Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3034 E. 2021/2201 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/3034
KARAR NO : 2021/2201
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 17/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.06.2017 tarihinde müvekkil…’nun Soğanlı mahallesi Necatibey sokakta yürüdüğü esnada, sokak içerisinde karşıdan karşıya geçtiği sırada ters istikametten geldiğini ikrar eden sürücü …’in sevk ve idaresindeki… plakalı motosiklet ile müvekkile çarpması neticesinde araç dışı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kaza neticesinde müvekkili …’nun ağır şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı motosiklet sürücüsü …’in hızlı ve dikkatsiz araç kullanması nedeniyle asli ve tamamen kusurlu olduğu, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihini kapsayan herhangi bir zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmadığını, bu sebeple meydana gelen zararın, 14 Haziran 2007 tarih, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14 üncü maddesiyle Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri bünyesinde kurulmuş bulunan Güvence Hesabı tarafından karşılanması gerektiğini belirterek fazlaya dair talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla, …nun sürekli iş göremezliği için 100,00 TL maddi zararın davalı Güvence Hesabının temerrüte düştüğü tarihten itibaren işeyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen davalı tarafından tazmin edilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 34.040,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru şartının gerektiğini, müvekkili kurumun sorumluluğunun yalnızca bedensel kayıpları kapsadığından özürlülük ölçütü nispetinde olduğunu, meslekten kazanma kaybı oranı Güvence Hesabı’nın özel yapısı gereği dikkate alınacak bir husus olmadığını, kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsüne ve işletenine ihbarını talep ettiğini, davaya konu kazaya ilişkin kusur oranlarının tespitinin adli tıp kurumu vasıtasıyla yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile; Sürekli iş göremezlik maddi tazminat talebi için 34.040,00-TL temerrüt tarihi olan 27/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Gerekçeli kararın hüküm kısmında “davacı tarafından yapılan 1.679,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” diyerek taraflarınca yapılan yargılama giderinin ödenmesine karar verildiğini, ancak hükümde Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen maluliyet raporuna istinaden ödenen 1.260,00 TL’nin yargılama giderine dahil edilmediğini, mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle, yapılan tüm yargılama giderlerinin davalıdan alınarak taraflarına ödenmesine karar verilmesinin yasa gereği olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yargılama öncesi Güvence Hesabı’na usulüne uygun yapılan bir başvuru söz konusu olmadığını, cevap dilekçesinde de belirtildiği üzere, davacı yargılama öncesi trafik kazasına bağlı maluliyet tazminatı adına müvekkil kuruma başvururken, maluliyet raporu belgesini iletmediğini, maluliyet raporunu iletmeksizin, trafik kazasına bağlı maluliyet tazminatının hesaplanması ve hak sahibine ödeme yapılmasının hukuken, mantıken ve fiilen mümkün olmadığını, geçerli bir başvurudan söz edilemeyeceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 19.07.2017 günü saat 22.10 sıralarında sürücü ….’in, yönetimindeki ZMMS poliçesi bulunmayan … plaka sayılı motosiklet ile …sokağı takiben seyri sırasında karşıdan karşıya geçmek isteyen davacı yaya … ‘na çarparak yaralanmasına neden olduğu, davacının maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır,2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanun’un 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir. Sigorta kuruluşuna yazılı başvuru halinde eklenmesi gereken belgelere madde metninde açıkça yer verilmemiş; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.2.1 maddesinde ise kaza veya zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgeler ifadesi kullanılarak tek tek belgelerin sayılması yoluna gidilmemiştir. Ayrıca sigortacının hak sahibinden münhasıran hak sahibinin tazminat hakkını etkileyen bilgi ve belgeleri talep edebileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme sigorta şirketi için belirlenen sekiz günlük ödeme süresinin başlangıcı için önem taşıyacaktır. Yasal değişiklikle birlikte, artık mahkemede dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapılması zorunlu hale getirilmiştir. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen bu başvuru koşulu HMK’nın “dava şartlarını” düzenleyen 114/2. maddesinde yer alan “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü kapsamında özel bir dava şartıdır. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.KTK’nın 97. maddesi ile getirilen başvuru koşulu da tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğundan mahkemece bu dava şartı yerine getirilmeksizin dava açıldığının tespiti halinde, davacı vekiline 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, başvuru yapılması halinde başvurunun akıbeti beklenmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, dava tarihi olan 25/09/2017 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı Sigorta Şirketine yapılan başvurunun eksik evrak nedeniyle karşılanmadığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı tarafından 15/02/2018 tarihinde yapılan başvuru üzerine Sigorta Şirketi tarafından 21/02/2018 tarihinde verilen cevap ile eksik görülen kesin ve sürekli maluliyet oranını gösterir Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun sağlık kurulu raporu ve tedavi sürecine ilişkin tüm tıbbi kayıtlar talep edilmiştir. Eksik olduğu bildirilen kesin ve sürekli maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporunun alınması için geçecek süre nazara alındığında KTK’nın 97. maddesinde öngörülen 15 günlük cevap süresinin makul olmayacak şekilde aşılması sonucu doğacağından başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü gerekir.Bu durumda Mahkemece davalı Sigorta Şirketince verilen cevap talebi karşılamadığından dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek, davanın esasına girilip deliller toplanıp değerlendirilerek, usul ve yasaya uygun olarak verilen kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.Davacı vekili tarafından 24.11.2018 tarihli dilekçe ile Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Kurumunda davacının yapılan muayenesi için 1.260,00-TL bilirkişi ücreti yatırıldığına ilişkin dekont sunulmuş ancak yargılama giderine dahil edilmemiş olduğundan davacının istinafı yerindedir. Kararın bu yönden düzeltilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA,
Buna göre:
Asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile;
1-Sürekli iş göremezlik maddi tazminat talebi için 34.040,00-TL temerrüt tarihi olan 27/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 2.325,27-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL ve ıslah harcı olan 116,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.173,37 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından dava açıldığı sırada yatırılan 35,90 TL peşin nispi harcın ve ıslah harcı olan 116,00 TL olmak üzere toplam 151,90 TL davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti 244,00 -TL davetiye 1.260,00-TL muayene ücreti gideri olmak üzere toplam 2.939,90-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.084,80-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;
1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,
Davalı yönünden; alınması gereken 2.325,27 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.280,87 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 32,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 31,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı ‘ye verilmesine,
Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/12/2021