Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/3006 E. 2019/3855 K. 29.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/3006
KARAR NO : 2019/3855
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 19/09/2019
NUMARASI : 2019/410 D.İş Esas 2019/176 D.İş Karar
DAVA : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 29/11/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 18/09/2010 tarihinde … plakalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile meydana gelen trafik kazası neticesinde araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanarak malul kaldığı, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı ….’ye zmms poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; maluliyet raporunun mevzuata uygun olmadığını bu nedenle başvurunun öncelikle usulden reddedilmesi gerektiğini, aksi taktirde başvurunun zamanaşımından reddedilmesi gerektiğini, başvuran yolcunun emniyet kemerinin takılı olup olmadığının araştırılması, hesaplamada askerlik döneminin düşülmesi ve aktif dönemin agisiz olması gerektiğini, başvurana SGK tarafından yapılan ödemelerin dikkate alınmasını, hesaplamada kullanılan tablonun hatalı olduğunu belirtmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, “başvuran …’nın maluliyet tazminatı olarak 52.945,63 TL ve 05/01/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte Sigorta kuruluşundan alınıp başvurana ödenmesine,” karar vermiş, bu karara karşı sigorta şirketince yapılan itiraz sonucu İtiraz Hakem Heyeti, ” sigorta şirketinin itirazının kabulü ile başvuru sahibinin talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin sürekli maluliyetine ilişkin tazminat talebinin zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu kanaatine varılarak davanın reddine hükmedildiği, 2918 sayılı KTK’nın 109.maddesinde “motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne amir olduğu, bedensel zararlarda zamanaşımının başlangıcı, olay tarihi ya da tazminat sorumlusu ile zararın öğrenilme günü değil, sürekli sakatlığa ilişkin raporun ortaya çıktığı ve öğrenildiği tarih olduğunu, bu nedenle müvekkilinin %4 oranında sürekli olarak malul kaldığını 14/02/2018 tarihli KTÜ Adli Tıp’tan alınan Adli Kurul Raporu ile öğrenmiş olduğu, yasal sürenin içerisinde Sigorta Tahkime başvurduğunu, bu nedenle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İHH tarafından verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımı süresine tabi olduğu, devamında tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanacağı belirtilmiştir.2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesinin ilk fıkrasında, yine bir haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin tabi bulunacağı zamanaşımı süresi yönünden zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmesi durumunda bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı belirtilmiştir.Bu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından, sürücü ve diğer sorumlular arasında bir ayrım yapılmamış, kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür.Zararın ve failin uzamış zamanaşımı süresinin bitmesinden sonra öğrenilmesi halinde, tazminat talebinin, öğrenme tarihinden itibaren 2918 sayılı yasanın 109. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Öğrenme tarihinden itibaren, yeni bir uzamış zamanaşımı süresi işlemez (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/04/2008 Tarih, 2008/4-326 E. ve 2008/325 K. Sayılı kararı).Somut uyuşmazlıkta tazminat isteminin dayandırıldığı eylem, aynı zamanda olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89.maddesi çerçevesinde taksirle yaralama suçunu oluşturduğu; Bu durumda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2.maddesi uyarınca, tazminat istemi bakımından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği açıktır.Tazminata konu trafik kazası 18/09/2010 günü meydana gelmiştir. Sigorta hakem heyetine başvuru 29/01/2019 tarihinde yani 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/1.maddesinde öngörülen 2 yıllık sürenin ve aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca uygulanması gereken 8 sekiz yıllık uzamış zamanaşımı süresinin bitiminden sonra yapılmıştır.Davacının olay nedeniyle uğradığı zararın kapsamını öğrendiğini belirttiği Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Tıp Başkanlığının 14/02/2018 tarihli raporun 8 yıllık uzamış zamanaşımı süresi içerisinde alındığı sabittir. Ancak davacı uzamış zamanaşımı süresi içerisinde sigorta hakem heyetine başvuru yapmadığından ve öğrenme tarihi uzamış zamanaşımı süresi içerisinde olduğu için KTK’nın 109/2. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması olanağı da bulunmadığından İHH tarafından verilen kararda bir isabetsizlik yoktur.Belirtilen nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,6- İstinaf talebi için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/11/2019