Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/300 E. 2019/148 K. 08.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/300
KARAR NO : 2019/148
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/09/2018
NUMARASI : 2017/978 Esas – 2018/1039 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 08/02/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, … numaralı Genişletilmiş Kasko Poliçesi ile … plakalı çekiciyi, 22/04/2016-22/04/2018 tarihleri arasında ve 220001035411-2 numaralı Genişletilmiş Kasko Poliçesi ile … plakalı römorku, 25/05/2016-25/05/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalandığını, 09/08/2016 günü Eyüp Ağaçlı Çift Alan Döküm Sahası içerisinde seyir halinde bulunan sigortalı ….çekici ve çekiciye bağlı sigortalı .. . plakalı römork, karşı yönden gelen … plakalı kamyon ile çarpışması sonucunda kaza meydana geldiğini, kazada oluşan maddi hasar ile sonuçlanan iş bu kaza sonucu müvekkili şirket sigortalısının aracında meydana gelen hasar nedeniyle toplam 88.349,00 TL tutarında hasar ödemesi yapıldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklı saklı kalmak kaydıyla, müvekkili tarafından sigortalısına ödenen 88.349,00 TL rücuen tazminatın işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 6100 sayılı HMK. gereğince dava dilekçesinin görev yönünden reddine, görevli Mahkemesinin İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine, 6100 Sayılı HMK.’nun 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaatı halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen görevsizlik kararının hem kanuna hem de Yargıtay içtihatlarına aykırı düştüğünü, sigortacının (müvekkil şirketin) halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında halefiyet davasının ticari dava sayılamayacağını, bu davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi olduğunu, iş bu davanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmasına rağmen, İlk Derece Mahkemesi tarafından Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmesinin kanuna, hukuka ve Yargıtay içtihatlarına aykırı düştüğünü belirterek; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, rücuan tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesinin k bendinde tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, l bendinde de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Yine aynı Kanun’un 73. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı davalarda, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.Somut uyuşmazlıkta, davacı …Sigorta A.Ş.’nin sigortalısı olan …Ad. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile davalılardan… Sigorta A.Ş., …A.Ş. ve… Nakl. Gıda Teks. İnş. Pet. Tem. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin tüzel kişi tacirdir. Zarar gören sigortalı araçlar ticari vasıfta çekici ve römorktur. Bu durumda davacının 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasının TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava niteliğinde olduğu anlaşıldığına göre uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir. Açıklanan nedenlerle; İlk Derece Mahkemesince davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK.’nın 353/1-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/02/2019.