Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3064 E. 2022/819 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/3064
KARAR NO: 2022/819
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/03/2019
NUMARASI: 2017/930 Esas – 2019/187 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 31/03/2010 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve … dorseli araç ile refahiye ilçesi istikametinden Erzincan ili istikametine seyri esnasında dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu tek taraflı ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu müvekkillerinin desteği …’ın hayatını kaybettiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkillerin desteği …’ın asli ve tamamen kusurlu olduğunu, olaya ilişkin olarak Erzincan C. Başsavcılığının 2010/1781 numaralı dosyasından soruşturma yürütüldüğünü ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, kazaya yol açan aracın kaza tarihinde Yeşil Kart sigortası bulunmadığını, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin uğradığı maddi zararın davalı sigorta şirketlerince kaza tarihinde geçerli olan poliçe teminat limitleri dahilinde karşılanması gerektiğini, davalı …na başvuruda bulunulduğunu ancak davalı tarafından gönderilen cevap dilekçelerinde haksız olarak belge talep edildiğini, talep edilen evrakın tamamlanmaması halinde başvurularının reddedildiğinin bildirildiğini, talep edilen evrakın Karayolları ZMMS Genel şartlarında gönderilmesi zorunlu evraklar arasında yer almadığını, davalı tarafından süresi içinde ödeme yapılmadığını belirterek müteveffanın desteğinden yoksun kalan eşi … için 5.000,00TL, oğlu … için 100,00 TL kızı … için 100,00 TL, kızı … için 100,00 TL olmak üzere toplam 5.300,00 TL tutarındaki maddi tazminatın davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işlemiş yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar ıslah dilekçesi ile talebini 163.119,47 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yabancı plakalı araçlar sebebiyle güvence hesabının sorumluluğunun bulunmadığını, sigorta poliçelerini yaptırmayan Türk plakalı araçlarla ilgili teminat verdiğini, husumetin müvekkili kuruma değil, Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosuna yöneltilmesi gerektiğini, talep konusu tazminatın şahsın kusurlu olduğundan bahisle davanın reddi gerektiğini, davacıların alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiğini, müvekkili kurum bir tazminat ödemek zorunda kalırsa araç malik/ işleteni/ sürücüsünden rücuen talep etme hakkının olduğunu, müvekkilinin temerrüdünün söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacıların maddi tazminat taleplerine dair davanın Reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya konu trafik kazasının 2010 yılında meydana gelmiş olduğunu, kaza olduğundaki mevcut düzenlemelere, kanunlara göre hüküm kurulması gerekirken yerel mahkemenin kaza tarihine dikkat etmeyerek hüküm kurduğunu, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu’nun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkındaki Yönetmeliğine göre, yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştıkları kazalarda şayet geçerli yeşil kart sigortaları mevcutsa, yeşil kart sigortacılarına izafeten kusur esasına göre, kaza tarihindeki sigorta limitleri dahilinde sebebiyet verilen zararların karşılanacağını, yeşil kart sigorta poliçesi, o ülkede düzenlenmiş zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi gibi kabul edileceğini, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu geçerli bir yeşil kart sigortası var ise, meydana gelen zarardan kusur esasına göre, kaza tarihindeki zorunlu trafik sigortası teminat limitleriyle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, davaya konu aracın yeşil kart sigortası da bulunmadığını, ilgili kurum ve kuruluşlar ile yapmış oldukları yazışmaların dosya içerisinde bulunmakta olduğunu, ilgili aracın sigortası bulunmadığı konusunda ihtilaf bulunmadığını, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinde …’nın sorumluluğu düzenlenmiş olup ilgili maddenin 2. Fıkrasının d bendine göre; Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için başvurulabileceğini, bahsi geçen yazışmalarla birlikte ilgili hüküm gereği kazaya karışan … plakalı çekici ve … dorseli aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası ve yeşil kart sigortası bulunmaması sebebi ile müvekkillerde meydana gelen zararlardan …’nın sorumlu bulunduğunun sabit olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 31.03.2010 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve … dorseli araç ile Refahiye İlçesi istikametinden Erzincan İli istikametine seyri esnasında dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş istikametine göre aracını asfalt üzerinde devrilip sürüklenerek yoldan çıkıp takla atarak dereye devrilmesi neticesinde dava konusu tek taraflı ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kazada hayatını kaybeden …’ın ın eş ve çocukları olan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep ettikleri anlaşılmıştır. Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosu 13.06.2017 tarihli yazı cevabında … plakalı çekicinin Bulgaristan’ da tescilli olduğunun (destekten yoksun kalanlar tarafından) belirtildiği, ancak yeşil kart kopyası, ruhsat v.b evrakların mevcut olmamasına rağmen büro tarafından araştırılmaya devam edildiği ve yeşil kart sisteminde tescilli olabileceği ülkelerin büroları ile iletişime geçildiği ancak hiçbirinden olumlu dönüş alınmadığı belirtilmiştir. Kazaya karışan aracın yabancı plakalı olduğu ve yeşil kartının bulunmadığı hususunun tarafların kabulünde olduğu bu konuda bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, yeşil kart sigortası olmayan yabancı plakalı araçta tek taraflı meydana gelen trafik kazasında sürücünün ölümü sonucunda, davacıların …ndan destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyecekleri hususundadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2006/808 Esas ve 2007/3928 Karar sayılı emsal yöndeki kararında yeşil kart sigortası olmayan aracın kusuru ile karıştığı kaza nedeniyle … aleyhine açılan destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulü üzerine kararın davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine”… Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkındaki 26.10.1991 gün ve 21033 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanın Yönetmeliğin “Büronun Amacı” karşılığı 5 nci maddesinin 3 ncü bendinde yurt dışında sigortalanmış bulunan ve yerel bürolarca geçerli olan sigorta sertifikaları taşıyan motorlu kara taşıt araçları sahipleri veya sürücüleri tarafından Türkiye’de sebebiyet verilmiş hasarların,doğrudan doğruya idare ve ödenmesi hususundaki işlemleri yapmak, büronun amaçları arasında sayılmıştır. Yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştıkları kazalarda şayet geçerli bir yeşil kart sigortası mevcutsa, yeşil kart sigortacılarına izafeten kusur esasına göre kaza tarihindeki sigorta limitleri dahilinde sebebiyet verilen zararlar karşılanacaktır. Bir başka deyişle,yeşil kart poliçesi o ülkede düzenlenmiş zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gibi kabul edilecektir.Buna göre yeşil kart sigortası anlaşmaya dahil birbirlerine seyahat edilecek yabancı ülkelerin zorunlu mali sorumluluk sigortalarını bir araya getiren üniform ve beynelminel bir sigorta poliçesi olarak tanımlanmaktadır. Ülkemizin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi mensuplarının 20 Nisan 1959 tarihinde imzaladıkları “Beynelmilel Mecburi Mesuliyet Sigortasına Dair Avrupa Sözleşmesi” gereğince ülkemizde de tüzel kişiliğe haiz … Şirketleri Birliği Motorlu Taşıt Bürosu kurulmuş olup, Yeşil Kart sistemi uygulanmaya başlamıştır. Öte yandan,diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de karayollarında motorlu araçların neden oldukları trafik kazalarında bazı durumlarda kazada zarar görenlerin sigorta güvencesinden yoksun kalmaları halleri dikkate alınarak,zarar görenleri koruma amacıyla 2918 sayılı Yasa’nın 108. maddesinde Garanti Fonu oluşturulmuştur.Anılan Fon,aynı zamanda kamu yararı da dikkate alınarak ihdas edilmiştir.Bahse konu Yasa’nın 108/2 ve Karayolu Trafik Sigortası Hesabı Yönetmeliği’nin 8/b maddesinde trafik sigortası yaptırılmaksızın trafiğe çıkarılan motorlu aracın verdiği zararlar da Fon’un sorumluluk kapsamına alınmıştır. … dava dışı yabancı uyruklu kişinin kullanımında kazaya karışan ve davacının desteğinin ölümüne neden olan yabancı plakalı aracın, kaza tarihini kapsayan trafik sigorta poliçesinin veya trafik sigorta poliçesi yerine geçen yeşil kart sigorta poliçesinin olmamasına, ancak geçerli yeşil kart sigortası poliçesi bulunması halinde Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosu’na husumet yöneltilmesinin gerekmesine,… göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına” karar verilmiştir. Bu nedenle yeşil kart sigortası olmayan aracın kusuru ile karıştığı kaza nedeniyle …nın sorumluluğuna dayanılarak aleyhine dava açılabileceği sonucuna varılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre, “İşletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanun’un 85/1.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Davacıların desteğinin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt vefat etmiş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, desteğin kusurunun olması, davacıların hakkına halel getirir bir unsur olarak kabul edilemez. Dolayısıyla destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın, sigortacıdan talep edilmesi mümkündür. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/17669 E. ve 2017/919 K.sayılı kararı ile Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 E. ve 411 K.sayılı kararı, 22.2.2012 gün, 2011/17-787 E. ve 2012/92 K. sayılı kararı, 16.1.2013 gün 2013/17-1791 E. ve 2013/74 K. sayılı kararları). Somut olayda davaya konu trafik kazası 31.03.2010 tarihinde gerçekleşmiştir. Karayolları Trafik Kanununun 92.maddesinde değişiklik yapan 6704 sayılı Kanun 26/04/2016 tarihinde, yeni Genel Şartlar ise 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla, kaza tarihi sözü geçen Genel Şartlar ve Kanun değişikliğinden öncedir. Bu durumda kazanın meydana geldiği tarihe göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Genel Şartlar’da yapılan değişikliklerin somut olaya uygulanması da mümkün bulunmadığından, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin, HGK kararlarıyla da örtüşen içtihatlarında da vurgulandığı üzere, davacıların sigortalı araç işleteninin mirasçısı olarak değil, destek alacaklısı 3. kişi olarak sürücünün ve işletenin kusuruyla sorumlu tutulmadan talepte bulunabilecekleri sonucuna varıldığından davacılar vekilinin istinaf talebi yerindedir. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile kaza tarihinde yürürlükte olmayan yeni genel şartlara ve yasa hükümlerine göre değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. O halde mahkemece yapılması gereken, dairemizce yazılan müzekkereye verilen cevaplar ile birlikte tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/04/2022