur. Mahkemece davacının 6 aylık iyileşme süresinde bakıcı ihtiyacı olacağı kabul edilerek hesaplama yapılan bilirkişi raporuna göre karar vermiştir. Ancak ATK’dan alınan maluliyet raporunda davacının sürekli yada geçici bakıcıya ihtiyacı olup olmadığının belirtilmediği halde bu rapor hükme esas alınarak karar verilmiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur. Davalı vekilinin bu yöndeki istinafı yerindedir. O halde mahkemece; davacıya bakıcı giderine ilişkin talebi açıklatılarak ve davacıdaki trafik kazasına bağlı yaralanmaya ilişkin teşhis ve tedavi evrakları dosya arasına alındıktan sonra, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik döneminde bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde geçici – kalıcı bakıcı ihtiyacının süresi (tam zamanlı/yarı zamanlı/süreli) konusunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte rapor alınmalı, bu raporun sonucuna göre aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınmalı, hatır taşıması yönünden de değerlendirme yapılarak ve usuli kazanılmış haklarda gözetilerek hüküm oluşturulmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2021