Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2971 E. 2021/2233 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/2971
KARAR NO: 2021/2233
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/05/2019
NUMARASI: 2015/449 Esas – 2019/521 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/07/2012 tarihinde sürücü …’nun, sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halindeyken karşı yönde seyir halinde bulunan sürücü … yönetimindeki … plakalı motosiklet ile çarpışması sonucu oluşan kazada müvekkilinin ağır yaralandığını ve kaza neticesinde sakat kaldığını, kaza sonucu düzenlenen tespit tutanağına göre tüm kusurun … plakalı araç sürücüsüne ait olduğunu, müvekkiline çarpan aracın ZMSS poliçesi bulunmadığından davanın Güvence Hesabına açıldığını, davalı sigorta şirketine başvuraları sonrasında kısmi tazminat alındığını, fakat yapılan ödemenin gerçek zararın çok altında olduğunu, müvekkilinin kalıcı iş gücü kaybından doğan hazilahazırda ve geleceğe dönük maddi kaybının giderilmesi için şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın ve mutad iştigalinden geri kalan ve çalışamayarak gelir kaybına uğrayan müvekkil için 100,00 TL maddi tazminatın davalıya başvuru tarihini mütakip 8. İş günü bitimi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 67.129,58 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İki yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davanın zamanaşımına uğradığını, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin ve temerrüt tarihinden itibaren avans faizi talebinin haksız olup reddi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın 13/12/2017 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesi ile talep edilen tutar üzerinden Kabulü ile 6.865,27 TL geçici ve 60.264,34 TL sürekli iş göremezlik zararından oluşan toplam 67.129,58 TL maddi tazminatın 26/04/2013 tarihinden itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporlarına itirazlarının değerlendirilmediğini, kusur oranının iki ihtimale göre belirlendiğini, mahkemece 8/8 (% 100) kusurun esas alınmış olduğunu ayrıca hangi tarafın kusurlu olduğu tam tespit edilemediği hallerde yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince tehlike sorumluluğuna katlanma ilkesinin gözetilmesi gerektiğini, davacı yanın maluliyetinin kafa travmasına bağlı olduğunun tespit edilmesine karşın, kask vb koruyucu tertibatı bulunmaması nedeniyle müterafik kusur olduğunun gözetilmediğini, genel şartlar gereğince geçici iş göremezliğin teminat dışı olduğunu, mahkemece SGK’dan geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığının tespit edilmeksizin karar verilmiş olmasının da hatalı olduğunu, hükmedilen miktarlar yönünden faiz başlangıcının hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 09/07/2012 tarihinde dava dışı sürücü …’nun sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı otomobil ile seyri sırasında kaza mahalline geldiği esnada, karşı yön istikametine geçerek idaresindeki aracı ile karşı yönde seyir halinde olan davacı sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı motosiklet ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında, davacının yaralanmasına bağlı olarak, … plakalı aracın trafik sigortası bulunmaması nedeniyle, davalıdan geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. Dosyada aldırılan 08/02/2019 tarihli ATK kusur raporuna göre iki ihtimalli değerlendirme yapılmış olmakla beraber, 1. ihtimalde sürücü …’nun %30 oranında kusurlu olduğu, (anlatımlara göre kazaya sebebiyet veren 3. Kişiye ait olan) plakası tespit edilemeyen motosiklet sürücüsünün %70 oranında kusurlu olduğu, 2. ihtimalde sürücü …’nun %100 oranında kusurlu olduğu, her iki ihtimalde de davacı sürücü …’ın kusursuz olduğu kanaati açıklanmıştır. Somut olayda, her iki ihtimalde de davacı sürücü … kusursuz olduğundan ve 1. ihtimalde dahi, davalı taraf, doğan zarardan, anlatımlara göre kazaya sebebiyet veren 3. Kişiye ait olan ve plakası tespit edilemeyen motosiklet sürücüsü ile birlikte davacıya karşı müteselsilen sorumlu olacağından, mahkemenin “davalının sigortalısına ait araç sürücüsünün diğer sorumlularla birlikte davacının zararının tamamından müteselsil sorumlu bulunduğu” yönündeki kabulünde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yerinde değildir. Davacının yaralanma bölgesi trafik kazasına bağlı boyun arızası olmakla birlikte, kaza tespit tutanağında davacı sürücünün kask takıp takmadığı yönünde belirtme yapılmadığı ve davalı tarafça aksi ispatlanamadığı anlaşılmakla müterafik kusura; Somut olay iş kazası olmadığından peşin sermaye değerli rücuya tabi gelir bağlanması söz konusu olamayacağından bu hususun sorulmamış olması sonuca etkili olmayacağından SGK’dan sürekli veya geçici iş göremezlik tazminatı alıp alınmadığının tespit edilmediğine değinen istinaf talepleri de yerinde değildir.Yargıtay 17. Hukuk Dairesi genel şartlar değişikliğinden önce ve halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 27/03/2014 tarih, 2013/ 4616 E. ve 2014/4465 K. sayılı kararında; “2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu, yasa kapsamı dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden varsa trafik şirketi yoksa Güvence Hesabı ve her iki halde de diğer haksız fiil sorumlularının (işleten ve sürücü gibi) sorumlulukları devam edecektir” yönünde karar vermiştir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18/10/2018 tarih, 2015/16222 E. ve 2018/9271 K.sayılı kararında açıklandığı üzere “Güvence Hesabı yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9, 14 ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren Güvence Hesabının temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise Güvence Hesabının temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir.”. Güvence Hesabı tarafından mahkemeye gönderilen hasar dosyası kapsamından, davacının davalı Güvence Hesabı’na 15/04/2013 tarihinde başvurduğu anlaşılmakla, mahkemece 26/04/2013 tarihinden itibaren faiz işletilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 4.585,62 TL harçtan peşin alınan 1.146,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.439,12 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.23/12/2021