Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2993 E. 2021/2198 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2019/2993
KARAR NO : 2021/2198
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/04/2019
NUMARASI : 2015/392 Esas – 2019/585 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 17/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 19/12/2012 tarihinde çalıştığı özel bir firmanın depo alanı içinde bulunan asfalt yolda mal indirmek için geri geri yanaşan … plakalı aracın çarpması sonucunda müvekkilinin % 50 oranında özürlü, engelli kaldığını, müvekkilinin kaza geçirdiği tarihte kamyon şoförü olarak çalıştığını, kazadan sonra da yine aynı şirkette özürlü kontenjanından çalışmaya devam ettiğini, kazadan sonra müvekkilinin tedavi sürecinde bir çok harcama yaptığını ve zor durumda kaldığını, bu nedenler ile müvekkili … için 10.000,00 TL maddi tazminatın (iş görmezlik nedeniyle oluşan maddi zararlar, refakatçi, yol yatak giderleri) davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 11/04/2015 tarihinden itibaren artan oranlarda sigorta poliçesi limitleri dahilinde tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …plakalı aracın kazanın meydana geldiği 19/12/2012 tarihinde müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, Müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı davalının kusur oranına göre kişi başı sakatlık hallerinde azami 225.000 TL ile sınırlı olduğunu, kazanın meydana geldiği yerin özel bir firmanın depo alanı içi olduğunu, bu kazanın bir iş kazası olduğunu, kazanın meydana gelmesinin hukuki bağlamda bir trafik kazası olmadığını, bir iş kazası olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemenin hükme esas aldığı ATK tarafından verilen raporun hatalı ve usule aykırı olduğunu, Yerel Mahkemenin 28.02.2018 tarihli ara kararı uyarınca kaza yerinin karayolu sayılıp sayılmayacağı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak Prof. Dr. … tarafından düzenlenen raporda, davaya konu olayın trafik kazası olduğunun tespit edildiğini, söz konusu bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmiş olduğunu, davalı tarafından da rapora itiraz edilmediğini, bu raporun dosyada mevcut olduğunu ve yerel mahkemece de ATK’dan olayın trafik kazası olduğu belirtilerek kusur tespiti için rapor talep edildiği halde ATK Trafik İhtisas Dairesince hatalı değerlendirme neticesinde olayın trafik değil iş kazası olduğu belirtildiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun somut olayla birebir örtüşen 28.09.2011 tarih 2011/17-499 E. 2011/557 K. Sayılı kararında fabrikanın ambar bölümünü KTK’na göre karayolu sayılan yerlerden kabul ettiğini, hal böyle iken kaza mahallinin karayolu olmadığı dolayısıyla kazanın trafik kazası değil iş kazası olduğu yönündeki Adli Tıp Kurumu raporu da bu rapora dayanan yerel mahkeme hükmünün de hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece olayın bir trafik kazası olduğu kabul edilerek kusur ve zarar tespiti yapılıp davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetsiz olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davacı …’ün 15.12.2012 günü, çalışmakta olduğu L… firmasının Esenyurt, Sanayi Mahallesi adresinde bulunan fabrika binasının depo kısmının 4 numaralı kapısı önünde yük kamyonlarından mal indirme işinde çalışmakla iken sürücü … yönetimindeki …plakalı kamyonun geri manevrası sırasında, kamyon kasası ile depo kapı girişinin duvarı arasında sıkışarak %21,2 oranında maluliyetinin oluşması nedeniyle maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır.Mahkemece olay yerinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi İTÜ’den emekli Prof. Dr. …Raporunda; Karayolu ile ilgili 2918 sayılı Kanununun 2.maddesine göre değerlendirme yapılarak “… kazanın meydana geldiği yer, depo yükleme ve boşaltma alanının bir kısmı olmanın yanında, yoğun bir taşıt trafiğinin (nakliye kamyonları, vardiya başı ve sonlarında oldukça yoğunlaşan servis araçları ve muhtemelen diğer çeşit trafiğin de) hüküm sürdüğü, bu açıdan normal bir şehir içi yolu ile fabrika alanı şartlarına sahip trafiğin birlikte yürüdüğü bir bölge olarak görülmüştür. Bu bölgenin her iki yönde de (giriş-çıkış) şehir içi yollarına bağlantısı olduğu açıkça görülmektedir. Dava konusu kazanın meydana gelmiş olduğu fabrika depo alanının özel arazi olarak tanımlanmasının mümkün olmadığı, bu saha içinde karayollarında her zaman mevcut olan şekildeki trafik şartlarının hüküm sürdüğü, bu bakımdan buradaki trafik şartlarının normal kara yollarındaki şartlar olarak ele alınabileceği …” kanaatini belirtmiştir.ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor istenmiş, ” davaya konu olayın fabrika alanı içerisinde meydana gelmiş olması, davacının araçların mal indirmede ve bindirmede, araçların depodaki boşaltma yerine yerleştirmeden sorumlu olarak çalıştığı, olayın oluş şekli itibari ile söz konusu olayın trafik kazası mahiyetinde olmadığı, iş kazası mahiyetinde olduğu kanaatine varıldığı, bu olayla ilgili Adli Tıp Kurumu içerisinde kusur tespiti yapan bir birim bulunmadığından, dosyanın işlem görmeksizin mahalline iadesine karar verilmiştir.” mütalaasında bulunulduğu görülmüştür.Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/4912 Esas ve 2020/7921Karar sayılı kararında;”….Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun 2. maddesinde bu Kanunun, karayollarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural biraz daha genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile, erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı; bu haliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirtilmiştir.Anılan yasal düzenlemeler gereği ve Daire uygulamasına göre karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur.Somut olayda; davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan traktör tarla içerisinde iken devrilmiş ve araç sürücüsü olan …vefat etmiştir. Davacı, eşi olan müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı gerekçesiyle destekten yoksun kalma tazminatının tahsilini talep etmiştir.Yukarıda da açıklandığı üzere; Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. (HGK’nın 28.09.2011 tarihli 2011/17-499 Esas 2011/557 karar sayılı ilamı da bu yöndedir) Davaya konu trafik kazasının meydana geldiği yerin (tarlanın) karayolu ile bağlantısı bulunmaktadır. 2918 sayılı KTK’nun 2. maddesi gereğince karayolu bağlantısı olduğundan meydana gelen zarar teminat kapsamındadır. Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince, zararın teminat kapsamında olduğu kabul edilerek taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” belirlemesinde bulunmuştur.Dosya kapsamında iki görüş arasında çelişki olması nedeniyle, bu çelişkiyi gidermeden, olay yerinin Karayolu Trafik Kanunun uygulanacağı yerlerden olup olmadığı kesinleştirilmeden davanın gerekçede açıklandığı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.O halde Mahkemece yapılması gereken, iki rapor arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde İTÜ Ulaşım veya Otomotiv Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlilerinden veya Karayolları Trafik Fen Heyetinden seçilecek bilirkişi heyetinden yerinde keşif yapmak suretiyle rapor alınarak olayın meydana yerin, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 2. ve 3. maddesinde sayılan yerlerde geçip geçmediğinin ve karayoluyla bağlantı yolu olup olmadığının kesin bir şekilde belirlendikten sonra tarafların delilleri değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/12/2021