Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3113 E. 2020/262 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3113
KARAR NO: 2020/262
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 28/08/2019
NUMARASI: 2019/5045 D.İş Esas 2019/86 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 18/06/2019 tarih, 2019/İHK-7251)
DAVA: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 17/02/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.07.2016 tarihinde davalı şirkete sigortalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araçların çarpışması sonucu meydana gelen kazada davacının malul kaldığını, söz konusu kaza nedeniyle müvekkiline eksik tazminat ödendiğini, zararın kesin meblağı bilirkişi raporuyla belirleneceğinden aktüer raporu alınması gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 85.769,75 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açılmış olduğundan reddi gerektiğini, 19.07.2016 tarihli trafik kazası sonucu malul kalan başvuru sahibine müvekkili tarafından 204.466,98 TL ödeme yapıldığını, poliçenin 01.06.2015 tarihinden sonra tanzim edilmiş olması nedeniyle yeni genel şartların uygulanması gerektiğini, buna göre TRH 2010 tablosu kullanılarak hesaplama yapılmasını, geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve geçici bakıcı giderlerinin teminat dışı olduğunu, yeni genel şartlar uyarınca başvuru sahibinin maluliyetinin belirlenmesinde özürlülük ölçütü oranını dikkate alınması gerektiğini, kusur oranlarının tespiti çin hem ATK Trafik İhtisas Dairesinden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla aleyhe hüküm kurulması halinde müvekkilinin başvuru tarihinden itibaren ve nacak yasal faizle sınırlı sorumlu olduğunu belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, “başvuru sahibinin talebinin kabulüne, bakiye iş göremezlik tazminatı olarak 85.769,75 TL’nin 24.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar vermiş, davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, “davalı vekilinin itirazının kabulüne, başvurunun usulden reddine” karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin maluliyet oranındaki değişiklik sebebiyle yeniden sağlık raporu alınması için ek süre istediğini, daha önce rapor alınmak istense de müvekkilinin yargılama sürecinde Buca Cezaevinde tutuklu olduğundan ve bilirkişi raporunun taraflarına tebliğinden bir kaç gün önce tahliye olduğundan, daha önceki süreçte Sigorta Tahkim Komisyonunca yapılan yargılama süresinin ( 4 Ay ) olması da dikkate alındığında, Buca Cezaevinde tutuklu olan müvekkili için yeniden sağlık kurulu raporu alınmasının, Adli Tıptan raporların düzenlenme ve dönme sürecide dikkate alındığında mümkün olmayacağını, müvekkilininde tahliye olması üzerine fiili imkansızlık sebebiyle daha önce alınamayan maluliyetinin daha yüksek olduğunu gösterir 12.04.2019 tarihli Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nca düzenlenen adli tıp raporu alındığını ve dosyaya süresi içinde sunulduğunu, davalı tarafından Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararına yapılan itirazın kabulü ile başvurunun reddine karar verildiğini fakat müvekkilinin tahliye olması üzerine anılan raporun fiili imkansızlık sebebiyle daha önce alınamadığını, tahliye olmasının hemen ardından poliçe tanzim tarihine göre yönetmeliğe uygun olarak alınan raporun dosyaya sunulduğunu, İtiraz Hakem Heyeti kararıyla müvekkilinin hukuken hakkı olan ciddi bir bakiye tazminattan yoksun bırakıldığını belirterek İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı vekili tarafından sunulan dilekçe ile kaza sonucu ödenen kalıcı işgöremezlik tazminatın eksik ödendiğinden bahisle bakiye kalıcı işgöremezlik tazminatı için Sigorta Tahkime başvuru yapılmıştır. Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından alınan 01.04.2019 tarihli aktüer bilirkişi raporunda davacının % 41 maluliyetine göre yapılan hesaplama neticesinde kalıcı işgöremezlik tazminat tutarının 198.161,94 TL olarak tespit edildiği bu durumda davalı sigorta şirketince 204.466,98 TL ödeme yapıldığı dikkate alındığında başvuru sahibine ödenecek bakiye tazminat bulunmadığı görüşü açıklanmıştır. Davacı vekilince rapora yönelik sunulan dilekçeyle, bilirkişi tarafından daha önce alınan maluliyet raporuna göre hesaplama yapıldığı ancak maluliyet oranının kaza sonrası değişme gösterdiği, güncel maluliyet raporunun 12.04.2019 tarihine kadar sunulacağını açıklanarak yeniden rapor alınması talep edilmiştir. Davacı vekili tarafından dosyaya 12.04.2019 tarihli Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından alınan davacının % 50,6 özürlülük oranını açıklar maluliyet raporu sunulması üzerine aktüer bilirkişiden 15.04.2019 tarihli ek rapor alınmıştır. Aktüer bilirkişi ek raporunda davacının % 50,6 özürlülük oranına göre kalıcı işgöremezlik tazminat tutarı 310.230,25 TL olduğu, sigorta şirketi tarafından bugünkü değeriyle 224.230,25 TL ödeme yapılmış olduğu, 310.000,00 TL teminat limitine göre ödenmesi gereken tazminat tutarının 85.769,75 TL olduğu görüşü açıklanmıştır. Devamla davacı vekilince bedel yönünden ıslah yapılarak talep 85.769,75 TL’ye çıkarılmıştır. Somut olayda; daha önce yapılan ödemenin eksik ödendiği, zararın kesin meblağının bilirkişi raporuyla belirleneceğinden aktüer raporu alınarak karar verilmesi talep edilmiş, diğer bir ifadeyle maluliyetin arttığı iddia edilmemiş, yeni bir maluliyet raporu alınması talep edilmemiş ve ıslah ile sadece bedel yönünden arttırım yapılmıştır. Bu halde davacı vekilinin artan maluliyete ilişkin talebi bulunması nedeni ile taleple bağlı kalınarak ilk rapora göre değerlendirme yapılmalı ve sigorta şirketince yapılan ödemenin eksik ödeme niteliğinde olup olmadığı değerlendirilmelidir. Bu açıdan da bakıldığında 01.04.2019 tarihli aktüer raporuyla “yapılan hesaplama ile işgöremezlik tazminat tutarının 198.161,94 TL olduğu, davalı sigorta şirketince yapılan 204.466,98 TL ödemeye göre başvuru sahibine ödenecek bakiye tazminat bulunmadığı” görüşü açıklanmış olduğuna göre İHH kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Belirtilen nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6- İstinaf talebi için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/02/2020