Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/295 E. 2021/1051 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2019/295
KARAR NO: 2021/1051
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/06/2018
NUMARASI: 2016/898 Esas – 2018/635 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerin murisi …’ün 12/09/2015 tarihinde sürücüsünün … olduğu … İngiltere plakalı araçla seyir halinde iken aracın kontrolünü kaybetmesi sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde davacıların murisi …’ün vefat ettiğini, vefat etmesi dolayısıyla müvekkillerin sürekli destekten yoksun kaldıklarını, müvekkillerin sürekli destekten yoksun kalması nedeniyle uğradığı maddi zararın tazmininin gerektiğini belirterek müvekkillerinin zararı tespit edildiğinde arttırılmak üzere 1.000,00 TL destekten yoksunluk nedeniyle maddi zararın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap diekçesinde özetle; davacının KTK’nın 97.maddedeki dava şartını yerine getirmediğini, davacı tarafça müvekkil şirkete yapılan başvuru sonucunda başvuru sahibine ibraname mukabilinde 01/06/2016 tarihinde toplam 87.101,00 TL ödeme yaptığını, kazadan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirdiklerini, başkaca bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile davacı … için 127.104,00 TL davacı … için 43.161,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 01/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının eksik belgelerle yaptığı başvurunun geçersiz olduğundan dava şartının yerine getirilmediğini, davaya konu olay için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının avukat tarafından hazırlanarak söz konusu bilirkişi aktüer hesaplaması hususunda gerekli bilgi, birikim ve mesleki tecrübeye haiz olmadığını ve bu yönde mahkemeye sunulan bilirkişiye itiraz dilekçesinin dikkate alınmadığını, kaza tarihi itibari ile 01/06/2015 tarihinden sonra gerçekleşmiş kazalar için açılmış olan davalarda Karayolları ZMSS yeni genel şartlarının uygulanması gerektiğini, söz konusu davanın açılış tarihi, yeni genel şartların yürürlük tarihi olan 26/04/2016 tarihinden sonra gerçekleştiğinden hesaplamanın TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak ve %1,8 Teknik faiz kullanılarak yapılması gerekirken PMF ve Prograsif Rant Hesaplaması yapılması ve hükümde esas alınmasının genel şartlara aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından müterafik kusur ve hatır taşımasına iişkin herhangi bir indirim yapılmamasının İstinaf ve Yargıtayın uygulamasına ters düştüğünden, hesaplama yapılırken anne ve babanın pay oranlarının hesaplamaya dahil edilmediğini, söz konusu kazaya sebebiyet veren … İngiltere plakalı aracın neden olduğu kaza ile ilgili olarak davanın motorlu taşıtlar bürosuna ihbarı gerektiğini, söz konusu aracın yeşil kart poliçesinin varlığı sorulmadan esasa girilmesinin hatalı olduğunu, mahkeme tarafından motorlu taşıtlar bürosundan söz konusu İngiltere plakalı aracın zorunlu olarak yapılması gereken yeşil kart poliçesinin hangi şirketten olduğunun sorulması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatına istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 12/09/2015 tarihinde davacıların desteğinin yolcu konumunda bulunduğu, yabancı plakalı aracın tek taraflı trafik kazası sonucu davacılar murisinin vefat ettiği, Mahkemece sürücünün %100 kusur oranına ve PMF- 1931 Yaşam Tablosuna ve davalı tarafından davadan önce yapılan ödemenin güncellenerek indirilmesi ile hesaplanan bilirkişi raporuna göre tazminat miktarına karar verdiği anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlıkta dava açılmadan önce, davalı …na yapılan başvuru sonucu kaza nedeniyle hasar dosyası açıldığı ve 87.101,00 TL ödeme yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmakla, KTK’nın 97.maddesine göre, başvuru şartının yerine getirilmediğine yönelik, davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde değildir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde ve yargılama sırasında, davanın motorlu taşıtlar bürosuna ihbarı için beyanı ya da usulüne uygun ihbar dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla buna değinen istinaf itirazı da yerinde değildir. Ancak Dairemiz tarafından kazaya karışan yabancı plakalı aracın Yeşilkart Sigorta kaydının bulunup bulunmadığı sorulmuş ve Yeşilkart Sigortasına rastlanmadığı bildirilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından Mahkemenin hükme esas aldığı tazminat bilirkişi raporunun sigorta eksperi bilirkişi tarafından hazırlandığı, yargılama sırasında bilirkişiye yönelik itiraza rastlanmadığı, bilirkişi raporunun istinaf talep eden davalıya HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde rapora ve bilirkişiye itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde tazminat hesabı bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak ve %1,8 Teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılması gerektiğine ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Kaldı ki, Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı Kararı ile ” Karayolları Trafik Kanun’un 90. Maddesinin Birinci Cümlesinin “…bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” Bölümünde Yer Alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” İbaresi, İkinci Cümlesinde Yer Alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin, b) Kanun’un 92. maddesinin (i) Bendi “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.”ibaresinin, Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. ve 48. maddelerine aykırı olduğundan oy çokluğu ile iptallerine karar vermiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararından önce 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’unun 90. maddesi (Değişik:14/4/2016-6704/3 md.) “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle bu gibi taşımalarda mülga 818 Sayılı BK 43 maddesi (6098 sayılı TBK’nin 51.) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de indirim yaptığı takdirde indirim oranını objektif ölçüler içinde takdir etmek zorundadır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da getirebilir. Somut uyuşmazlıkta; dosya kapsamından müteveffa ile aracı kullanan dava dışı sürücünün yakın arkadaş oldukları birlikte eğlenmek için araca bindikleri, öncesinde birlikte alkol aldıkları bu durum karşısında desteğin sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmesi nedeni ile mahkemece bilirkişi raporunda belirlenen tazminat miktarından müterafik kusur indirimi, Yine müteveffa destek ile araç sürücüsünün arkadaş oldukları birlikte gezip eğlenmek amacı ile araca bindikleri ve bu esnada kazanın meydana geldiği anlaşıldığına göre desteğin yolcu olarak taşınmasının hatır taşımacılığı kapsamında olduğu anlaşılmakla hesaplanan maddi tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılmadan karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince belirlenen tazminattan resen yapılan hesaplama ile %20 müterafik kusur indirimi ve %20 hatır taşımacılığı indirimi yapılarak davacı … için 81.346,56 TL, davacı … için 27.623,04 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir. Kabule göre de müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirim mahiyetinde olduğundan davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın KABULÜ ile davacı … için 81.346,56 TL, davacı … için 27.623,04 TL destekten yoksun kalma tazminatının 01/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Alınması gerekli 7.443,71 TL karar ilam harcının peşin alınan 609,20 TL den mahsubu ile eksik kalan 6.834,51 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.gereğince 14.302,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan 638,40 TL ilk gider, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 76,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.314,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 5-HMK’nın 333. md. uyarınca davacı tarafca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 101,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/06/2021